Fecir | Konular | Kitaplar

2. İslam'da Kadının Durumu.

2




2. İslam'da
Kadının Durumu

 

İslam gelince
kadının üstündeki bu haksızlıkları kaldırdı. Ona insanlık çerçevesinde sahip
olduğu itibarını geri verdi. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar,
Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık." (el-Hucurat, 49/13) Yüce Allah
insanlığın başangıcı noktasında kadının erkeğin ortağı olduğunu söz konusu
etmektedir. Tıpkı yapılan ameller karşılığında verilecek mükâfat yahut cezada
erkek ile aynı durumda olduğu gibi.

"Erkek olsun,
kadın olsun kim mümin olduğu halde salih amel işlerse biz şüphesiz ona çok güzel
bir hayat yaşatırız"
(en-Nahl, 16/97)



"Ta ki Allah
münafık erkeklerle münafık kadınları, müşrik erkeklerle müşrik kadınları
azaplandırsın"
(el-Ahzab, 33/ 73)

Yüce Allah, ölen
kocanın miras malları arasında kadının miras malı kabul edilmesini şu buyruğuyla
haram kılmıştır:

"Ey iman edenler,
kadınları zorla miras almanız size helâl değildir"
(en-Nisa, 4/19)



Böylece İslâm,
kadının bağımsız bir kişiliğe sahip olduğunu teminat altına almış, onun miras
alınan bir mal değil; mirasçı olduğunu ortaya koymuş ve ölen yakınlarının
malından kalan mirasta da kadına bir hak ayırmıştır. Yüce Allah şöyle
buyurmaktadır:

"Baba ve anne ile
yakın akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay, yine baba ve anne ile
yakın akrabaların bıraktıklarından kadınlar için – o maldan az veya çok olsun-
farz kılınmış bir pay vardır"
(en-Nisa, 4/7)



"Çocuklarınız
hakkında Allah size şöyle emrediyor: Erkeğe iki dişinin payı kadar (veriniz).
Eğer kadınlar ikiden fazla iseler mirasın üçte ikisi onlarındır. Şayet kız bir
tek ise mirasın yarısı onundur."
(en-Nisa, 4/11)



Ve ister kız ister
kız kardeş ister zevce olarak kadının mirasçılığı ile ilgili diğer hükümler …

Allah azami dört
kadın  ile evlenilebileceğini tesbit etmiş ve bu hususta eşler arasında mümkün
olan adaleti yerine getirme şartını koşmuş, onlarla maruf ölçüler içerisinde
geçinmeyi farz kılmıştır:

"Onlarla iyi
geçinin!"
(en-Nisa,4/19)

Yüce Allah mehri
kadına ait bir hak olarak tesbit etmiş, bu hakkı ona gönül hoşluğu ile
bağışladığı kısmı müstesnâ, eksiksiz olarak vermeyi emretmiştir:

"Kadınlara
mehirlerini hoşnutlukla verin. Bununla beraber gönül hoşluğu ile onun bir
kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yiyin"
(en-Nisa, 4/4)



Yüce Allah hanımı
kocasının evinde emredici, yasak koyucu bir çoban, çocuklarının başında bir âmir
olarak tesbit etmiştir. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle
buyurmaktadır:

"Kadın kocasının
evinde bir çobandır ve güttüklerinden sorumludur."
Ayrıca onun nafakasının ve giyiminin maruf ölçüler çerçevesinde karşılanmasını 
kocaya bir görev olarak vermiştir.