Fecir | Konular | Kitaplar

Şehidin Bedeni

Şehidin Bedeni




Şehidin Bedeni:

 
İslâm'ın her emrinde binlerce
hikmet, maslahat ve güzellikler vardır. Herhangi bir müslümanın ölümünde, o
mevtâyı usûlünce yıkadıktan, ona gusül verdirdikten sonra, temiz bir kefenle
sarmak, cenâze namazını kılmak ve sonra defnetmek, bütün şahıslara gerekli bir
görevdir. Ancak, bu yapılan görevde bir istisnâ vardır; o da şehiddir. Şehid
için sadece cenâze namazı kılınır, sonra o defnedilir. O yıkanmaz, ona gusül
verilmez. Onun üzerindeki elbiseler çıkartılıp kefenlenmez asla.
Bu istisnânın kendisi, bir sır
ve semboldür. Şehidin ruh ve şahsiyeti o derece temiz ve her şeyden arınmış
durumdadır ki, bu pâklık onun bedenine, kanına ve giyimine tesir etmiştir.
Şehidin bedeni öyle bir cesettir ki, ruhun hükümleri onda câri olmuştur. Aynı
şekilde, şehâdet vakti üzerinde bulunan elbisesi de şehide câri olan hükme
bürünür, kefen yerine geçer. Şehidin her şeyi, elbisesi ve bedeni de, Hakk'a
kulluk ve teslimiyeti, tertemiz fedâîliği nedeniyle büyük şeref kazanmış
olmaktadır. Şehid, eğer bir savaş meydanında, emânet ve sınav olarak kullandığı
o canı, sahibine/verene teslim ederse, o kana bulanmış beden ve elbiseyle gusül
verilmeksizin ve kefenlenmeksizin defnedilir.

[1]




 



[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.