Firavun
Firavun
Firavun:
Fir'avn, aslında özel isim değildir; Diliyle
veya hal diliyle tanrılık iddiasına kalkışan her tâğutun unvanı olabilecek
şekilde prototiptir. Fir'avn, Keyhüsrev'in Mısır'ı ele geçirip İran'a
katmasından önce, Mısır'da hüküm süren hükümdarlara verilen ünvandır. Özellikle
tanrılık iddiasında bulunduğu için Hz. Mûsâ'nın mücâdele ettiği azgın Mısır
hükümdarının adı yerine geçmiştir. O yüzden bu tarihî şahsiyete "Fir'avn-ı Mûsâ"
da denir. Kur'an'da, Allah'tan korkacak kimseler için ibret olsun diye, 170'den
fazla âyette söz edilmektedir.
"Fir'avn'a git, çünkü o azmıştır. De ki:
â(Nasıl,) tezkiyeye/arınmaya gönlün var mı? Seni Rabbine (O'nu bilmeğe) ileteyim
de O'ndan korkasın.' (Mûsâ gitti, Allah'ın emrini Fir'avn'a duyurdu.) Ona büyük
mucizeyi (asânın ejderha oluşu mucizesini) gösterdi. Fakat o, (Mûsâ'yı)
yalanladı, karşı geldi. Sonra sırtını döndü, koşmağa başladı (Mûsâ'nın
getirdikleri iptal etmek için bütün gücüyle çalışmaya koyuldu). (Adamlarını)
topladı, (onlara) bağırdı: âBen sizin en yüce rabbinizim!' dedi. Allah da onu,
(sonrakilere ve öncekilere ibret olacak biçimde) ahiret ve dünya azâbıyla
yakaladı. Şüphesiz bunda (Allah'tan) korkacak kimse için ibret vardır."
(Nâziat, 17-26)
Kur'an'ın birçok âyetinde geçen Firavun, Hz.
Mûsâ ile kardeşi Hz. Hârun'un mücâdele ettikleri Firavun'dur (20/Tâhâ, 29-36).
"Andolsun Biz ona (Fir'avn'a) âyetlerimizin hepsini gösterdik, yine de
yalanladı ve dayattı." (20/Tâhâ, 56) Firavun, Hz. Mûsâ ile mücâdelesinde
yenik düşünce, zorlayıp büyü yaptırdığı sihirbazları da "Hârun'un ve Mûsâ'nın
Rabbine inandık" diye teslim olunca, onların elleriyle ayaklarını çapraz
kestirip hurma dallarına asacağını söyleyerek tehdit etti. Allah,
İsrailoğullarını, Fir'avn ailesinin zulmünden kurtarmıştır. (Bkz. 20/Tâhâ,
57-73, 77-81; 2/Bakara, 49)
Kur'an'da Firavun'dan "zü'l-evtâd (kazıklar
sahibi)" (Fecr, 10) diye de söz edilmektedir. Saltanat sahibi olan bu azgın,
kızdığı kişileri kazığa bağlayarak işkence ediyordu. Nitekim, Firavun ailesi,
İsrailoğullarına "azâbın en kötüsünü revâ görüyor, yeni doğan erkek
çocuklarını boğazlayıp fenalık için kızları sağ bırakıyordu." (2/Bakara,
49-50).
Firavun:
Fir'avn, aslında özel isim değildir; Diliyle
veya hal diliyle tanrılık iddiasına kalkışan her tâğutun unvanı olabilecek
şekilde prototiptir. Fir'avn, Keyhüsrev'in Mısır'ı ele geçirip İran'a
katmasından önce, Mısır'da hüküm süren hükümdarlara verilen ünvandır. Özellikle
tanrılık iddiasında bulunduğu için Hz. Mûsâ'nın mücâdele ettiği azgın Mısır
hükümdarının adı yerine geçmiştir. O yüzden bu tarihî şahsiyete "Fir'avn-ı Mûsâ"
da denir. Kur'an'da, Allah'tan korkacak kimseler için ibret olsun diye, 170'den
fazla âyette söz edilmektedir.
