"İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?".
Yeni Sayfa 1
"İbrâhim /
İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine /
Yenilerini Koyan Kim?"
"Andolsun biz İbrâhim'e daha
önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. O, babasına ve kavmine: âŞu
karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor?' demişti. Dediler ki:
âBiz babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk.' âDoğrusu, siz de, babalarınız
da açık bir sapıklık içindesiniz' dedi. Dediler ki: âBize gerçeği mi getirdin,
yoksa sen oyunbazlardan biri misin?' âHayır' dedi; âsizin Rabbiniz, yarattığı
göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şâhitlik edenlerdenim. Allah'a yemin
ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!'
Sonunda İbrâhim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki
ona müracaat ederler diye. âBunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o,
zâlimlerden biridir' dediler. (Bir kısmı:) âBunları diline dolayan bir genç
duyduk; kendisine İbrâhim denilirmiş' dediler. O halde, dediler, âonu hemen
insanların gözü önüne getirin. Belki şâhitlik ederler.' âBunu ilâhlarımıza sen
mi yaptın ey İbrâhim?' dediler. âBelki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Haydi
onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa!' dedi. Bunun üzerine, kendi vicdanlarına
dönüp (kendi kendilerine) âzâlimler sizlersiniz, sizler!' dediler. Sonra tekrar
eski inanç ve tartışmalarına döndüler: âSen bunların konuşmadığını pek âlâ
biliyorsun' dediler. İbrâhim: âÖyleyse' dedi, âAllah'ı bırakıp da, size hiçbir
fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâlâ tapacak mısınız? Yuh olsun size ve Allah'ı
bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere! Siz akıllanmaz mısınız?' (Bir kısmı:) âEğer
iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin!' dediler. âEy ateş!
İbrâhim için serinlik ve esenlik ol!' dedik. Böylece ona bir tuzak kurmak
istediler; fakat Biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk. Biz,
onu ve Lût'u kurtararak, içinde cümle âleme bereketler verdiğimiz ülkeye
ulaştırdık." (21/Enbiyâ, 51-71)
Hz. İbrâhim'in putçularla
mücâdelesi ve putları devirmesi Sâffât sûresinde de şu şekilde anlatılır:
"Şüphesiz İbrâhim de onun
(Nuh'un) milletinden idi. Çünkü Rabbine kalb-i selîm ile geldi. Hani o, babasına
ve kavmine: âSiz kime kulluk ediyorsunuz?' demişti. âAllah'tan başka birtakım
uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz? O halde, âlemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz
nedir?' (Hz. İbrâhim'in kavmi, yıldızlara bakar, onlarla kâhinlik yaparlardı.
Bir bayram günü İbrâhim'e kendileriyle beraber bayram yerine gelmesini
söylediler.) Bunun üzerine İbrâhim yıldızlara şöyle bir baktı. âBen hastayım'
dedi. Ona arkalarını dönüp gittiler. Yavaşça (kavmin) putlarının yanına vardı.
(Oraya konmuş çelenkleri, yemekleri görünce:) âYemiyor musunuz? Neden
konuşmuyorsunuz?' dedi. Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp
geçirdi). (Putperestler) koşarak İbrâhim'e geldiler. (Neden putları kırdığını
sordular.) İbrâhim: âYonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?! Oysa ki sizi ve
yapmakta olduklarınızı Allah yarattı' dedi. âOnun için bir bina yapın ve derhal
onu ateşe atın!' dediler. Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz
onları alçaklardan kıldık." (37/Sâffât, 83-98)
"İbrâhim /
İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine /
Yenilerini Koyan Kim?"
"Andolsun biz İbrâhim'e daha
önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. O, babasına ve kavmine: âŞu
karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor?' demişti. Dediler ki:
âBiz babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk.' âDoğrusu, siz de, babalarınız
da açık bir sapıklık içindesiniz' dedi. Dediler ki: âBize gerçeği mi getirdin,
yoksa sen oyunbazlardan biri misin?' âHayır' dedi; âsizin Rabbiniz, yarattığı
göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şâhitlik edenlerdenim. Allah'a yemin
ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!'
