DİN GÜNÜ .. Din Günü; Anlam ve Mâhiyeti

DİN GÜNÜ

DİN GÜNÜ


Din Günü; Anlam ve Mâhiyeti:

"Din günü" kavramı, "gün"
anlamına gelen "yevm" kelimesiyle; "itaat, hesap, ceza (yapılan işin tam
karşılığının verilmesi)" gibi anlamlara gelen "ed-dîn" kelimesinden oluşur. Din
günü: Yapılan işlerin tam karşılığının verilip görüleceği hesap günü anlamına
gelir. Bu tanımda geçen "gün" kelimesi, bir gün ve gecenin toplamı olan yirmi
dört saat anlamında olmayıp, zaman bölümlerinden herhangi birini ifade
etmektedir. Buradaki "gün"; ay, yıl, asır, çağ gibi bildiğimiz veya bilmediğimiz
herhangi bir zaman birimi olabilir. "Bugün dünya, yarın âhiret" sözünde olduğu
gibi. Kur'an'da geçen ifadelerden yola çıkılarak âhiretteki bir günün bin veya
elli bin sene olduğu anlaşılmaktadır. "Din" kelimesi ise burada, hesap, ceza,
karşılık anlamlarına gelir.
"Din günü" kavramının ifade
ettiği başlıca anlamlar şunlardır:
Hayrın hayır, şerrin de şer
olarak görüleceği "Kıyâmet günü".
Yapılan işlerin karşılığının
tam olarak verileceği "Ceza günü".
İnsanların yaptıkları işlerin,
Allah tarafından takdir edilip hesabının görüleceği "Hesap günü".
Din gününden
kastedilen, âhirettir, hesap günüdür. Kur'an'ı, Kur'anî kavramları, öncelikle
Kur'an'la tefsir etmek en doğru yoldur. Din gününün ne olduğunu başka âyetler
açıklamaktadır:
"Sonra din
gününün ne olduğunu nereden bileceksin? O gün, kimsenin hiç kimseye hiçbir fayda
sağlamayacağı bir gündür. O gün emir yalnız Allah'a aittir." (İnfitâr:
82/17-18)
Din günü: "Bütün
iyi ve kötü işlerin Hak ölçüsünden geçerek son tahakkukunu bulacağı ve
birbirinden tamamen ayrılacağı son zamandır." Gelecekte, yapılan işlerin
tam karşılığının verileceği son gün demektir. Görüldüğü gibi, Din günü, Kıyâmet
gününü ifade etmektedir. Kıyâmet gününün, öldükten sonra dirilme, durup bekleme,
sual, hesap, mîzan, sırat ve ceza gibi durum ve mertebeleri vardır. Şu halde Din
günü, dinin mâlum olan mühim günü demektir ki, bundan da âhiret ve kıyâmet günü
anlaşılmaktadır. Bu günde herkes, dünyada yaptıklarının karşılığını mutlaka
görecektir.[1]

Din günü, Âhirette hesabın
görüleceği gün, demektir. Din kelimesi Arapça'da ceza, tâat, hal, âdet, hesap,
siyaset, kahr ve bütün bunlarla ilgili, hepsine temel ve ölçü olan "millet,
şerîat" anlamlarına gelir. Gün (yevm) ise, yirmidört saatlik zaman anlamına
geldiği gibi ay, yıl, asır, devir gibi anlamlara da gelir. Meselâ dünya
günlerine nisbetle âhiret günleri, bin yıl veya elli bin yıl gibi ölçülerle
anlatılır.[2]

Din günü, âlimlerin ittifakıyla
"âhiretteki hesap günü"dür. İyilerin iyiliklerinin, kötülerin kötülüklerinin tam
karşılığının verileceği gündür:
"Mâlikiyevmiddin (Din gününün
mâliki)" olan Rabb'in huzurunda insanların hesaba çekilecekleri gündür (Fâtiha:
1/4). Başıboş bırakılmayan insanın yaptıklarının mutlaka bir karşılığı vardır.
Din günü itaat edenle, isyan edenin hesaplaştığı gündür ve Kıyamet gününün bir
bölümüdür. Hakiki ve nihaî hüküm o gün verilecektir: "O din günü nedir?
(Bunu) sana hangi şey öğretti? O öyle bir gündür ki, hiçbir kimse kimseye hiçbir
Şeyle fayda vermeye muktedir olamayacaktır. O gün emir (yalnız) Allah'ındır."
(el-İnfitar: 82/17-19) âyetleri din günü'nün, öldükten sonra dirilme ile
başlayan ceza (karşılık) ve hesap günü olduğunu açıkça belirtmektedir.
"O gün insanlar amelleri(nin
karşılığı) kendilerine gösterilmek için, dağınık dağınık dönecek(ler)dir. İşte
kim zerre ağırlığınca bir hayır yapıyor (idiy)se onu (n sevabını) görecek, kim
de Zerre ağırlığınca şer yapıyor (idiy)se onu(n cezasını) görecek."
(ez-Zilzâl: 99/6-8) âyetleri bu hesap gününü açıklar.
Yevmûddîn'in dilimizde bir
karşılığı da "rûz-i ceza"dır. Din günü, her işin karşılığı verilip bitirileceği
son gün, diğer bir deyişle istikbalde mükâfat ve mücazatın dağıtılacağı vakit
demektir ki, İslâm'da buna "yevmi âhir" de denir. Bunda kaza ve hüküm manası da
vardır. Âhiret günü, dînin ve ona iman, diyanetin mühim bir aslını
oluşturmaktadır. İbn Cerîr tefsirinde nakledildiği üzere, bazı müfessirler
"mâlikiyevmiddin"deki dini, mükâfat ve mücâzat anlamı yanında, millet ve şerîat
diye izah etmişlerdir.[3]

Allah, bütün zamanlarda emrin
mutlak sahibidir. Din gününün özellikle belirtilmesi, orada emrin mutlak olarak
ve yalnızca O'nun elinde bulunmasındandır: "Bugün mülk kimindir? Bir ve çok
Kahhâr olan Allah'ındır." (el-Mü'min: 40/16).
Din günü, kâfirlerin
yalanlamalarının temel hedeflerinden biri olduğundan, Allah Kur'ân-ı Kerim'de
onlara hakikati bütün korkunçluğu ve büyüklüğü ile anlatmaktadır. O gün her tür
yardım ve yardımcıdan uzak bir acz içinde şanı yüce Allah'ın karşısında yer
aldıkları zamandır. Kur'ân, muhatabın bilgisini ortaya koymak için soru sorar:
"Hesap gününün ne olduğunu sen nerden bilirsin?" (el-İnfitar: 82/17).
Dînin gayesi, Allah'a itaat
edenle isyan eden arasındaki hesabın görüleceği din gününü duyurarak insanı
itaate davet etmektir. Bu sebeple hesabın görüleceği güne din günü denilmiştir.[4]









[1] Ahmet
Kalkan, Kur'an Kavramları.





[2]
Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur'ân Dili, İstanbul 1968, I, 82.





[3]
Elmalılı, a.g.e., 91.





[4] Talat
Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu, Kur'ân-ı Kerim Meal ve Tefsiri, Ankara 1984, I,
20; Mehmet Bulut, Şamil İslam Ansiklopedisi: 1/401,