Fecir | Konular | Kitaplar

2- Seyyid Kutub'un Tekfir Ettiği Ve Lailahe Illallah'a Gereği Gibi Şehadet Etmeyen Kimselerin Özellikleri Nelerdir? 

2




2- Seyyid Kutub'un
Tekfir Ettiği Ve Lailahe Illallah'a Gereği Gibi Şehadet Etmeyen Kimselerin
Özellikleri Nelerdir?

 

Seyyid Kutub şöyle diyor:

"İslam, Allah'tan başka ibadete layık hiç bir
ilah olmadığına şehadet etmektir.

Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilah
olmadığına şehadet etmek ise; bu kainatı yaratan ve onda dilediği gibi
tasarrufta bulunan tek yaratıcının, kulların ibadet şekillerini, bütün
faaliyetlerini ibadet olarak kendisine sunacakları, kullaırın şer'i hükümleri
kendisinden alacakları ve kendisine boyun eğecekleri tek varlığın yalnız Allah
olduğuna iman etmektir.

Herhangi bir kimse Allah'tan başka ibadete layık
hiçbir ilah olmadığına bu kapsamı ile şehadet etmeyecek olursa, gerçekte o
şehadet getirmemiş ve henüz İslam'a girmemiş demektir. Adı, lakabı ve soyu ne
olursa olsun, değişen birşey olmaz.

Eğer herhangi bir toprak parçası üzerinde bu
kapsamı ile Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilah olmadığı şehadeti
gerçekleşmeyecek olursa orası Allah'ın dinine göre yönetilen bir toprak parçası
değildir ve İslam'a henüz girmemiştir."

(Fi-Zilal-il Kur'an c: 7 s: 239)

Müslümanların tanıdıkları kafirlerin çeşitlerine
ek olarak Seyyid Kutub, müslümana bir tanım getirmektedir. Öyle bir tanımdır ki
bu, bu tanımın kendisine uymadığı her bir kimse aynı şekilde kafirdir. Bu tanımı
sınırlandıran ve belirleyen aşağıdaki dikkat çekici hususlardır.

a)
Yüce Allah'ın birliğine, yartıcılığına, kainatın her türlü işlerinin yönettiğine
(Kayyumiyetine) ve bunun gibi sıfatlarına iman etmek gerekir.

b)
Namaz ve zikir gibi ibadet çeşitlerinin Allah'tan başkasına takdim edilmesi
küfürdür. Müslüman bir kimse bu gibi ibadet çeşitlerini Allah'tan başkasına
sunmayacağı gibi helal ve haram ile ilgili konularda da Allah'ın hükümlerinden
başkasına boyun eğemez.

c)
Helal ve haram ile ilgili hükümleri Allah'tan başkasından almak küfürdür.
Müslüman bir kimse ancak Allah'ın helal kıldığını helal ve ancak Allah'ın haram
kıldığını haram kabul eder ve şeriat diye ifade edilen helal haram hükümleri ile
ilgili olarak O'nun hükümlerinden başkasına asla boyun eğemez.

İşte bu üç husus "la ilahe illallah"ın kapsadığı
anlamın içine direkt olarak girer. O halde bunlar Tevhidin şartıdır ve ancak
bunlarla birlikte kişi muvahhid olabilir, aksi halde olamaz.

Buna göre açıkca ortaya çıkıyor ki Seyyid Kutub
hiç bir müslümanı tekfir etmiyor. Aksine o çoğu kimsenin kafir olduğunu
farkedemediği bir kısım insan türünün kafir olduklarına dikkat çekiyor, o
kadar...

Açıkca görüldüğü gibi anlaşmazlık ilk iki şartta
değil, eğer varsa üçüncü şarttadır. O da teşrinin ve günlük hayatta insanların
aralarında çıkan her türlü mesele ve ihtilaflarda başvurulacak kanunların
kendisinden alınacağı makamın yalnızca Allah olduğunna itikad etmektir. Öyleyse
teşri ve kanun koymayı ibadet şekilleri ile eşit değerde kabul ederken onun
ileri sürmüş oduğu deliller nelerdir? Bunlara göz atalım.