Meşrû Sebep
Meşrû Sebep
Meşrû Sebep:
Kur'ân'da bu sebep "nüşuz" kelimesiyle ifade
edilir. Türkçe meallerde umumiyetle hep "serkeşlik" olarak tercüme edilmiştir.
Kelime Arapça'da yükseklik, tümseklik, sivrilik gibi mânâlara gelir. Selef
âlimleri kadınla ilgili olarak Kur'ân'da geçen bu tavırdan "kocasına isyanı,
koku sürünmemesi, kocasını nefsinden men etmesi, kocasına daha önceki
davranışını değiştirmesi, kocasına sevgisizlik izhar etmesi, kocasının tâyin
ettiği evde oturmayı kabul etmeyip bir başka yerde oturması gibi durumları
anlatmıştır.
Yani, kocasına karşı olan vecibelerini yerine
getirmemesi diye hülâsa edebiliriz. Vecibe olmayan işlerdeki itaatsizlikten
dolayı dövmeye hakkı yoktur. Ev işlerini yapmaması gibi. Vedâ Hutbesi'nde,
kadını dövmeyi meşrû kılan suç "nüşuz" kelimesiyle değil, "fâhiş" kelimesiyle
ifade edilmiştir. Biz "çirkinlik" olarak tercüme ettik. Bunu, dilimizde aynı
kökten fuhuş kelimesiyle tercümeyi uygun bulmadık. Çünkü fuhuş, zinâ mânasına
gelir. Halbuki burada zinânın kastedilmiş olması mümkün değildir. Çünkü zinânın
cezâsı recm denen hadd-i zinâ'dır. Bunun dayakla geçiştirilmesi mümkün değildir.
Öyle ise, bu hutbede geçen fâhiş kelimesini fuhuşla açıklamak ve böylece
Kur'ân'da geçen "nüşuz" kelimesinin vuzûha kavuşturulduğunu söylemek uygun
olmaz.
Meşrû Sebep:
Kur'ân'da bu sebep "nüşuz" kelimesiyle ifade
edilir. Türkçe meallerde umumiyetle hep "serkeşlik" olarak tercüme edilmiştir.
Kelime Arapça'da yükseklik, tümseklik, sivrilik gibi mânâlara gelir. Selef
âlimleri kadınla ilgili olarak Kur'ân'da geçen bu tavırdan "kocasına isyanı,
koku sürünmemesi, kocasını nefsinden men etmesi, kocasına daha önceki
davranışını değiştirmesi, kocasına sevgisizlik izhar etmesi, kocasının tâyin
ettiği evde oturmayı kabul etmeyip bir başka yerde oturması gibi durumları
anlatmıştır.
Yani, kocasına karşı olan vecibelerini yerine
getirmemesi diye hülâsa edebiliriz. Vecibe olmayan işlerdeki itaatsizlikten
dolayı dövmeye hakkı yoktur. Ev işlerini yapmaması gibi. Vedâ Hutbesi'nde,
kadını dövmeyi meşrû kılan suç "nüşuz" kelimesiyle değil, "fâhiş" kelimesiyle
ifade edilmiştir. Biz "çirkinlik" olarak tercüme ettik. Bunu, dilimizde aynı
kökten fuhuş kelimesiyle tercümeyi uygun bulmadık. Çünkü fuhuş, zinâ mânasına
gelir. Halbuki burada zinânın kastedilmiş olması mümkün değildir. Çünkü zinânın
cezâsı recm denen hadd-i zinâ'dır. Bunun dayakla geçiştirilmesi mümkün değildir.
Öyle ise, bu hutbede geçen fâhiş kelimesini fuhuşla açıklamak ve böylece
Kur'ân'da geçen "nüşuz" kelimesinin vuzûha kavuşturulduğunu söylemek uygun
olmaz.
ÂİLE VE EŞLERİN GEÇİMİ
- ÂİLE VE EŞLERİN GEÇİMİ
- Âile; Anlam, Mâhiyet ve Önemi
- Âile Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizâma, Günahlardan İbâdete Geçiş .
- Çocuk Cennet Kokusu, veya...
- Âilede Haklar ve Görevler
- a- Kadının Âiledeki Görevleri
- Kocanın Âiledeki Görevleri
- c- Ana Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri (Çocuğun Ana Baba Üzerindeki Hakları) 1- Güzel isim
- 2- İyi terbiye
- 3- Evlendirme
- 4- Eşit muâmele
- d- Çocukların Anne ve Babalarına Karşı Görevleri
- e- Kardeşlerin birbirlerine karşı görevleri
- Ana-Babanın En Büyük, En Kutsal Görevi Çocuklar, Çocuklar, Çocuklar!
- Çocuk eğitiminde şu dört şeye özellikle dikkat edilmelidir
- Kadının En Saygın, En Mübarek Konumu; Annelik
- Gerçek Eğitim Yuvası Ev, Esas Öğretmen de Anne ve Babadır
- Neler Yapılabilir? .
- Kur'ân-ı Kerim'de Âile ve Eşlerin Geçimi
- Hadis-i Şeriflerde Âile ve Eşlerin Geçimi
- Âilede Sağlıklı İletişim ..
- Varlığın Tanınması
- Değer Duygusu
- Emniyet/Güven Duygusu
- Sorumluluk Duygusu
- Paylaşma ve Dayanışma Duygusu
- Mücâdele Duygusu
- Mutluluk Duygusu
- Ahlâkî Davranış ve Adâlet Duygusu
- Saf ve Temiz Bir İman