Câhiliyye
Câhiliyye
Câhiliyye:
Câhiliyye; lügatta "bilgisizlik" mânâsına gelir,
ilmin zıddıdır. Beyinsizliği ve hamâkati de içine alır. Genellikle İslâm'ın
hâkim olmasından önceki hayatı içine alır. İslâm'ın ortaya çıkmasından önceki
küfür ve sapıklık hali anlamında kullanılır. Istılah olarak: "Allah'ın indirdiği
hükümleri ve bilgileri kabul etmeyip bunların yerine insanlar tarafından konulan
hükümlere, düşüncelere ve sistemlere inanmaktır."
Kur'an'da genellikle bu anlamda yer almıştır.
Mâide Sûresi 50. âyete göre; Allah'ın koyduğu hükmü, hududu dikkate almayan
bütün sistemler, câhiliyyeye dayanmaktadır. Helâl ve haram hudutlarını
önemsemeyen bütün ekonomik kuruluşlar, câhilî sermayeye dayanmak durumundadır.
İnsanları Allah'ın dinine göre eğitmeyen bütün eğitim sistemleride câhilî eğitim
durumundadır. Câhiliyye kavramı, hakka ve hakikate dayanmayan her türlü itikadî
ve amelî unsurları içine alan bir kavramdır.
Câhiliyye, "bilgisiz olma"yla eş anlamlı
görünmüş olsa da, temelde bir düşünme biçimi, bir sistem, bir yaşantı şeklidir.
Kur'an'ın İslâm dışı toplumların ve kişilerin tutum, davranış, yaşantı ve
kurdukları sistemi tanımlamak için kullandığı bir kavramdır. Değer yargılarını,
ahlâk kurallarını, inanç, düşünme ve davranış biçimlerini bünyesinde toplayan ve
kendine bağlı insanların yaşayışlarına yön veren iki sistemden biri İslâm;
diğeri hangi ad altında olursa olsun "câhiliyye"dir. Şirk ve küfür, bu sisteme
inanç ve itikad yönüyle ad olurken, câhiliyye de, kabul edilen değer yargıları
ve davranış biçimleri, yani sosyolojik yönüyle ad olur. Câhiliyye, "bilgisiz
olmak"tır; evet, esas bilinmesi gerekeni bilmemek, yanlış bilgi sahibi olup,
bilmediğini de bilmemek, hevâya, kuruntuya, zanna uymaktır. Esas bilinmesi
gereken Hakk'ı hak olarak bilmemektir, câhiliyye.
Câhiliyye, belli bir döneme ait bir olgu değil;
insan hayatında sürekli var olan dinamik ve yaşayan bir olgudur.
Peygamberimiz'den önceki dönem câhiliyye devri olduğu gibi; günümüz modern
câhiliyyesi de en büyük ve en ilkel câhiliyyedir. Câhiliyyenin, kendine göre
(Allah'a dayanmayan) inanç sistemi (3/Âl-i İmrân, 154), yaşayış biçimi 48/Fetih,
26), ahlâk anlayışı (33/Ahzâb, 33) ve devlet görüşü (5/Mâide, 50) vardır.
İslâm'ın zıddı, câhiliyyedir. (Câhiliyye bir inanç ve yaşama biçimi olarak
İslâm'ın dışındaki her türlü küfrün ortak adıdır. Küfür demektir.) İslâm'ın her
parçasının karşısında mutlaka câhiliyye vardır.
Câhiliyye:
Câhiliyye; lügatta "bilgisizlik" mânâsına gelir,
ilmin zıddıdır. Beyinsizliği ve hamâkati de içine alır. Genellikle İslâm'ın
hâkim olmasından önceki hayatı içine alır. İslâm'ın ortaya çıkmasından önceki
küfür ve sapıklık hali anlamında kullanılır. Istılah olarak: "Allah'ın indirdiği
hükümleri ve bilgileri kabul etmeyip bunların yerine insanlar tarafından konulan
hükümlere, düşüncelere ve sistemlere inanmaktır."
Kur'an'da genellikle bu anlamda yer almıştır.
