Giyim-Kuşam, Şapka ve Kravat
Giyim
Giyim-Kuşam, Şapka
ve Kravat:
Âtıf Hoca gibi nice İslâm âlimleri ve müslüman
halktan binlerce kişi, kâfirlerin şiarı olduğu gerekçesiyle şapka giymeyi
reddettikleri için idam sehpasında şehid edilmişlerdir. Günümüzde şapkanın
kâfirlerin şiarı olmaktan çıktığı söylenebilir. Bunun yanında günümüzde papyon,
kravatın batıcılar tarafından ve batı uygarlığının sembolü/şiarı olduğu
gerekçesiyle nice müslümanın kravat ve papyon takmadıkları bilinmektedir.
"Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar
dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır." (36/Yâsin, 8). Bu
âyetin tefsirinde Elmalılı Hamdi Yazır, âyette geçen "ağlâl" kelimesini kravata
benzeterek şunları söyler: "Biz onların boyunlarında birtakım bağlar, kelepçeler
yapmışızdır. Çünkü tomruk ve kelepçe gibi bağlar, ceza ve ukubat âletlerinden
olmak itibarıyla cebrî olan fıtriyâtı değil; iktisap ile istihkaka terettüp eden
cezâî bir ilzâm ifade eder. İlk nazarda, asrî medeniyetin boyun bağlarını ihtar
eder gibi görünen bu "ağlâl" hem ferdin kabiliyet-i fıtriyyesini yanlış
hedeflere sevkeden bir cemiyetin sultasının fena tazyıklarını, hem de itikadlar,
çirkin itiyadlar, kötü huylar, taklit, taassup, hevâ gibi küfr ü ma'siyeti
hoşlandırıp imandan sakındıran fena melekelere ve keyfiyetlere nefislerin
alıştıra alıştıra değişmez hale getirilmiş olmasını temsildir." (Elmalılı Hamdi
Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Eser Y. c. 6, s. 4010)
Kılık kıyafette bâtıl din ve ideoloji
bağlılarına benzememek, İslâm'ın üzerinde hassâsiyetle durduğu bir mevzûdur.
Zira zâhirî benzemeler, kaynaşmalara ve rûhen yakınlaşmalara sebep olmaktadır.
Meselâ; askerler ve polisler gibi aynı meslekten olup, aynı tip elbise içinde
görülen insanlarda rûhî bir yakınlaşma kaçınılmazdır. Kezâ, saç, sakal, bıyık
şekilleri bir olan ve bu birlikleri hususuyla bir kaynaktan kaynaklanan ve bir
gâyeye yönelik olan kişilerde de aynı rûhî yakınlaşmaları müşâhede ediyoruz.
İslâm, mü'minlerin bâtıl din ve ideoloji mensuplarıyla kaynaşmasını câiz
görmediği içindir ki, kılık kıyafet mevzuunda müslümanları bağlayıcı emirler ve
yasaklar koymuştur.
Giyim-Kuşam, Şapka
ve Kravat:
Âtıf Hoca gibi nice İslâm âlimleri ve müslüman
halktan binlerce kişi, kâfirlerin şiarı olduğu gerekçesiyle şapka giymeyi
reddettikleri için idam sehpasında şehid edilmişlerdir. Günümüzde şapkanın
kâfirlerin şiarı olmaktan çıktığı söylenebilir. Bunun yanında günümüzde papyon,
kravatın batıcılar tarafından ve batı uygarlığının sembolü/şiarı olduğu
gerekçesiyle nice müslümanın kravat ve papyon takmadıkları bilinmektedir.
"Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar
dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır." (36/Yâsin, 8). Bu
âyetin tefsirinde Elmalılı Hamdi Yazır, âyette geçen "ağlâl" kelimesini kravata
benzeterek şunları söyler: "Biz onların boyunlarında birtakım bağlar, kelepçeler
yapmışızdır. Çünkü tomruk ve kelepçe gibi bağlar, ceza ve ukubat âletlerinden
olmak itibarıyla cebrî olan fıtriyâtı değil; iktisap ile istihkaka terettüp eden
cezâî bir ilzâm ifade eder. İlk nazarda, asrî medeniyetin boyun bağlarını ihtar
eder gibi görünen bu "ağlâl" hem ferdin kabiliyet-i fıtriyyesini yanlış
hedeflere sevkeden bir cemiyetin sultasının fena tazyıklarını, hem de itikadlar,
çirkin itiyadlar, kötü huylar, taklit, taassup, hevâ gibi küfr ü ma'siyeti
hoşlandırıp imandan sakındıran fena melekelere ve keyfiyetlere nefislerin
alıştıra alıştıra değişmez hale getirilmiş olmasını temsildir." (Elmalılı Hamdi
Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Eser Y. c. 6, s. 4010)
Kılık kıyafette bâtıl din ve ideoloji
bağlılarına benzememek, İslâm'ın üzerinde hassâsiyetle durduğu bir mevzûdur.
Zira zâhirî benzemeler, kaynaşmalara ve rûhen yakınlaşmalara sebep olmaktadır.
Meselâ; askerler ve polisler gibi aynı meslekten olup, aynı tip elbise içinde
görülen insanlarda rûhî bir yakınlaşma kaçınılmazdır. Kezâ, saç, sakal, bıyık
şekilleri bir olan ve bu birlikleri hususuyla bir kaynaktan kaynaklanan ve bir
gâyeye yönelik olan kişilerde de aynı rûhî yakınlaşmaları müşâhede ediyoruz.
İslâm, mü'minlerin bâtıl din ve ideoloji mensuplarıyla kaynaşmasını câiz
görmediği içindir ki, kılık kıyafet mevzuunda müslümanları bağlayıcı emirler ve
yasaklar koymuştur.
PUT VE PUTA TAPMA
- PUT VE PUTA TAPMA..
- Put; Anlam ve Mâhiyeti
- Putlara Tapınmanın Sebepleri
- Putperestlik
- Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
- İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?.
- İlâh'ın Kur'an'daki Iki Mânâsı
- İlâh Düşüncesi
- Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Ta ı Anlayışları
- Kur'ân-ı Kerim'de Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Kur'ân-ı Kerim'de Her Çeşit Puta Tapma ve Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır
- Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
- Tevhidin ve Putçuluğun Amelle İlişkisi
- Muvahhid; Tüm Putları Her Şekilde Reddeden Mü'min.
- Endâd; Bir Şeyi Allah'a Denk Tutma ve Putlaştırılan Sevgi
- Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
- b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
- Şirk; Putlaştırmanın Genel Adı
- Şirk ve Küfür İlişkisi
- Şirk En Büyük Zulümdür
- Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
- Allah (c.c.) şirk günahını affetmez
- Şirk koşmadan ölenlerin affedileceği umulur
- Şirkin ve Putperestliğin Çağdaş Yansımaları
- Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
- Şirkin Sebepleri
- 1-) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması
- 2-) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık
- 3-) Aşırı Hürmet ve Saygı; Diğer Varlıkları Allah ve Rasûlünden Çok Sevmek