Ezan Yasağı; Allahu Ekber'den Ta ı Uludur'a
Ezan Yasağı
Ezan Yasağı; Allahu Ekber'den Tanrı Uludur'a:
Ezan, 1932 yılında devlet
baskısı ve zorlamasıyla sadece Türkçe tercümesiyle okunmuştur. Türkiye'deki tüm
ninâreler, tam 18 sene boyunca "Allahu Ekber!" sadâlarına hasret kalmıştır. Bu
Türkçe ezan (!) şu şekilde okunmaktaydı:
"Tanrı uludur, Tanrı uludur;
Tanrı uludur, Tanrı uludur!
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza! Haydin felâha!
Tanrı uludur, Tanrı uludur!
Tanrı'dan başka yoktur
tapacak!"
Arapça aslıyla okuma yasağı 16
Haziran 1950 tarihine kadar sürmüştür. Ezanın tekrar aslî lisanıyla okunmaya
başlamasından ordu rahatsız olmuş, kışlalarda kıpırdanmalar başlamış; bu
uygulamayı tekrar hayata geçirenler on sene sonra bu suçlarının (!) cezasını
idam sehpalarında ödemişlerdi. Bu uygulama, "laik" olduğu iddia edilen rejimin
dine ne kadar müdâhale ettiğini göstermesi açısından hayli önemlidir. Ezanı
Arapça aslıyla okumayı göze alan bazı müezzinlerin bu büyük suçu(!)
işlediklerinden dolayı fecî zulümlerle cezalandırıldığını biliyoruz.
Ezan Yasağı; Allahu Ekber'den Tanrı Uludur'a:
Ezan, 1932 yılında devlet
baskısı ve zorlamasıyla sadece Türkçe tercümesiyle okunmuştur. Türkiye'deki tüm
ninâreler, tam 18 sene boyunca "Allahu Ekber!" sadâlarına hasret kalmıştır. Bu
Türkçe ezan (!) şu şekilde okunmaktaydı:
"Tanrı uludur, Tanrı uludur;
Tanrı uludur, Tanrı uludur!
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza! Haydin felâha!
Tanrı uludur, Tanrı uludur!
Tanrı'dan başka yoktur
tapacak!"
Arapça aslıyla okuma yasağı 16
Haziran 1950 tarihine kadar sürmüştür. Ezanın tekrar aslî lisanıyla okunmaya
başlamasından ordu rahatsız olmuş, kışlalarda kıpırdanmalar başlamış; bu
uygulamayı tekrar hayata geçirenler on sene sonra bu suçlarının (!) cezasını
idam sehpalarında ödemişlerdi. Bu uygulama, "laik" olduğu iddia edilen rejimin
dine ne kadar müdâhale ettiğini göstermesi açısından hayli önemlidir. Ezanı
Arapça aslıyla okumayı göze alan bazı müezzinlerin bu büyük suçu(!)
işlediklerinden dolayı fecî zulümlerle cezalandırıldığını biliyoruz.
MESCİD
- MESCİD..
- Mescid; Anlam ve Mâhiyeti
- Câmi
- İlk Mescidler
- Hicretten So a, Medine ve Civarında Yapılan Mescidler
- Medine'nin Civar Kabilelerindeki Mescidler
- Hulefâ-yı Râşidîn Döneminde Mescidler
- Mescidin Müslümanın Hayatındaki Yeri
- Kur'ân-ı Kerim'de Mescid Kavramı
- Hadis-i Şeriflerde Mescid Kavramı
- Mescid İnşâsı
- Mescidin Temiz Tutulması
- Tahıyyetü'l-Mescid
- En Faziletli Mescidler
- Cemaat
- İmamlık
- Mescidin/Câminin Fonksiyonları
- 1. Mâbed Olarak Mescid ve Mescidin Kudsiyeti
- 2. Eğitim-Öğretim ve Kültür Merkezi Olarak Mescid
- 3. Kütüphane
- 4. Câminin İslâm Devletinde Devlet Kurumu Olarak Hizmetleri a) Siyasetin Merkezi Olarak Câmi
- b) Kamu Yönetimi Açısından Câmi
- c) Câminin Adâlet Hizmetlerindeki Yeri
- d) Mescidin Askerî Amaçlar İçin Kullanılması
- 5. Mescidlerin Hastahane Olarak Kullanılması
- 6. Tutuk evi, Hapishane Olarak Kullanılması
- 7. Mescidler İrşâd Yeridir
- 8. Mescidler Buluşma ve Görüşme Yeridir
- 9. Mescidler İstirahat Yeridir
- 10. Mescidler, Nikâh ve Düğün Salonudur