Helâk; Anlam ve Mâhiyeti
Helâk
Helâk; Anlam ve
Mâhiyeti
"Helâk"in sözlük anlamı, mahvolmak, yok olmak,
yıkıma uğramaktır. Kur'an literatüründe "helâk" şekliyle masdar halinde geçmeyen
bu kelime, çoğunlukla fiil halinde bulunur. Helâk, yok olmak, ölmek demektir.
Râgıb'a göre helâk üç türlüdür:
Birincisi: Var olan bir şeyin yok olması, elden
çıkmasıdır. "Heleke annî sultâniyeh âGücüm (saltanatım) benden yok olup
gitti" (69/Haakka, 29) âyetinde bu tür helâkten söz edilmektedir.
İkincisi: Bir şeyin değişim ve bozulma yoluyla
yok olmasıdır. "Heleke't-taâm": Yemek bozuldu, demektir. "Dönüp gittimi (veya
iş başına geçtimi) yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli helâk (yok)
etmeye (yühlike) çalışır; Allah da fesâdı/bozgunculuğu sevmez." (2/Bakara,
205) âyetindeki ihlâk/helâk etme de de bir şeyi bozarak yok etmektir.
Üçüncüsü de ölmektir: "Senden fetvâ
istiyorlar. De ki: âAllah size ana-babasız ve çocuksuz kişinin mîrâsı hakkında
hükmünü şöyle açıklıyor: Ölen (heleke; helâk olan) kişinin çocuğu yok, bir kız
kardeşi varsa, bıraktığı malın yarısı o (kızkardeşi)nindir." (4/Nisâ, 176);
"Daha
önce Yûsuf da size açık beyineler/kanıtlar getirmişti. Onun getirdiklerinden
de kuşkulanıp duruyordunuz. Nihâyet o helâk
olunca/vefat edip ölünce (heleke): 'Allah ondan sonra elçi
göndermez' dediniz. İşte Allah, aşırı giden,
şüpheci kimseleri böyle saptırır."
(40/Mü'min, 34); "Dediler
ki: âNe varsa dünya
hayatımızdır, başka bir şey
yoktur. Ölürüz, yaşarız. Bizi zamandan başkası
helâk etmiyor.' Fakat onların bu hususta hiçbir
bilgileri yoktur. Onlar sadece
zannediyorlar."
(45/Câsiye, 24)
âyetlerinde helâk, ölüm anlamındadır.
Azâba,
korkuya, yoksulluğa da helâk denilir. Râğıb, aşağıdaki âyetleri
bu tür
helâke örnek vermektedir:
"Onlar
hem
(insanları) ondan (Peygamber'e yaklaşmaktan) menederler, hem de kendileri ondan
uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar (helâk ediyorlar), ama
farkında değiller!"
(6/En'âm,
26)
"Bunlardan
önce nice nesilleri/kuşakları helâk ettik..."
(19/Meryem, 98; 50/Kaf, 36) ve benzeri âyetler.
"İçimizden
bazı beyinsizlerin yaptıklarından ötürü
bizi helâk
mi edeceksin?"
(7/A'râf,
155);
"Yahut: â(Ne yapalım) Daha önce babalarımız (Allah'a) şirk/ortak koştu, biz
de
onlardan sonra gelen bir nesil old(uğumuz için öyle yapt)ık. (Gerçekleri)
iptal
edenlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mi ediyorsun?' demeyesiniz
diye (sizin
Rabbiniz olduğum hakkında sizleri şâhid tutmuştuk)."
(7/A'râf,
173)
Helâk; Anlam ve
Mâhiyeti
"Helâk"in sözlük anlamı, mahvolmak, yok olmak,
yıkıma uğramaktır. Kur'an literatüründe "helâk" şekliyle masdar halinde geçmeyen
bu kelime, çoğunlukla fiil halinde bulunur. Helâk, yok olmak, ölmek demektir.
Râgıb'a göre helâk üç türlüdür:
Birincisi: Var olan bir şeyin yok olması, elden
çıkmasıdır. "Heleke annî sultâniyeh âGücüm (saltanatım) benden yok olup
gitti" (69/Haakka, 29) âyetinde bu tür helâkten söz edilmektedir.
