Zâlime Yardımcı Olmak
Zâlime Yardımcı Olmak
Zâlime Yardımcı
Olmak:
Bütün şekil ve türleriyle zâlime meyletmek câiz
olmadığına göre, zâlimin zulmüne yardım etmek haydi haydi câiz olmaz. Zâlime
yardım edenler, aynen onun gibi zâlim olurlar. "Bir kimse bilerek zâlime
yardım kastı ile onunla beraber yürürse, o kimse İslâmiyet'ten çıkmıştır." (Râmuz
el-Ehadis, c. 2, s. 445). Zâlim bir yönetici, çevresinin ve yandaşlarının
yardımıyla zulüm yapmaya imkân bulur, yoksa yalnız kendisi bunca zulmün
hakkından gelemez. Hangi şekliyle olursa olsun, zâlime yardım câiz değildir.
Çünkü bu, onu desteklemek, zulmünü icrâ etmesine müsâade etmek demektir. Bu
sebeple zâlim yöneticiye azap geldiği zaman, aynı şekilde (bu zulümleri
onaylayan) yardımcılarına ve memurlarına da gelir. Çünkü onlar da onun kadar
zâlimdirler.
Nitekim Firavun'a gelen azap, avanesine de
gelmişti. "Gerçekten Firavun, Hâmân ve askerleri
hatalıydılar/yanılıyorlardı." (28/Kasas, 8). Allah, hepsini bu âyette "hata"
vasfı ile bir araya getirmiştir. Hataları, Firavun'un zulmetmesi, yardımcısı
Hâmân ve askerlerinin de buna yardımcı olmalarıdır. Bu sebeple azap Firavun'a
inince, yardımcılarına da inmişti: "Biz hem onu, hem de askerlerini
yakaladık. Onları denize atıp boğduk." (Zâriyât, 40) "Biz onu ve
askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zâlimlerin sonu nasıl oldu!" (28/Kasas,
40). Allah, hepsini "zâlim" olarak vasıflandırdı. Firavun'a ve ona yardım
ettikleri için askerlerine "zâlimler" diyerek hepsini aynı azapla helâk ettiğini
Rabbimiz haber vermektedir.
Zâlime Yardımcı
Olmak:
Bütün şekil ve türleriyle zâlime meyletmek câiz
olmadığına göre, zâlimin zulmüne yardım etmek haydi haydi câiz olmaz. Zâlime
yardım edenler, aynen onun gibi zâlim olurlar. "Bir kimse bilerek zâlime
yardım kastı ile onunla beraber yürürse, o kimse İslâmiyet'ten çıkmıştır." (Râmuz
el-Ehadis, c. 2, s. 445). Zâlim bir yönetici, çevresinin ve yandaşlarının
yardımıyla zulüm yapmaya imkân bulur, yoksa yalnız kendisi bunca zulmün
hakkından gelemez. Hangi şekliyle olursa olsun, zâlime yardım câiz değildir.
Çünkü bu, onu desteklemek, zulmünü icrâ etmesine müsâade etmek demektir. Bu
sebeple zâlim yöneticiye azap geldiği zaman, aynı şekilde (bu zulümleri
onaylayan) yardımcılarına ve memurlarına da gelir. Çünkü onlar da onun kadar
zâlimdirler.
Nitekim Firavun'a gelen azap, avanesine de
gelmişti. "Gerçekten Firavun, Hâmân ve askerleri
hatalıydılar/yanılıyorlardı." (28/Kasas, 8). Allah, hepsini bu âyette "hata"
vasfı ile bir araya getirmiştir. Hataları, Firavun'un zulmetmesi, yardımcısı
Hâmân ve askerlerinin de buna yardımcı olmalarıdır. Bu sebeple azap Firavun'a
inince, yardımcılarına da inmişti: "Biz hem onu, hem de askerlerini
yakaladık. Onları denize atıp boğduk." (Zâriyât, 40) "Biz onu ve
askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zâlimlerin sonu nasıl oldu!" (28/Kasas,
40). Allah, hepsini "zâlim" olarak vasıflandırdı. Firavun'a ve ona yardım
ettikleri için askerlerine "zâlimler" diyerek hepsini aynı azapla helâk ettiğini
Rabbimiz haber vermektedir.
HELÂK
- Âd Kavmi Nasıl Helâk Edildi?.
- Allah, Bazen Bir Zâlimi Diğer Bir Zâlimin Üzerine Musallat Ederek Cezâlandırır
- Hangi Toplumlar Helâk Edildi?.
- HELÂK..
- Hz. Süleyman'ın Sarayı
- Kavmin Hz. Nûh'u Yalanlaması
- Tûfân'ın Arkeolojik Delilleri
- Ashâb-ı Kehf
- Helâk; Anlam ve Mâhiyeti
- Helâkten So a
- Hz. Nûh'a Uyanların Küçük Görülmeleri
- Semûd Kavmi
- Tûfân'dan Söz Eden Din ve Kültürler
- Zâlimler Kurtulmazlar
- Allah'ın Hz. Nûh'a Üzülmemesini Hatırlatması
- Ashâb-ı Kehf Efes'te mi?
- Hz. Sâlih'in Tebliği
- Kâfir Toplumların İmtihanı
- Nice Kavim Kendi Zulümleriyle Helâk Olmuştur
- Tehlike (tehlüke)
- Tevrat'ta Nûh Tûfânı
- Ashâb-ı Kehf Tarsus'ta mı?.
- Helâk Sırasında Kâfirlerin "İman Ediyorum!" Demesi Fayda Vermez.
- Hz. Nûh'un Duâları
- İncil'de Nûh Tûfânı
- Semûd Kavmi Hakkındaki Arkeolojik Bulgular
- Toplumsal Helâkler
- Zâlim Toplumların Helâki İçin Belli Bir Ecel (Süre) Vardır
- Bir Devlet, Küfür İle Ayakta Durabilir Ama Zulümle Duramaz
- Geminin Yapılışı