İslâm'ın Kölelik Kurumuna Bakışı
İslâm
İslâm'ın Kölelik Kurumuna Bakışı
İslâm, tebliğinin ilk
yıllarından itibaren insanın insana kulluğuna karşı mücâdele etmiştir. Bu tevhid
dini, insanların cins, renk, makam vb. ayrımları ile oluşturdukları sınıfsal
yapıyı temelinden sarstı. İslâm tarihinde siyah bir Habeşli olan Bilal'in
konumu, Hz. Peygamber'in köle ve köle çocuğu olan Zeyd ve oğlu Üsâme'yi birçok
Arap ileri gelenlerinin, muhâcir ve ensârın görev yaptıkları ordulara komutan
tâyin etmesi, beşerî sistemlerde görülmeyecek bir durum ve büyük bir devrimdir.
Özellikle İslâm'ın Mekke'de yayılma dönemlerinde müslüman oldukları için ezâ ve
işkence gören müslüman köleleri Hz. Ebû Bekir'in satın aldığı ve hürriyetlerine
kavuşturduğunu biliyoruz. Bu açıdan değerlendirildiğinde her türlü fikirsel,
sosyal, siyasal bağımlılığa/tutsaklığa karşı çıkan ve bu uğurda yanına köleleri
de alan bir sistemin, kölelikten rahatsız olacağı ve bu müessese ile mücâdele
edeceği mantıksal bir zorunluluktur. Ancak, niçin İslâm'ın köleliği bir kalemde
silip atmadığı, hazır bulduğu köleliği kaldırmaya yönelik çabalarının yanında,
köleleştirme yolunu tamamen ve birden kapatmadığı yolunda da sorular
yöneltilmektedir. Onlar Batı ülkeleri ve Amerika'da yayınlanan bildirgelerle
köleliğin bir hamlede kaldırıldığını örnek göstermektedirler. Ancak,
unutulmamalıdır ki, bu kaldırış, görüntüden öteye gidememiştir.
İslâmiyet, ekonomik hayatın
bütün yönleriyle kölelik sistemine dayandığı ve kölelerin o asırda ekonominin
buharı ve enerji kaynağı kabul edilebileceği bir çağda doğmuştu.[1]
Bunlara bir de tarihî ve psikolojik sebepleri eklediğimizde köleliğin
kaldırılmasının tek bir hükümle gerçekleşemeyeceği sonucuna varmamız zor olmaz.
İşte İslâm, birçok hükmün haram
kılınması konusunda müslümanların hazır hale gelmesine kadar tedricî bir yöntem
izlemesi gibi, mevcut köleliğin kaldırılmasında da batıdaki uygulamaların
aksine, aynı yöntemi izlemiştir:
[1]
Ali Abdülvâhid Vâfi, İslâmiyet'e Göre Kölelik, A.Ü.İ.F. Dergisi, Ank, 1961,
s. 208.
İslâm'ın Kölelik Kurumuna Bakışı
İslâm, tebliğinin ilk
yıllarından itibaren insanın insana kulluğuna karşı mücâdele etmiştir. Bu tevhid
dini, insanların cins, renk, makam vb. ayrımları ile oluşturdukları sınıfsal
yapıyı temelinden sarstı. İslâm tarihinde siyah bir Habeşli olan Bilal'in
konumu, Hz. Peygamber'in köle ve köle çocuğu olan Zeyd ve oğlu Üsâme'yi birçok
Arap ileri gelenlerinin, muhâcir ve ensârın görev yaptıkları ordulara komutan
tâyin etmesi, beşerî sistemlerde görülmeyecek bir durum ve büyük bir devrimdir.
Özellikle İslâm'ın Mekke'de yayılma dönemlerinde müslüman oldukları için ezâ ve
işkence gören müslüman köleleri Hz. Ebû Bekir'in satın aldığı ve hürriyetlerine
kavuşturduğunu biliyoruz. Bu açıdan değerlendirildiğinde her türlü fikirsel,
sosyal, siyasal bağımlılığa/tutsaklığa karşı çıkan ve bu uğurda yanına köleleri
de alan bir sistemin, kölelikten rahatsız olacağı ve bu müessese ile mücâdele
edeceği mantıksal bir zorunluluktur. Ancak, niçin İslâm'ın köleliği bir kalemde
silip atmadığı, hazır bulduğu köleliği kaldırmaya yönelik çabalarının yanında,
köleleştirme yolunu tamamen ve birden kapatmadığı yolunda da sorular
yöneltilmektedir. Onlar Batı ülkeleri ve Amerika'da yayınlanan bildirgelerle
köleliğin bir hamlede kaldırıldığını örnek göstermektedirler. Ancak,
unutulmamalıdır ki, bu kaldırış, görüntüden öteye gidememiştir.
İslâmiyet, ekonomik hayatın
bütün yönleriyle kölelik sistemine dayandığı ve kölelerin o asırda ekonominin
buharı ve enerji kaynağı kabul edilebileceği bir çağda doğmuştu.[1]
Bunlara bir de tarihî ve psikolojik sebepleri eklediğimizde köleliğin
kaldırılmasının tek bir hükümle gerçekleşemeyeceği sonucuna varmamız zor olmaz.
İşte İslâm, birçok hükmün haram
kılınması konusunda müslümanların hazır hale gelmesine kadar tedricî bir yöntem
izlemesi gibi, mevcut köleliğin kaldırılmasında da batıdaki uygulamaların
aksine, aynı yöntemi izlemiştir:
[1]
Ali Abdülvâhid Vâfi, İslâmiyet'e Göre Kölelik, A.Ü.İ.F. Dergisi, Ank, 1961,
s. 208.
KÖLE-KÖLELİK
- KÖLELİK.. Abd/Köle; Anlam ve Mâhiyeti
- Köleliğin Tarihî Seyri
- Eski Türklerde
- Arap Câhiliyyesinde Kölelik
- Köleliğin Kaynakları
- 1- Savaşlar
- 2- Özellikle Beyaz Olmayanların Zulümle Köle Yapılması
- 3- Suçluların Kölelikle Cezalandırılması
- 4- İnsanın Kendini Veya Çocuğunu Köle Olarak Satması
- 5- Bulunan İnsanın Köleleştirilmesi
- 6- Borçluluk
- 7- Serflik/İşçilik
- 8- Köle Çocuğu Olmak
- 9- Ticaret Yoluyla
- 10- Haydutluk vb. Sebepler
- İslâm'a Göre Köleliğin Temel Kaynağı Olan Savaş Esirlerinin Köleleştirilmesi
- Kur'ân-ı Kerim'de Köle ve Kölelik.
- Hadis-i Şeriflerde Kölelik.
- Kölenin Hukukî Statüsü.
- Fıkhî Eserlerde Kölenin Hukukî Statüsü
- 1- İnanç ve İbâdet Hürriyeti Bakımından
- 2- Muâmelât ve Ukubât Bakımından
- Kölelerin Hak ve Görevleri
- Fıkhî Hükümlere Göre Câriyelerden Cinsî Yönde Yararlanma Şartları
- Kölelik Mantığı ve Naklî-Aklî Değerlerle Çatışması
- İslâmiyet'ten Önce Kölelik
- İslâm'ın Kölelik Kurumuna Bakışı
- 1) Köle Âzâdına Teşvik
- 2) Keffâret İçin Köle Âzâdı
- 3) Mükâtebe