Sonsuz Lezzet
Sonsuz Lezzet
Sonsuz
Lezzet:
"Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için."
(Mürselat: 77/43)
Ayetlerde
cennet ehlinin en güzel yemeklerle ve çeşitli içeceklerle nimetlendirildikleri
bildirilmektedir. Burada beslenme gibi bir ihtiyaç olmayacağına göre, bu ayetler
bize yemenin-içmenin ancak zevk almak için yaratıldığını göstermektedir.
Dünyada iman
edip salih amellerde bulunan ve çaba harcamaları Allah tarafından şükre değer
bulunan müminler için cennette hazırlanan yiyecekler, dünyadakilere çok
benzemektedir. Cennet ehli bu benzerliği şu şekilde ifade eder:
"(Ey
Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için
altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu
ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu,
onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz
eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır." (Bakara:
2/25)
Gerçekten de
dünyada insanın nefsinin çektiği, hem görüntü hem de tat olarak zevk veren
yüzlerce çeşit yemek vardır. Bu yemeklerin benzerlerinin cennette de müminlere
hoşnutluk vermek üzere var edilmeleri şüphesiz Allah için çok kolaydır. Ancak
bunlar dünyadaki gibi insanda fiziksel sıkıntılar (şişmanlık, kolesterol, aşırı
doyma hissi, vs.) yaratmazlar. Allah cennet ehline "yaptıklarınıza karşılık
olmak üzere afiyetle yiyin ve için" (Mürselat: 77/43) şeklinde
seslenmektedir. Bu, Allah tarafından bir ödüllendirmedir. Allah yemek yemeyi,
içmeyi cennet ehline hesapsız bir rızık olarak çok zevk alınan, haz duyulan bir
ödül haline getirmiştir.
Cennete
kavuşabilmek için oldukça zorlu bir imtihan dünyasını geçmek gerekmektedir. İman
edenler de dünyadaki hayatları boyunca Rablerinin rızasını kazanmak için ciddi
bir çaba ve üstün bir gayret göstermiş, gönülden O'na yönelip, sürekli şükredip,
dua ve tevbe etmişlerdir. Rableri de bu çabalarına karşılık olarak onlara cennet
nimetlerini "Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere" (Mürselat: 77/43)
diyerek sunmaktadır.
Kur'an'ın
bizlere bildirdiği cennet rızıklarının başında etler gelir. Allah cennetteki
müminlere "... istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol" (Tur:
52/22) verdiğini, "canlarının çektiği kuş eti"nden (Vakıa: 56/21) de
orada onlara sunulacağını bildirmektedir. Üstelik orada, müminlerin rızıklarının
"... bitip tükenmesi de yok" (Sad: 38/54) tur. Çünkü müminler, "...
içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler." (Mümin:
40/40) İstenilen yemek, istenildiği kadar yenebilir, bu yemek ne tükenir, ne de
insan doyarak ya da rahatsız olarak durmak zorunda kalır.
Cennette
varolan rızıklardan, Kur'an'da belki de en çok söz edileni, meyvelerdir. İstek
duyulup arzulanan her türden meyve, orada müminlere ikram edilmektedir. Üstelik
bu meyvelerin "gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri
kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmıştır." (İnsan: 76/14) Ayetten anlaşıldığı
kadarıyla, cennet meyveleri doğal ortamlarında, ağaçlarda bulunuyor ve müminler
de bunları oradan kolayca alarak, yiyebiliyorlar. Nitekim Vakıa: 56/28. ve 29.
ayetlerinde "yüklü dalları bükülmüş kiraz (ağaçları), üstüste dizili meyveleri
sarkmış muz ağaçları" ifadeleri kullanılarak, meyvelerin ulaşılmasının
kolaylığı, cennetin bereketine ve bolluğuna bağlanmıştır. Meyveler öylesine bol
ve bereketlidirler ki, ağaçların dalları onları taşıyamamaktadır. Bükülmüş ve
aşağı sarkmış bu dallardan da o meyvelere ulaşmak çok kolaydır.
Cennette
meyveler gümüş ya da altın tepsilerde, şık ve estetik kaplarda müminlere tahtlar
üzerinde sohbet ederlerken ikram ediliyor olabilir. Şüphesiz bunların dünyada
insana rahatsızlık veren çekirdek, çürük, eziklik gibi kusurları da cennete
layık bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Hepsi kusursuz ve göz alıcı bir
güzelliğe sahip olarak müminlere ikram edilmektedir.