Mâide Sûresi 50. âyete göre; Allah'ın koyduğu hükmü, hududu dikkate almayan
bütün sistemler, câhiliyyeye dayanmaktadır. Helâl ve haram hudutlarını
önemsemeyen bütün ekonomik kuruluşlar, câhilî sermayeye dayanmak durumundadır.
İnsanları Allah'ın dinine göre eğitmeyen bütün eğitim sistemleride câhilî eğitim
durumundadır. Câhiliyye kavramı, hakka ve hakikate dayanmayan her türlü itikadî
ve amelî unsurları içine alan bir kavramdır.
Câhiliyye, "bilgisiz olma"yla eş anlamlı
görünmüş olsa da, temelde bir düşünme biçimi, bir sistem, bir yaşantı şeklidir.
Kur'an'ın İslâm dışı toplumların ve kişilerin tutum, davranış, yaşantı ve
kurdukları sistemi tanımlamak için kullandığı bir kavramdır. Değer yargılarını,
ahlâk kurallarını, inanç, düşünme ve davranış biçimlerini bünyesinde toplayan ve
kendine bağlı insanların yaşayışlarına yön veren iki sistemden biri İslâm;
diğeri hangi ad altında olursa olsun "câhiliyye"dir. Şirk ve küfür, bu sisteme
inanç ve itikad yönüyle ad olurken, câhiliyye de, kabul edilen değer yargıları
ve davranış biçimleri, yani sosyolojik yönüyle ad olur. Câhiliyye, "bilgisiz
olmak"tır; evet, esas bilinmesi gerekeni bilmemek, yanlış bilgi sahibi olup,
bilmediğini de bilmemek, hevâya, kuruntuya, zanna uymaktır. Esas bilinmesi
gereken Hakk'ı hak olarak bilmemektir, câhiliyye.
Câhiliyye, belli bir döneme ait bir olgu değil;
insan hayatında sürekli var olan dinamik ve yaşayan bir olgudur.
Peygamberimiz'den önceki dönem câhiliyye devri olduğu gibi; günümüz modern
câhiliyyesi de en büyük ve en ilkel câhiliyyedir. Câhiliyyenin, kendine göre
(Allah'a dayanmayan) inanç sistemi (3/Âl-i İmrân, 154), yaşayış biçimi 48/Fetih,
26), ahlâk anlayışı (33/Ahzâb, 33) ve devlet görüşü (5/Mâide, 50) vardır.
İslâm'ın zıddı, câhiliyyedir. (Câhiliyye bir inanç ve yaşama biçimi olarak
İslâm'ın dışındaki her türlü küfrün ortak adıdır. Küfür demektir.) İslâm'ın her
parçasının karşısında mutlaka câhiliyye vardır.
PUT VE PUTA TAPMA
- PUT VE PUTA TAPMA..
- Put; Anlam ve Mâhiyeti
- Putlara Tapınmanın Sebepleri
- Putperestlik
- Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
- İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?.
- İlâh'ın Kur'an'daki Iki Mânâsı
- İlâh Düşüncesi
- Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Ta ı Anlayışları
- Kur'ân-ı Kerim'de Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Kur'ân-ı Kerim'de Her Çeşit Puta Tapma ve Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır
- Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
- Tevhidin ve Putçuluğun Amelle İlişkisi
- Muvahhid; Tüm Putları Her Şekilde Reddeden Mü'min.
- Endâd; Bir Şeyi Allah'a Denk Tutma ve Putlaştırılan Sevgi
- Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
- b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
- Şirk; Putlaştırmanın Genel Adı
- Şirk ve Küfür İlişkisi
- Şirk En Büyük Zulümdür
- Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
- Allah (c.c.) şirk günahını affetmez
- Şirk koşmadan ölenlerin affedileceği umulur
- Şirkin ve Putperestliğin Çağdaş Yansımaları
- Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
- Şirkin Sebepleri
- 1-) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması
- 2-) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık
- 3-) Aşırı Hürmet ve Saygı; Diğer Varlıkları Allah ve Rasûlünden Çok Sevmek