Fecir | Konular | Kitaplar

Mescidlere Ait Hükümler

Mescidlere Ait Hükümler



Mescidlere Ait Hükümler
 
Mescidler, Allah Teâlâ'ya
ibâdet amacıyla yapıldığı için büyük bir şerefe sahiptir. Bu yüzden her mescide
"Beytullah" (Allah'ın evi)" denilir. Bir mescid, kıyâmete kadar mesciddir.
Mescide saygısızlık veya tecâvüz, Allah Teâlâ'nın hukukuna tecâvüz anlamı
taşıyacağı için uhrevî sorumluluğu gerektirir. Halkın değerlendirmesine göre, bu
saygısızlığın cezası dünyada başlayacağından, câmiyi pisletenin, bu suçla helâkı/ölümü
çağırdığı vurgulanır: "Eceli gelen..." denir. Kur'an, Ebrehe'nin Allah'ın evi
Kâ'be'ye karşı savaş açmasından dolayı cezasının dünyada da çok fecî olduğunu
anlatır (Bkz. 105/Fîl, 1-5).
Bir mescidin içi ve arsası
mescid olduğu gibi, gökyüzüne kadar üstü de mescid hükmündedir. Bu yüzden
mescidde yapılması mekruh olan şeyin, üstünde yapılması da mekruh olur.
Mescidlerin araya yol girmeyen çevresi de (finâ-i mescid) namaz konusunda mescid
hükmündedir. Fakat başka konularda mescid hükmünde değildir. Bu nedenle,
oralardan geçmek veya oraya abdestsiz girmekte bir sakınca yoktur.
Bir kimsenin kendi mahallesi
veya köyünün câmiinde namaz kılması daha faziletlidir. Ancak, imamının daha
sâlih ve daha fakîh olması bir tercih sebebidir. Bu konuda Mescid-i Harâm ile
Mescid-i Nebevi'de ayrı bir üstünlük vardır.
Bir mescid, cemaate dar gelmeye
başlamışsa yanlarından arsa satın alarak genişletilebilir. Arsa sahipleri râzı
olmasa da bedeli ödenerek alınabilir. Çünkü buna toplumun ihtiyacı vardır. Bir
kimse, Allah rızâsı için yaptırdığı bir mescidin idaresine, tâmir, tefriş ve
aydınlatılmasına ve ehil ise imamlık veya müezzinliğine başkalarından daha fazla
hak sahibidir. Kendisinden sonra ehil olan çocukları ve aşireti de başkalarından
önde gelir.
Bir mescidin duvarları veya
kubbesinin birtakım nakış ve yaldızlarla süslenebileceğine müteahhirîn âlimleri
fetvâ vermişlerse de, mescidin sade olması daha uygundur ve sünnete muvâfıktır.
Özellikle namaz kılanların dikkatini dağıtacak şekilde kıble tarafına yapılacak
süslemeler mekruh sayılmıştır. Vakıf mütevellîsi, bu nakış ve süsleri vakfın
malından yapamaz; yaparsa bedelini ödemesi gerekir. Çünkü bunlar, mescidin
binasına, devamına ait şeyler değildir. Mescid içinde abdest alınmaya ait bir
yer (şadırvan) yapılmışsa, burada abdest alınabilir.                     
Görevli imam ve müezzini
bulunan bir mescidde cemaatle namaz kılındıktan sonra, başka bir cemaatin
yeniden ezân ve ikametsiz olarak, mihrabdan başka bir yerde ikinci cemaatin
namaz kılmasında bir sakınca yoktur.
Bir mescide sağ ayakla girilir,
önce Rasûlullah (s.a.s.)'a salât u selâmdan sonra, "Allahümme'ftah aleynâ ebvâbe
rahmetik (Allah'ım, bizlere rahmet kapılarını aç" diye duâ edilir. Çıkarken de
önce sol ayağı dışarı atarak "Allahümme'ftah aleynâ ebvâbe fadlik (Allah'ım,
bize lütuf ve kereminin kapılarını aç)" diye duâda bulunmalıdır. (Bu duâ
hakkında, bkz. Müslim, Müsâfirîn 68, 191; Ebû Dâvud, Salât 18). Diğer yandan,
mescide ilk girişte, mescidi selâmlama anlamında Allah rızâsı için en az iki
rekât "tahıyyetü'l-mescid" namazı kılınması sünnet olup, mescidin mânevî
havasına intibakı sağlar.
Mescidlerde yüksek sesle
konuşmak mekruhtur. Ancak, vâiz, hatip ve öğrencilerine ders vermekte olan hoca
sesini duyurmak için yükseltebilir. Namaz kılanlara zarar vermemek şartıyla
Kur'ân-ı Kerim okuyanların veya Allah'ı zikredenlerin seslerini biraz
yükseltmeleri câizdir.
Namaz için mescide gelenlerin,
kendi durumlarına göre en temiz ve en güzel giysilerini giymeleri, cemaati
nefret ettirecek soğan, sarımsak gibi şeyleri namaz öncesinde yemekten
sakınmaları, insana, cemaate ve mescide olan saygının gereğidir. Kur'an'da şöyle
buyrulur: "Ey Âdem oğulları! Her mescide gidişinizde ziynetli elbiselerinizi
giyin (edep ve takvâ süslerini takının); yiyin, için; fakat israf etmeyin. Çünkü
Allah israf edenleri sevmez." (7/A'râf, 31)      
Namaz kılanın önünden geçmek,
mecbûrî hallerin dışında câiz değildir. Ancak, mescidde ön saflarda boş yer
varken arka safta namaza duranın önünden geçip ileri safa gidilebilir. Burada,
önünden geçilen kimse, câmi âdâbına uymayarak kendi saygınlığını kendisi
yitirmiştir. Mescide abdestli olarak girilir. Mescidlere namaz için, namaza
alıştırmak gâyesi olmaksızın câmide huzuru bozabilecek yaş ve durumdaki küçük
çocukları, akıl hastalarını sokmak veya mescidin içinden zarûret bulunmadıkça
yol gibi geçmek câiz değildir. (7)