Cehennem Azabının Miktar, Şiddet ve Şekli

Cehennem Azabının Miktar

Cehennem Azabının
Miktar, Şiddet ve Şekli:

Cehennem'de görülecek azabın
miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Rasûlü'nün bizlere bildirmesiyle ve
bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz. Kur'an-ı Kerîm'de belirtildiğine göre;
a- Cehennem kâfirleri
çepeçevre kuşatır:
"Cehennem inkâr edenleri
şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır." (el-Tevbe: 9/49)
b- Cehennem ateşi
sönmez:
"Biz sapık kimseleri kıyamet
günü yüzü koyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları
yer Cehennem'dir. Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini artırırz."
(İsrâ: 17/97)
c- Cehennem dolmak
bilmez:
"O gün Cehennem'e: "doldun
mu?" deriz. O! "Daha var mı?" der." (Kaf: 50/30)
d- Kaynarken çıkardığı
ses:
"Rablerini inkâr eden
kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür. Oraya atıldıkları
zaman onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden
çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun atılmasında bekçileri onlara:
"size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir
uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz
büyük bir sapıklık içerisindesiniz, demiştik " derler." (el-Mülk: 67/6-9)
e- "Ateş onların
yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır." (el-Mü'minün: 23/104)
f- "Boyunlarında
halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar."
(el-Mü'min: 40/70-72)
g- "İnkâr edenlere
ateşten elbiseler kesilmiştir. Başlarına kaynar su dökülür de bununla
karınlarındakiler ve derileri eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. Orada
uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri
çevrilirler. Ve kendilerine "yakıcı azabı tadın"denir." (el-Hâcc: 22/19-22)
h- Derileri yandıkça
azabı tatmaları için yeniden başka derilerle değiştirilir. (en-Nisâ: 4/56)
i- Ölümü isterler fakat
azabları devamlıdır, ölmezler. (43/74-77; 35/36).
Hz. Peygamber'in ifadesine
göre:
"Cehennem ateşi (miktarca ve sayıca) dünya ateşleri
üzerine altmış dokuz derece fazla kılınmıştır. Bunlardan her birinin harareti
bütün dünya ateşinin harareti gibidir."[1]

Kur'an-ı Kerîm, Cehennem
ehlinin çekeceği azap ve yiyecekleri hakkında da bir takım tasvir ve izahlarda
bulunur:
"(Nasıl) ağırlanmak için bu
(nimet) mi hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir fitne
(sınama vesilesi veya azap) kıldık. O, Cehennem'in dibinde çıkan bir ağaçtır.
Tomurcukları şeytanların başları gibidir. Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını
onunla dolduracaklar. Sonra onların, bunun üzerine kaynar su karıştırılmış bir
içkileri vardır. (Yedikleri zakkum, boğazlarını yakar) Yanan boğazlarını
dindirmek için içecek bir şey ararlar. Ama kaynar su katılmış kusuntu ve irinden
başka içecek bulamazlar." (Sâffat: 37/62-67)
"O ayetlerimizi inkâr
edenleri yakında bir ateşe sokacağız, (öyle ki) derileri piştikçe azabı
tatsınlar diye onlara başka deriler vereceğiz! Şüphesiz Allah daima üstün ve
hikmet sahibidir." (en-Nisâ: 4/56)
Cezalar, işlenen suçlar
cinsinden olacaktır. Dilleriyle suç işleyenlerin cezaları dillerine; elleriyle
günah işleyenlerin cezaları ellerine vs. tatbik edilecektir.
Cehennem'in yakacağı hakkında
da Kur'an'da bilgi verilmekte ve şöyle denilmektedir:
"Ey inananlar, kendinizi ve
ailenizi bir ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır." (et-Tahrîm:
66/6)
Kur'an'da Cennet ehli ile
Cehennem ehli arasında konuşmalar yapılacağı da belirtilerek bu konuşmalardan
nakiller yapılmaktadır:
"O gün münâfık erkekler ve
münâfık kadınlar (sür'atle Cennet'e girmekte olan) müminlere derler ki: "(Ne
olur) bize bakın da sizin nurunuzdan alalım." Onlara: "Arkanıza dönün de
nur arayın!" denilir (Kendileriyle alay eden bu ses, onlara diyor ki: Arkada
kalan dünyaya dönün nur orada aranır. Nurun kaynağı, dünyada yapılan işlerdir.
Böyle denilir ve müminlerle münafıkların) aralarına kapılı bir sur çekilir ki,
onun içinde rahmet vardır. Dış yönünde de azap. (Münafıklar), onlara
seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik" Müminler derler ki: "Evet
ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz. (İnananların başlarına felaket
gelmesini) gözlediniz. Şüphe ettiniz, kuruntular sizi aldattı. Allah'ın emri
(olan ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket ettiniz). O çok aldatıcı (şeytan)
sizi Allah hakkında aldattı." (el-Hadîd: 57/13-14)
Başka bir yerde de şöyle
anlatılır:
"Cennet halkı, ateş halkına
seslendi: Rabbimiz'in bize vadettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbiniz'in
size vadettiğini gerçek buldunuz mu? (Onlar da): Evet dediler ve aralarında bir
ünleyici: Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye ünledi." (el-Â
'raf: 7/44-45)
İnsanın eğitimi ve iyi
davranışlara yönlendirilmesi açısından Cennet ve Cehennem inancının dünya
hayatına etkileri açıktır. Kişi, gizli ve açık yaptığı her şeyin karşılığını,
bulacağını ve Cehennem'deki cezânın dehşetini hatırladığında, elbette
hareketlerine çeki düzen verme ihtiyacını duyacaktır.[2]







[1]
Tecrîd-i Sârih Tercüme ve Şerhi: 9/50.





[2]
M. Sait Şimşek, Şamil İslam
Ansiklopedisi: 1/281-282.