Meyveler bir
yandan da cennetin güzelliğine ayrı bir renk ve estetik katarlar. Her cinsten
meyveyle yüklü ağaçların rengarenk görüntüsü cennetin muhteşem manzarasını daha
da güzelleştirir. Hakim renk yeşildir. Yeşilin içinde sarılar, turuncular,
kırmızılar olması insan gözüne hitap eden çok estetik bir görüntüdür. Bu görüntü
Allah'ın sanat ve kudretinin de bir göstergesi olarak ayrı bir şükür vesilesidir.
Yaratılan bunca güzel yemek ve meyve yanında, elbette içeceklerin olması da
arzulanabilir.
Ayetlerde bu
içeceklerden de bahsedilmektedir. Örneğin bir ayette "kaynaktan (doldurulmuş)
kadehlerle çevrelerinde dolaşılır" (Saffat: 37/45) şeklinde geçmektedir.
Müminler için cennette "sonu misk olan, karışımı tesnimden, mühürlü, katıksız
bir şarap" (Mutaffifin: 83/25-27) hazırlanmıştır. Ayetlerde de belirtildiği
gibi bu içecekler aynı zamanda güzel kokular da içermektedir. Ayrıca şüphesiz bu
şarap, dünyadakilere benzememektedir. Cennet ehlini sarhoş etmeyecek, içenlerin
şuurunu bulandırmayacaktır. Allah cennette içkilerin kadehlerle sunulduğunu, ve
bu içkilerden başların ağrımayacağını, müminlerin kendilerinden geçip
akıllarının çelinmeyeceğini söyler. Bu ikramı yapanlar ise, Allah'ın özel
olarak görevlendirdiği civanlardır.
[1]
[1] Harun
Yahya, Mü'minlerin Asıl Yurdu Cennet, Vural Yayınları:
Sonsuz
Lezzet:
"Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için."
(Mürselat: 77/43)
Ayetlerde
cennet ehlinin en güzel yemeklerle ve çeşitli içeceklerle nimetlendirildikleri
bildirilmektedir. Burada beslenme gibi bir ihtiyaç olmayacağına göre, bu ayetler
bize yemenin-içmenin ancak zevk almak için yaratıldığını göstermektedir.
Dünyada iman
edip salih amellerde bulunan ve çaba harcamaları Allah tarafından şükre değer
bulunan müminler için cennette hazırlanan yiyecekler, dünyadakilere çok
benzemektedir. Cennet ehli bu benzerliği şu şekilde ifade eder:
"(Ey
Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için
altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu
ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu,
onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz
eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır." (Bakara:
2/25)
Gerçekten de
dünyada insanın nefsinin çektiği, hem görüntü hem de tat olarak zevk veren
yüzlerce çeşit yemek vardır. Bu yemeklerin benzerlerinin cennette de müminlere
hoşnutluk vermek üzere var edilmeleri şüphesiz Allah için çok kolaydır. Ancak
bunlar dünyadaki gibi insanda fiziksel sıkıntılar (şişmanlık, kolesterol, aşırı
doyma hissi, vs.) yaratmazlar. Allah cennet ehline "yaptıklarınıza karşılık
olmak üzere afiyetle yiyin ve için" (Mürselat: 77/43) şeklinde
seslenmektedir. Bu, Allah tarafından bir ödüllendirmedir. Allah yemek yemeyi,
içmeyi cennet ehline hesapsız bir rızık olarak çok zevk alınan, haz duyulan bir
ödül haline getirmiştir.
Cennete
kavuşabilmek için oldukça zorlu bir imtihan dünyasını geçmek gerekmektedir. İman
edenler de dünyadaki hayatları boyunca Rablerinin rızasını kazanmak için ciddi
bir çaba ve üstün bir gayret göstermiş, gönülden O'na yönelip, sürekli şükredip,
dua ve tevbe etmişlerdir. Rableri de bu çabalarına karşılık olarak onlara cennet
nimetlerini "Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere" (Mürselat: 77/43)
diyerek sunmaktadır.
Kur'an'ın
bizlere bildirdiği cennet rızıklarının başında etler gelir. Allah cennetteki
müminlere "... istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol" (Tur:
52/22) verdiğini, "canlarının çektiği kuş eti"nden (Vakıa: 56/21) de
orada onlara sunulacağını bildirmektedir. Üstelik orada, müminlerin rızıklarının
"... bitip tükenmesi de yok" (Sad: 38/54) tur. Çünkü müminler, "...
içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler." (Mümin:
40/40) İstenilen yemek, istenildiği kadar yenebilir, bu yemek ne tükenir, ne de
insan doyarak ya da rahatsız olarak durmak zorunda kalır.
