Fecir | Konular | Kitaplar

Düşünsel Sınırları Bilmek

Düşünsel Sınırları Bilmek



Düşünsel Sınırları Bilmek:
 
İlâhî mesajlarda somut olarak
gözlemlediğimiz bir durumdur bu. Örneğin tevhid sembolü, mesajın bir vitrini
niteliğindedir. Risâlet de inanç ve şeriatın vitrini konumundadır. Amaç
insanların, başka düşünce akımlarını ayıran düşünsel sınırları bilmelerini
sağlamaktır. Belirgin ve ayrı bir kişiliğe sahip olması buna bağlıdır çünkü.
Sembolün "insan yapma"daki
olumlu işlevi budur. İnsanın düşüncesi üzerinde etkili olur ve genel sorunlara
yönelik düşünsel tavrının ayırıcı çizgilerini belirler. Dolayısıyla insan,
taşıdığı düşüncenin ve izlediği metodun kalın çizgilerini onda görür. Sözgelimi
düşüncesinde herhangi bir şaşkınlık yaşamaz. Küllî olgulardan uzak bir şekilde
sayısız cüzlerin ayrıntılarına dalmış kimseler gibi hayrete düşmez. Tam tersine,
sahip olduğu genel sembol nitelikli isimler aracılığıyla, nasıl bir hareket
tarzını belirleyeceğini bilir. Tıpkı gerek kendisine ve gerekse başkalarına bu
tavrının şeklini açık bir şekilde belirginleştireceği gibi. Böylece şu veya bu
yolu izleyeceğini de hiçbir zorluk çekmeden kestirmesi imkân dâhilinde olur.
Sembollerin düşüncenin niteliği
ve yönünü belirleyen isimler olma gibi bir vasıflarının yanında bir diğer önemli
vasıfları, bir diğer önemli rolleri de vardır: Değişik duygular aracılığı ile
insanın duygusal yönünü beslemek. Bunlara da şu veya bu düşüncenin psikolojik
telkinlerinin farklı oranında olumlu ya da olumsuz tarzda farklılıklar
gösterirler. Örneğin herhangi bir sembol, içindeki ince ve sıcak duyguları
kabartabilir. Bu da seni başkalarına karşı açık olmaya, onlarla belli noktalar
üzerinde buluşturmaya yöneliktir. Başka bir zaman diğer bir sembol, içindeki
katı duyguları harekete geçirebilir. Bu da seni meydan okumaya, saldırıya
geçmeye, dolayısıyla insanlardan ayrılıp kabuğuna çekilmeye yöneltebilir.