Kur'an'da Batıl

Kur

Kur'an'da Batıl:



Kur'an ‘batıl' kelimesini bir kaç anlamda
kullanmaktadır. Söz gelimi, ‘batıl' hakkı örten bir perdenin adıdır.

"Ey kitap Ehli, neden hakkı batıl ile
örtüyor ve siz de bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?"
(Âli İmran: 3/71)

‘Batıl', hakkın, yani Allah'tan gelen
doğrunun karşıtı olan yanlış ve geçersiz inançlardır.[1]

‘Batıl' bir âyette gerçek bilgiye
dayanmayan delil anlamındadır.[2]

‘Batıl' bir âyette ise boş şey, amaçsız ve
faydasız bir iş manasında kullanılmaktadır.

"Ayakta, oturarak veya yanları üzerinde
Allah'ı zikredenler derler ki: Rabbimiz, Sen bunu (yeri ve göğü) batıl olarak
(boşu boşuna) yaratmadın." (Âli
İmran: 3/191)

Kur'an, insanların bir kısmının Allah'ı
bırakıp ta tapmakta oldukları ilâhlara veya putlara da ‘batıl', geçersiz, hükmü
olmayan temelsiz şeyler demektedir.

"İşte böyle, hiç şüphesiz Allah, O, Hakk
olandır ve hiç şüphesiz O'nun dışında tapmakta oldukları (tanrılar) ise batıldır
..." (Lukman: 31/30)

Haklı bir sebebe ve gerekçeye dayanmayan,
zulüm olan ve hak edilmeyen şeye de ‘batıl' denilmektedir. Kur'an bu anlamda
‘insanların mallarını batıl yollarla yemeyin' buyurrnaktadır.[3]
Bir takım ahbar (yahudi din adamları) ve ruhbanların (hırıstiyan din
adamlarının) insanların mallarını haksız yere yedikleri haber veriliyor.[4]
Allah hakkın batılla
gizlenmesini yasaklıyor:
"Hakkı batılla karıştırıp
bile bile gizlemeyin." (el-Bakara: 2/42).
"Ey ehl-i kitap, neden hakkı
batıla karıştırıp bildiğiniz halde (bile bile) hakkı gizliyorsunuz." (Âli
İmrân: 3/71).
İnsanların birbirlerinin hak ve
hukukuna riayet etmeleriyle ilgili olarak batıl kavramı şöyle ifade edilir:
"Ey iman edenler mallarınızı
aranızda batıl yolla (haksızlıkla) yemeyiniz." (en-Nisâ: 4/29).
Bunların dışında bu kelime
yerine göre yalan[5],
zayi etme, boşa çıkarma[6],
zulüm ve haksızlık[7],
şirk[8]
put ve tağut[9]
anlamlarında kullanılmıştır.
Ayrıca Kur'an'da "Hak geldi,
batıl yok oldu. Zaten batıl ortadan kalkmaya mahkûmdur." (el-İsra: 17/81)
buyrularak hakkın hakim olduğu yerde, batıl'ın barınamayacağı ve her zaman batıl
sistem ve yönetimlerin yıkılmağa mahkûm olduğu gerçeği ifade edilmektedir.

[10]







[1]
Fussilet:
41/42, Şûra: 42/24.





[2]
Mü'min: 40/5.





[3]

Bakara: 2/188; Nisa: 4/29.





[4]
Tevbe: 9/34;
Hüseyin K. Ece, İslam'ın Temel
Kavramları, Beyan Yayınları: 67-68.





[5]
el-Ankebut, 29/48.





[6]
el-Bakara, 2/264.





[7]
el Bakara, 2/188.





[8]
en-Nahl, 16/72.





[9]
el-Ankebût: 29/52.





[10]
H. Yunus Apaydın, Şamil İslam Ansiklopedisi: 1/207.