Cennette
varolan rızıklardan, Kur'an'da belki de en çok söz edileni, meyvelerdir. İstek
duyulup arzulanan her türden meyve, orada müminlere ikram edilmektedir. Üstelik
bu meyvelerin "gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri
kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmıştır." (İnsan: 76/14) Ayetten anlaşıldığı
kadarıyla, cennet meyveleri doğal ortamlarında, ağaçlarda bulunuyor ve müminler
de bunları oradan kolayca alarak, yiyebiliyorlar. Nitekim Vakıa: 56/28. ve 29.
ayetlerinde "yüklü dalları bükülmüş kiraz (ağaçları), üstüste dizili meyveleri
sarkmış muz ağaçları" ifadeleri kullanılarak, meyvelerin ulaşılmasının
kolaylığı, cennetin bereketine ve bolluğuna bağlanmıştır. Meyveler öylesine bol
ve bereketlidirler ki, ağaçların dalları onları taşıyamamaktadır. Bükülmüş ve
aşağı sarkmış bu dallardan da o meyvelere ulaşmak çok kolaydır.
Cennette
meyveler gümüş ya da altın tepsilerde, şık ve estetik kaplarda müminlere tahtlar
üzerinde sohbet ederlerken ikram ediliyor olabilir. Şüphesiz bunların dünyada
insana rahatsızlık veren çekirdek, çürük, eziklik gibi kusurları da cennete
layık bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. Hepsi kusursuz ve göz alıcı bir
güzelliğe sahip olarak müminlere ikram edilmektedir.
Meyveler bir
yandan da cennetin güzelliğine ayrı bir renk ve estetik katarlar. Her cinsten
meyveyle yüklü ağaçların rengarenk görüntüsü cennetin muhteşem manzarasını daha
da güzelleştirir. Hakim renk yeşildir. Yeşilin içinde sarılar, turuncular,
kırmızılar olması insan gözüne hitap eden çok estetik bir görüntüdür. Bu görüntü
Allah'ın sanat ve kudretinin de bir göstergesi olarak ayrı bir şükür vesilesidir.
Yaratılan bunca güzel yemek ve meyve yanında, elbette içeceklerin olması da
arzulanabilir.
Ayetlerde bu
içeceklerden de bahsedilmektedir. Örneğin bir ayette "kaynaktan (doldurulmuş)
kadehlerle çevrelerinde dolaşılır" (Saffat: 37/45) şeklinde geçmektedir.
Müminler için cennette "sonu misk olan, karışımı tesnimden, mühürlü, katıksız
bir şarap" (Mutaffifin: 83/25-27) hazırlanmıştır. Ayetlerde de belirtildiği
gibi bu içecekler aynı zamanda güzel kokular da içermektedir. Ayrıca şüphesiz bu
şarap, dünyadakilere benzememektedir. Cennet ehlini sarhoş etmeyecek, içenlerin
şuurunu bulandırmayacaktır. Allah cennette içkilerin kadehlerle sunulduğunu, ve
bu içkilerden başların ağrımayacağını, müminlerin kendilerinden geçip
akıllarının çelinmeyeceğini söyler. Bu ikramı yapanlar ise, Allah'ın özel
olarak görevlendirdiği civanlardır.
[1]
[1] Harun
Yahya, Mü'minlerin Asıl Yurdu Cennet, Vural Yayınları:
CENNET
- CENNET .. Cennet Kelimesi; Anlam ve Mâhiyeti
- Cennette Yalnızca Kuran'da Bildirilen Şeyler mi Var? .
- Nimet ve Sefahat
- Cennet İnancı
- Gerçek Yaşam Bu Dünyadaki Değildir
- Umursamazlık
- Cennet Ehlinin Dünyadaki Durumları Müminlerin Dünyadaki Güzel Yaşamları
- İslâmda Cennet İnancı
- Cennetin İsimleri ve Tabakaları
- Müjde
- Allah'ın Vaadi
- Cennetin Tasviri
- Cenneti Şiddetle Umanlar Allah'ın Fırkası
- En Büyük Zevk Cennette Allah'ın Görülmesi
- Ahirete Güzel Geçiş Güzel Ölüm
- Cennet Şu An Mevcuttur
- Cennet Hayatı
- Kolay Hesap
- Cennet Nimetleri
- Cennetteki Doğal Güzellikler
- Cennette Cinsî Zevkler
- Sonsuz Lezzet
- Amaç, Cismanî Zevkler Sağlayan Cennet Nimetleri Değil; Allah'ın Rızasıdır
- Cennette Müminlerin Yaşadıkları Yerler
- Cennetlikler
- Cennettekilerin Eşleri
- Cehennem Korkusu - Cennet Ümidi (Allah ile İlişkilerimizde Denge)
- Hayal Gücü Sınırlarının Ötesinde Bir Cennet
- Cennet Ucuz Değil!
- Tüm Nimetlerin En Üstünü Allah'ın Rızası