İkincisi: Bir şeyin değişim ve bozulma yoluyla
yok olmasıdır. "Heleke't-taâm": Yemek bozuldu, demektir. "Dönüp gittimi (veya
iş başına geçtimi) yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli helâk (yok)
etmeye (yühlike) çalışır; Allah da fesâdı/bozgunculuğu sevmez." (2/Bakara,
205) âyetindeki ihlâk/helâk etme de de bir şeyi bozarak yok etmektir.
Üçüncüsü de ölmektir: "Senden fetvâ
istiyorlar. De ki: âAllah size ana-babasız ve çocuksuz kişinin mîrâsı hakkında
hükmünü şöyle açıklıyor: Ölen (heleke; helâk olan) kişinin çocuğu yok, bir kız
kardeşi varsa, bıraktığı malın yarısı o (kızkardeşi)nindir." (4/Nisâ, 176);
"Daha
önce Yûsuf da size açık beyineler/kanıtlar getirmişti. Onun getirdiklerinden
de kuşkulanıp duruyordunuz. Nihâyet o helâk
olunca/vefat edip ölünce (heleke): 'Allah ondan sonra elçi
göndermez' dediniz. İşte Allah, aşırı giden,
şüpheci kimseleri böyle saptırır."
(40/Mü'min, 34); "Dediler
ki: âNe varsa dünya
hayatımızdır, başka bir şey
yoktur. Ölürüz, yaşarız. Bizi zamandan başkası
helâk etmiyor.' Fakat onların bu hususta hiçbir
bilgileri yoktur. Onlar sadece
zannediyorlar."
(45/Câsiye, 24)
âyetlerinde helâk, ölüm anlamındadır.
Azâba,
korkuya, yoksulluğa da helâk denilir. Râğıb, aşağıdaki âyetleri
bu tür
helâke örnek vermektedir:
"Onlar
hem
(insanları) ondan (Peygamber'e yaklaşmaktan) menederler, hem de kendileri ondan
uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar (helâk ediyorlar), ama
farkında değiller!"
(6/En'âm,
26)
"Bunlardan
önce nice nesilleri/kuşakları helâk ettik..."
(19/Meryem, 98; 50/Kaf, 36) ve benzeri âyetler.
"İçimizden
bazı beyinsizlerin yaptıklarından ötürü
bizi helâk
mi edeceksin?"
(7/A'râf,
155);
"Yahut: â(Ne yapalım) Daha önce babalarımız (Allah'a) şirk/ortak koştu, biz
de
onlardan sonra gelen bir nesil old(uğumuz için öyle yapt)ık. (Gerçekleri)
iptal
edenlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mi ediyorsun?' demeyesiniz
diye (sizin
Rabbiniz olduğum hakkında sizleri şâhid tutmuştuk)."
(7/A'râf,
173)
HELÂK
- Âd Kavmi Nasıl Helâk Edildi?.
- Allah, Bazen Bir Zâlimi Diğer Bir Zâlimin Üzerine Musallat Ederek Cezâlandırır
- Hangi Toplumlar Helâk Edildi?.
- HELÂK..
- Hz. Süleyman'ın Sarayı
- Kavmin Hz. Nûh'u Yalanlaması
- Tûfân'ın Arkeolojik Delilleri
- Ashâb-ı Kehf
- Helâk; Anlam ve Mâhiyeti
- Helâkten So a
- Hz. Nûh'a Uyanların Küçük Görülmeleri
- Semûd Kavmi
- Tûfân'dan Söz Eden Din ve Kültürler
- Zâlimler Kurtulmazlar
- Allah'ın Hz. Nûh'a Üzülmemesini Hatırlatması
- Ashâb-ı Kehf Efes'te mi?
- Hz. Sâlih'in Tebliği
- Kâfir Toplumların İmtihanı
- Nice Kavim Kendi Zulümleriyle Helâk Olmuştur
- Tehlike (tehlüke)
- Tevrat'ta Nûh Tûfânı
- Ashâb-ı Kehf Tarsus'ta mı?.
- Helâk Sırasında Kâfirlerin "İman Ediyorum!" Demesi Fayda Vermez.
- Hz. Nûh'un Duâları
- İncil'de Nûh Tûfânı
- Semûd Kavmi Hakkındaki Arkeolojik Bulgular
- Toplumsal Helâkler
- Zâlim Toplumların Helâki İçin Belli Bir Ecel (Süre) Vardır
- Bir Devlet, Küfür İle Ayakta Durabilir Ama Zulümle Duramaz
- Geminin Yapılışı