"Fir'avn'a git, çünkü o azmıştır. De ki:
â(Nasıl,) tezkiyeye/arınmaya gönlün var mı? Seni Rabbine (O'nu bilmeğe) ileteyim
de O'ndan korkasın.' (Mûsâ gitti, Allah'ın emrini Fir'avn'a duyurdu.) Ona büyük
mucizeyi (asânın ejderha oluşu mucizesini) gösterdi. Fakat o, (Mûsâ'yı)
yalanladı, karşı geldi. Sonra sırtını döndü, koşmağa başladı (Mûsâ'nın
getirdikleri iptal etmek için bütün gücüyle çalışmaya koyuldu). (Adamlarını)
topladı, (onlara) bağırdı: âBen sizin en yüce rabbinizim!' dedi. Allah da onu,
(sonrakilere ve öncekilere ibret olacak biçimde) ahiret ve dünya azâbıyla
yakaladı. Şüphesiz bunda (Allah'tan) korkacak kimse için ibret vardır."
(Nâziat, 17-26)
Kur'an'ın birçok âyetinde geçen Firavun, Hz.
Mûsâ ile kardeşi Hz. Hârun'un mücâdele ettikleri Firavun'dur (20/Tâhâ, 29-36).
"Andolsun Biz ona (Fir'avn'a) âyetlerimizin hepsini gösterdik, yine de
yalanladı ve dayattı." (20/Tâhâ, 56) Firavun, Hz. Mûsâ ile mücâdelesinde
yenik düşünce, zorlayıp büyü yaptırdığı sihirbazları da "Hârun'un ve Mûsâ'nın
Rabbine inandık" diye teslim olunca, onların elleriyle ayaklarını çapraz
kestirip hurma dallarına asacağını söyleyerek tehdit etti. Allah,
İsrailoğullarını, Fir'avn ailesinin zulmünden kurtarmıştır. (Bkz. 20/Tâhâ,
57-73, 77-81; 2/Bakara, 49)
Kur'an'da Firavun'dan "zü'l-evtâd (kazıklar
sahibi)" (Fecr, 10) diye de söz edilmektedir. Saltanat sahibi olan bu azgın,
kızdığı kişileri kazığa bağlayarak işkence ediyordu. Nitekim, Firavun ailesi,
İsrailoğullarına "azâbın en kötüsünü revâ görüyor, yeni doğan erkek
çocuklarını boğazlayıp fenalık için kızları sağ bırakıyordu." (2/Bakara,
49-50).
PUT VE PUTA TAPMA
- PUT VE PUTA TAPMA..
- Put; Anlam ve Mâhiyeti
- Putlara Tapınmanın Sebepleri
- Putperestlik
- Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
- İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?.
- İlâh'ın Kur'an'daki Iki Mânâsı
- İlâh Düşüncesi
- Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Ta ı Anlayışları
- Kur'ân-ı Kerim'de Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Kur'ân-ı Kerim'de Her Çeşit Puta Tapma ve Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır
- Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma.
- Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
- Tevhidin ve Putçuluğun Amelle İlişkisi
- Muvahhid; Tüm Putları Her Şekilde Reddeden Mü'min.
- Endâd; Bir Şeyi Allah'a Denk Tutma ve Putlaştırılan Sevgi
- Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
- b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
- Şirk; Putlaştırmanın Genel Adı
- Şirk ve Küfür İlişkisi
- Şirk En Büyük Zulümdür
- Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
- Allah (c.c.) şirk günahını affetmez
- Şirk koşmadan ölenlerin affedileceği umulur
- Şirkin ve Putperestliğin Çağdaş Yansımaları
- Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
- Şirkin Sebepleri
- 1-) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması
- 2-) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık
- 3-) Aşırı Hürmet ve Saygı; Diğer Varlıkları Allah ve Rasûlünden Çok Sevmek