Sonunda İbrâhim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki
ona müracaat ederler diye. âBunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o,
zâlimlerden biridir' dediler. (Bir kısmı:) âBunları diline dolayan bir genç
duyduk; kendisine İbrâhim denilirmiş' dediler. O halde, dediler, âonu hemen
insanların gözü önüne getirin. Belki şâhitlik ederler.' âBunu ilâhlarımıza sen
mi yaptın ey İbrâhim?' dediler. âBelki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Haydi
onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa!' dedi. Bunun üzerine, kendi vicdanlarına
dönüp (kendi kendilerine) âzâlimler sizlersiniz, sizler!' dediler. Sonra tekrar
eski inanç ve tartışmalarına döndüler: âSen bunların konuşmadığını pek âlâ
biliyorsun' dediler. İbrâhim: âÖyleyse' dedi, âAllah'ı bırakıp da, size hiçbir
fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâlâ tapacak mısınız? Yuh olsun size ve Allah'ı
bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere! Siz akıllanmaz mısınız?' (Bir kısmı:) âEğer
iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin!' dediler. âEy ateş!
İbrâhim için serinlik ve esenlik ol!' dedik. Böylece ona bir tuzak kurmak
istediler; fakat Biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk. Biz,
onu ve Lût'u kurtararak, içinde cümle âleme bereketler verdiğimiz ülkeye
ulaştırdık." (21/Enbiyâ, 51-71)
Hz. İbrâhim'in putçularla
mücâdelesi ve putları devirmesi Sâffât sûresinde de şu şekilde anlatılır:
"Şüphesiz İbrâhim de onun
(Nuh'un) milletinden idi. Çünkü Rabbine kalb-i selîm ile geldi. Hani o, babasına
ve kavmine: âSiz kime kulluk ediyorsunuz?' demişti. âAllah'tan başka birtakım
uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz? O halde, âlemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz
nedir?' (Hz. İbrâhim'in kavmi, yıldızlara bakar, onlarla kâhinlik yaparlardı.
Bir bayram günü İbrâhim'e kendileriyle beraber bayram yerine gelmesini
söylediler.) Bunun üzerine İbrâhim yıldızlara şöyle bir baktı. âBen hastayım'
dedi. Ona arkalarını dönüp gittiler. Yavaşça (kavmin) putlarının yanına vardı.
(Oraya konmuş çelenkleri, yemekleri görünce:) âYemiyor musunuz? Neden
konuşmuyorsunuz?' dedi. Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp
geçirdi). (Putperestler) koşarak İbrâhim'e geldiler. (Neden putları kırdığını
sordular.) İbrâhim: âYonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?! Oysa ki sizi ve
yapmakta olduklarınızı Allah yarattı' dedi. âOnun için bir bina yapın ve derhal
onu ateşe atın!' dediler. Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz
onları alçaklardan kıldık." (37/Sâffât, 83-98)
ŞİRK
- ŞİRK..
- Şirk ve Küfür İlişkisi
- Şirk En Büyük Zulümdür
- Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
- Allah (c.c.) Şirk Günahını Affetmez
- Şirk Koşmadan Ölenlerin Affedileceği Umulur
- Şirkin Çağdaş Yansımaları
- Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
- Şirkin En Belirgin Özelliği olarak Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma.
- Putlara Tapınmanın Sebepleri
- 1- Şefaat Düşüncesi Ve Allah'a Bu Aracılarla Güya Yakın Olma Arzusu
- 2- Aşırı Ta'zim
- 3- Aşırı Sevgi
- Putları Kırmak
- "İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?".
- Ve Rasûlullah
- Kur'ân-ı Kerim'de Şirkin Tanım Ve Görüntüleri
- Kur'ân-ı Kerim'de Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır 1) Büyük Günah
- 2) Büyük Zulüm
- 3) Büyük Cehâlet
- 4) Apaçık Sapıklık
- 5) Büyük Alçaklık
- 6) Zanna Göre Hareket
- 7) Dünya Hayatına Düşkünlük
- 8) Halkı, Sağlam Temellerden Uzak Tutma
- 9) Şirk Koşanların Kalplerinin Korku ile Doldurulması
- 10) Cennetin Kapılarının Şirk Koşanlara Kapanması
- 11) Tevhid İnancında Olanlara Karşı Düşmanlık
- Şirkin Sebepleri
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması