Fecir | Konular | Kitaplar

2- Kendinden Başkasını Ayıplamamak

2



2- Kendinden Başkasını Ayıplamamak:
 
Fert ve cemaat olarak
müslümanların müptelâ oldukları hastalıklardan biri de, başlarına bir musîbet
veya felâket geldiğinde, kendilerini bırakıp başkalarını kınamalarıdır. Bakarsın
ki, başlarına gelen musîbetlerden dolayı, kendilerini unutmuş, nefislerini
hiçbir şekilde sorumlu tutmazken, başka sorumlular arıyorlar. Filistin'de olduğu
gibi ülkelerini kaybettiklerinde de, memleketi sömüren sömürgecilerine sorumlu
tutar, sürekli onlara serzenişte bulunup ve sövüp sayarlar. Eski Arapların "Sen
bol bol sövdün ama, onlar deveyi götürdüler bile!" şeklindeki darb-ı meselini
aralarında gerçekleştirirler. Başlarına zâlim ve despot idâriceler musallat
olunca, "bu, kâfirlerin işidir, bunları yönetime getirenler onlardır" derler ve
işin içinden kendilerini sıyırıverirler. İki müslüman grup aralarında
anlaşamasalar "bu yahûdilerin işi ve hilesidir" derler. Bu âdet, müslümanlarda
yer etmiştir: Belâ ve musîbet karşısında kendini değil; başkalarını kınamak. Bu
ise, aklen ve şer'an geçerliliği olmayan bir durumdur.
Aklen itibara alınmaz; çünkü,
kınanan sömürgecilerin, kâfir ve yahûdilerin düşmanlıkları müslümanlarca
bilinmekte. Düşmansa, düşmanının hayrını istemez. Onların "bu, sömürgecilerin
işidir" demelerinin anlaşılır yanı var mı? Şeytan ve avaneleri huzuru ihlâl,
ortalığı ifsâd ve mü'minlere eziyet etmek için çırpınıp dururlar. Şeytan bunun
için vardır ve destekçileri/dostları da bunun için yardımcı durumundadırlar.
Öyleyle onları kınamak niye? Sömürgeci, gücü yettiğince arzusuna kavuşmanın,
müslümanları gâfil avlayıp gedikler bularak saldırmanın ve yapacağını yapmanın
peşindedir. Sömürgecilerin getirdiğini iddiâ ettikleri despot idâreciler ise,
insanların kendilerine yardım etmelerini ve destek vermelerini isterler. Öyleyse
niçin zâlim yöneticileri getiren –onlar öyle diyorlar- sömürgecileri kınıyorlar
da, onlara yardım, hizmet, zulüm ve bekalarının temini konusunda kendilerini
kınamıyorlar?
Onların bu tutumlarının şer'an
geçerli olmamasına gelince; Allah, başımıza gelenlerin sebebinin bizim kendimiz
olduğunu açıklıyor: "Başınıza gelen her musîbet, kendi ellerinizle
işledikleriniz (günahlar) yüzündendir.." (42/Şûrâ, 30). Bu da, başkalarını
değil; kendimizi kınamamızı gerektiriyor. Öyleyse bizler kınanmışlarız! Allah,
bir musîbet ânında kınanmamızın sebebini de şöyle açıklıyor: "(Bedir'de) İki
katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musîbet, (Uhud'da) kendi başınıza
gelince, ‘bu nasıl oluyor?!' dediniz ha? De ki: ‘O, kendinizdendir. Şüphesiz
Allah'ın her şeye gücü yeter." (3/Âl-i İmrân, 165). Allah belâ ve musîbetin
gelmesi durumunda kınanışın sebebini ortaya koyuyor: Kendimiz, kusurlarımız.
Zâten musîbetler karşısında kendimizi temize çıkarıp mes'ûliyeti başkalarının
üzerine atmak, şer'an câiz değildir.