a- Allah'a İtaat
a
a-
Allah'a İtaat:
Kâiatı yoktan var eden ve yöneten
Allah'a kayıtsız şartsız itaat edilmelidir. Mü'min, Allah'a ve O'ndan gelen
hayat kanunlarına itaat etmek için iman eden insandır. O'nun emirleri ve
yasaklarına itaat edilmedikçe iman, en küçük bir sarsıntıda yıkılmaya mahkûm
olacak şekilde zayıftır. Allah'a itaat, emrettiği her konuda yerine
getirilmelidir. Kişisel, sosyal, ailevî ve siyasî, vs. bütün konularda Allah'ın
emirlerine itaat, Allah'a iman etmenin zarurî gereğidir.
Evet, Allah vardır, birdir,
yaratandır. Ezelî ve ebedî olandır. Gören, işiten, dilediğini istediği anda ve
şekilde yapmaya gücü yetendir. Mâziyi, hali, istikbali ve yarattığı insanların
hayatlarını tanzim edecek kanunları en iyi bilen, emirler ve yasaklar koymaya
yegâne yetkili olandır. Mü'min olabilmek için Allah'a bütün bu ölçüler
çerçevesinde inanmak gerekir. Allah'ı en bilgili ve kudretli Rab kabul edip de,
tatbik olunması için koyduğu emirleri ve yasaklarını, uygulanmasına gerek
olmayan yasalar dizisi olarak görmek veya çevremize bu tür bir görüşün insanı
olduğumuz fikrini verdirebilecek yaşantı biçimlerinin içine düşmek, fiilen O'na
inanmamaktır. O yüzden gerçek anlamıyla Allah'a iman, ancak Allah'a itaatle
gerçekleşir. Bunun içindir ki, O'nun emirleri ve yasaklarına kayıtsız şartsız
itaat etmek mecburiyetindeyiz. "Gücünüzün yettiği kadar Allah'tan
korkun/sakının. (Emirlerini) dinleyin ve itaat edin. Kendi iyiliğiniz için infak
edin/Allah için harcayın. Nefsinin cimriliğinden korunan kimseler kurtuluşa
ererler." (64/Teğâbün, 16)
a-
Allah'a İtaat:
Kâiatı yoktan var eden ve yöneten
Allah'a kayıtsız şartsız itaat edilmelidir. Mü'min, Allah'a ve O'ndan gelen
hayat kanunlarına itaat etmek için iman eden insandır. O'nun emirleri ve
yasaklarına itaat edilmedikçe iman, en küçük bir sarsıntıda yıkılmaya mahkûm
olacak şekilde zayıftır. Allah'a itaat, emrettiği her konuda yerine
getirilmelidir. Kişisel, sosyal, ailevî ve siyasî, vs. bütün konularda Allah'ın
emirlerine itaat, Allah'a iman etmenin zarurî gereğidir.
Evet, Allah vardır, birdir,
yaratandır. Ezelî ve ebedî olandır. Gören, işiten, dilediğini istediği anda ve
şekilde yapmaya gücü yetendir. Mâziyi, hali, istikbali ve yarattığı insanların
hayatlarını tanzim edecek kanunları en iyi bilen, emirler ve yasaklar koymaya
yegâne yetkili olandır. Mü'min olabilmek için Allah'a bütün bu ölçüler
çerçevesinde inanmak gerekir. Allah'ı en bilgili ve kudretli Rab kabul edip de,
tatbik olunması için koyduğu emirleri ve yasaklarını, uygulanmasına gerek
olmayan yasalar dizisi olarak görmek veya çevremize bu tür bir görüşün insanı
olduğumuz fikrini verdirebilecek yaşantı biçimlerinin içine düşmek, fiilen O'na
inanmamaktır. O yüzden gerçek anlamıyla Allah'a iman, ancak Allah'a itaatle
gerçekleşir. Bunun içindir ki, O'nun emirleri ve yasaklarına kayıtsız şartsız
itaat etmek mecburiyetindeyiz. "Gücünüzün yettiği kadar Allah'tan
korkun/sakının. (Emirlerini) dinleyin ve itaat edin. Kendi iyiliğiniz için infak
edin/Allah için harcayın. Nefsinin cimriliğinden korunan kimseler kurtuluşa
ererler." (64/Teğâbün, 16)
İSYAN-İTAAT
- Bütün Evren Allah'a İtaat Etmektedir
- c- Münâfıklara
- İSYAN..
- d- Kendisini Allah Yolundan Uzaklaştıran ve Saptıran Liderlere ve Büyüklere
- İsyan Nedir?.
- Nerdesin Ey Güzel İsyan?.
- e- Şeytana ve Şeytanın Dostlarına
- İsyanın İki Anlamı
- f- Günahkârlara ve Nankörlere
- İsyan; Anlam ve Mâhiyeti
- g- Yalancılara
- İsyanın İki Yönü.
- h- Ahlâksızlara
- Ma'siyet Ne Demektir?.
- i- Gâfillere, Zikirden (Allah'ı anmaktan ve Kur'an'dan) Gaflette Olanlara
- İtaat; Anlam ve Mâhiyeti
- j- Namaza Engel Olanlara
- Tâat Ne Demektir?.
- k- Aşırılara, İsrafçı ve Fesatçılara
- Kur'ân-ı Kerim'de İtaat ve İsyan Kavramı
- Hadis-i Şeriflerde İtaat ve İsyan.
- l- Şirke Zorlayan Ana-Babaya
- İtaat Edilmesi Gereken Kimseler
- m- Halka, İnsanların Çoğuna (Demokrasi Anlayışına) ve Zanna
- a- Allah'a İtaat
- n- İnsanların ve Bilmeyenlerin Hevâlarına/Kötü Arzu ve steklerine
- b- Rasûl'e İtaat
- o- Allah'a ve Rasûlüne İsyanı (Haram Olan Bir Şeyi) Emreden Kim Olursa Olsun, Ona
- c- Ülü'l-Emr'e İtaat
- Küfürde Önderler ve Onların İzinden Giden Uyduları