CEHENNEM ...

CEHENNEM

CEHENNEM

Derin kuyu, ahirette kâfir ve
günahkâr kimselerin azap çekecekleri ceza yeri. Kur'an-ı Kerîm'de inanan ve
güzel amel işleyen kimselere Cennet vadedildiği gibi[1];
kâfir ve günahkâr kimselere de Cehennem vâdedilmiştir. Kâfir, münâfık ve
müşrikler Cehennem'de ebedî kalırlar, orada ölmezler ve azabları hafifletilmez.
Tövbe etmeden günahkâr olarak ölen ve Allah'ın kendilerini affetmediği mü'minler
ise Cehennem'de ebedî kalmazlar. Kendilerine günahları kadar azap edilir. Sonra
oradan kurtulup Cennet'e girerler ve orada ebedî kalırlar.[2]

Allah Cehennem'i diğer
yaratıklardan önce yaratmıştır ve şu anda mevcuttur, yok olmayacaktır. Nitekim
şu ayetler bu durumu gayet açık ifade eder:
"Artık o ateşten sakının ki, onun tutuşturucu odun
(kâfir) insanlarla taşlardır. O (ateş) kâfirler için hazırlanmıştır."
(el-Bakara: 2/24)
"Kâfirler için hazırlanan ateşten korkun." (Âli
İmrân: 3/131)
Enes b. Mâlik'ten rivâyet
olunan bir hadiste de Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
"Demin Cennet ile Cehennem
şu duvarın yüzünde bana arz olundu."[3]

Ateş, insan cismine çok büyük
acı ve ızdırap verdiği için ahirette kâfir ve münâfıkların cezası ateşle
verilecektir. Böylelikle Cehennem, Allah'nı tutuşturulmuş ateşinin ismidir.[4]

İşte Cehennem'in en açık vasfı
ateş olduğu için bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nâr" kullanılır:
"Şüphesiz ki
münâfıklar nâr (Cehenneın)'ın en aşağı tabakasındadırlar."
(en-Nisâ: 4/145)

[5]








[1] el-Kehf:
18/107.





[2]
Alâuddin Âbidîn, el-Hediyetü'l-Alâiyye: 468.





[3]
Tecrid-i Sarih Terceme ve Şerhi: 2/483.





[4] Râğıb
el-İsfahani, el-Müfredat: 102.





[5] M.
Sait Şimşek, Şamil İslam Ansiklopedisi: 1/280-281.