Fecir | Konular | Kitaplar

Sağlıksız Kurallar Sağlıksız Âileyi Doğurur

Sağlıksız Kurallar Sağlıksız Âileyi Doğurur




Sağlıksız Kurallar
Sağlıksız Âileyi Doğurur              



 

Sağlıksız âilede kurallar, açık-seçik ve âile
bireylerinin özellikleri, talepleri, yaratılışları ve ihtiyaçları gözönünde
bulundurularak konulmaz. Sağlıksız âilenin kuralları komünist ve faşist gibi
despotik devletlerin gizli anayasalarına benzer; telaffuz edilmez, lâkin zorakî
uygulanır, uygulanmadığı zaman âile bireyleri başlarına neyin geleceğini
bilirler.

Bu tip âilelerin birinci kuralı, her şeyin göz
altında olmasıdır. Âile reisi Gestapo Şefi  edâsı içerisinde âlienin tüm
bireylerinin aldığı tüm nefesleri sayar ve onların üzerinde "her an
gözleniyoruz" izlenimi bırakırlar. Tabii ki âilenin tüm bireylerini olabilecek
her türlü tehlikeden ve ileriki zaman ve farklı boyutlarda karşılaşabilecekleri
tüm tehlikelere karşı korumak, kollamak ve gözetlemek âile reisinin en tabiî
hakkı ve görevidir. Böyle bir âilede ev kışla, âile reisi bir komutan, âile bir
müfreze, âilenin bireyleri de birer emir eridirler. Her şey komutla yapılır
(haydi sofraya! Yat yatağına! gibi). Her şeyin "kullanma tâlimâtı" vardır,
denetim ve teftişlerde kusuru görülen karavana cezâsından beter cezâlara
çarptırılabilir. Âileyi oluşturan bireylerin irâdelerini kullanmalarına disiplin
suçu gözüyle bakılır, onların düşüncelerini dile getirmeleri hayra alâmet
sayılmaz. Âile bireylerinin görüşlerine başvurulduğu görülmez.

Bu tür âile bireyi, öğrenim, askerlik, iş vb.
gerekçelerle âileyi terk ettiğinde ele-avuca sığımaz, zaptedilmez biri olup
çıkar ve âiledeki tüm yasakların acısını çıkarırcasına büyük bir doyumsuzlukla,
yapmaması gereken şeyleri yapmaya, girmemesi gereken kimliklere girmeye,
almaması gereken şekilleri almaya başlar. O artık boşanmış bir zenberektir;
nerede duracağı belli olmaz. Dengesiz denetim ters tepmiş ve bu kez ortaya asla
denetlenemeyen biri çıkmıştır.

Sağlıksız âilede herkes birbirine güvenirmiş
gibi yapar, lâkin bu göstermelik ve yüzeysel bir güvendir. Bunun altını
kazıdığınızda derin bir güvensizliğin hâkim olduğunu dehşetle görürsünüz. Eşler
biraz deşildiğinde, birbirlerinin ardından "hımmm!" yaparak, kinâyeli kinâyeli
güvenmediklerini îmâ ederler. Bunu bazen birbirlerinin gıyâbında açıkça dile
getirirler, lâkin yüz yüze gelince aksiymiş gibi davranırlar. Böyle bir âilede
yetişen çocuk güvene dayalı bir ilişki görmediği için kendisi de gelecek
hayatında güvene dayalı ilişki kurmakta zorlanır. Kendisinin elinden tutmak
isteyenlerin ise, mutlaka bir artniyetlerinin olduğunu düşünür, öyle ya kendisi
âilesinde böyle bir ilişkiye hiç şâhit olmamıştır.