Fecir | Konular | Kitaplar

Lukata; Yitik Malı Bulma.

Lukata



Lukata; Yitik Malı
Bulma

 

Lukata; Bir şeyi yerden kaldırıp almak; ilmi,
kitaplardan öğrenmek; kılları yolmak; bulunan mal hakkında kullanılan bir İslâm
hukuku terimidir. Mülkiyetini veya üzerindeki hakkını terketme niyyeti
olmaksızın sahibinin iradesi dışında kaybolmuş ve başkası tarafından bulunup
sahibine verilmek üzere alınmış, bulanın sahibini bilmediği muhterem (üzerinde
sahibinden başkasının tasarruf hakkı olmayan) mal demektir.

Lukata ile ilgili hükümleri İslâm hukukunun iki
temel kaynağından ikincisi olan Hz. Peygamber'in sünneti düzenlemektedir. Kur'an-ı
Kerîm lukata ile ilgili hükümleri açıklamamıştır (bk. Ebû Dâvud, Sünne, 5;
Azîmâbâdî, Avnu'l-Mâbûd, Medine 1388-89/1968-69, XII, 354-356). Bu durum
sünnet'e olan ihtiyacın en açık delîlidir.

Lukata konusunun mihverini teşkil eden hadis
şudur: Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.a.)'dan rivâyet  edildiğine. göre Hz.
Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: Bir adam Hz. Peygamber (s.a.s)'e gelerek
lukatanın hükmünü sordu. Hz. Peygamber: "Onun mahfazasını ve bağını belle,
sonra bir yıl ilân et! Sahibi gelirse verirsin. Aksi takdirde onu nasıl istersen
öyle yap" buyurdu. Adam: Koyunun hükmü nedir diye sordu. Hz. Peygamber:
"Onu al. O ya senin yahut din kardeşinin veya kurdundur" buyurdu. Adam;
'-kaybolmuş- devenin hükmü nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber: "Ondan sana ne?
Su tulumu ve çarığı beraberinde. Sahibi rastlayıncaya kadar suya gider ve
ağaçları yer" buyurdu (Buhârî, Lukata 1, 2, 3, 4, 9, 10,11; Müslim, Lukata,1,
2, 5, 7, 8, 9...).

Bulunan malın alınmasının efdal olup olmadığı
ihtilâflıdır. Hanefî ve Şafiîlere göre bulunan bir malın sahibine vermek üzere
alınması, terkinden efdaldir. Çünkü böyle bir malı almakla, onun kaybolması
önlenmiş olmaktadır. Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855) ise, böyle bir malı almanın,
nefsi haram yemekle karşı karşıya getireceğinden, terkinin daha faziletli olduğu
görüşündedir (Kâsânî, Bedâyiu's-Sanayi', Kahire 1327-28/1910, VI, 200; İbnü'l-Hûmâm,
Fethu'l-Kadir, Kahire 1389/1970, VI, 118; Şirbînî, Muğni'l-Muhtaç, Kahire
1379/195960, II, 406; İbn Kudâme, el-Muğni, Nşr. M. Halil Herrâs, Kahire, ty.,
V, 694). Lukatanın alınıp muhâfaza edilmesi ve sahibi çıktığında ona verilmesi,
bütün ilâhi dinlerde mevcud bulunan zarûret-i diniyye'den malı koruma prensibine
dahildir (Karâfi, el-Furuk, Kahire 1347, IV,33). Lukatayı alırken mültakit (lukatayı
alan)in niyyeti önemlidir. Lukatayı alan sahibine vermek üzere alırsa, lukata
onun yanında emânet hükmündedir ve telef olması halinde. ödeme mükellefiyeti
yoktur. Ancak kendisine mal edinmek maksadıyla ahrsa; gâsıb hükmündedir ve malın
telef edilmesi halinde tazmin gerekir (Vehbe ez-Zühaylî, Nazariyyetü'd-Damân,
Dımaşk 1402/1982, s. 174-175; Ali el-Hafif, ed-Damân fil-Fıkhi'l-İslâmî, Kahire
1971, I,102,104,107). Ancak Lukatayı alanın sahibine vermek üzere emâneten
aldığının ortaya konulması bazı görevlerin yerine getirilmesine bağlıdır.
Bunlar;