Hayat

Hayat

Hayat

Hayat; Allah'ın subûtî
sıfatlarından biridir. Allah hakkında hayat sıfatının varlığı zorunludur. Sözlük
anlamı, ölümün zıttı olan diri olmak demektir. Allah hakkında kullanıldığında
bunun anlamı, Allah'ın her zaman için ölmeyen ve uyumayan diri olması
anlamındadır. Hayatı için bir başlangıç ve sonuç yoktur. Diğer isim ve sıfatları
gibi hayat sıfatı da ezelî ve ebedîdir.
Hayat sıfatı Allah'ın ilim,
irade ve kudret gibi sıfatlarla ittisafını sahih kılan, Zat-ı Bari ile kâim,
subuti, ezeli ve vücudî bir sıfat olarak tanımlanmaktadır.[1]

Uyku hali canlıda his, idrak ve
şuur duygularının yok olmasına sebeptir. Bu sebeple Allah hakkında uyumak ya da
uyuklamak sözkonusu değildir:
"Allah ki O'ndan başka ilah
yoktur; daima diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir... Kendisini ne bir
uyuklama, ne de uyku tutar" (el-Bakara, 2/225).
Allah hakkında "hayat", Kur'an-ı
Kerim'de:
"Allah ki, O'ndan başka ilah
yoktur, daima diri (hayat sahibi) ve yaratıklarını koruyup yöneticidir..."
(Bakara: 2/255);
"Allah ki, O'ndan başka ilah
yoktur, daima diri ve (yaratıklarını) koruyup yöneticidir" (Âl-i İmrân:
3/2);
"Bütün yüzler, O diri ve
yöneliciye boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen perişan olmuştur" (Tâhâ: 20/111);

"Ve ölmeyen (diriy)e
tevekkül et ve O'nu överek tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi
yeter" (Furkan: 25/58) ve Mü'min: 40/65 olmak üzere beş yerde
zikredilmektedir. Bu yerlerin üçünde, yaratıkları ayakta tutan, yöneten, idare
eden ve koruyan anlamında olan "Kayyûm" ismiyle birlikte zikredilmektedir. Bütün
canlılar, hayatlarını Allah'a borçludur. Onları dirilten, var eden ve diri tutan
O'dur. Onun için Allah'a muhtaçtırlar. Oysa Allah başkasına muhtaç değildir. O,
Samed'dir, her şey O'na muhtaç olduğu halde kendisi başka bir şeye muhtaç
değildir.
Allah'ın "hayat"ı, tam kâmil
bir hayattır. O, ölümsüzdür. Diğer canlılar hayatlarını devam ettirmek için hava
ve gıda gibi başka şeylere muhtaçtırlar. Oysa Allah Teâlâ'nın hayat için başka
bir şeye ihtiyacı yoktur. Onun için Allah Teâlâ'nın hayatı, diğer canlıların
hayatına benzemez.
"O'na benzer hiçbir şey
yoktur" (Şûrâ: 42/11).
Yaratıcı olan Allah'ın hayatı
yaratılmışların hayatına nasıl benzesin ki, yaratılmışların hayatları bile
biribirlerine benzememektedir. Bitkilerin hayatı ile hayvanların hayatı;
hayvanların hayatı ile insanların hayatı birbirlerinden farklıdır. Hayat
fonksiyonları farklılık arzetmektedir. Bitkiler de diridirler, doğar, yer, içer,
büyür, ürer ve nihayet ölürler. Durumlarına göre bilgileri de vardır;
kendilerine yarayan şeyleri yaramayanlardan ayırdederler. Ancak kendi
hayatlarından daha yüksek ve daha kudretli bir hayata sahip varlıklardan
haberleri yoktur. Hayvanların hayatı, bitkilerin hayatından daha ileridir.
Hayvanlar fazladan olarak görür, işitir ve uzak yerlere hareket ederler.
İnsanların hayatı ise, hayvanların hayatından da ileridir; onlarınkine ilaveten
düşünür ve değerlendirme yaparlar, mükellef olmalarının sebebi de budur.
Netice olarak tek bir ilah olan
Allahu Teâlâ'nın zatını tavsif buyurduğu Hayat sıfatı Hak Teâla tarafından
bahşedilmiş olan ve insanların teşekkülünü sağlayan hayat kaynağından daha başka
kaynaklardan sûdur etmektedir. İşte bu mana ile Allah hayat bakımından diğer
eşyadan ayrılır. Hiçbir mebdeden başlamayan ve hiçbir nihayet ile müntehi
olmayan ebedi ve ezelî hayatında kendisidir. Mahdut sınırların mahkûmu,
başlangıç ve sonuçların çerçevelediği ve zaman kavramından tamamen uzaktır.
Allah'ın hayatı bambaşka bir hayat şeklidir. Cenab-ı Allah'ın hayat sıfatı,
insanların hayat sıfatıyla alışageldikleri özelliklerin hepsinden uzak olduğu
gibi mutlaktır da. İşte bu mana ile, beşer hayalinde dolaşan bütün efsanevi
unsurlar vahdaniyet akidesinin dışında kalır... Kulu ne zaman O'na yönelirse O
kuluna icâbet eder.
"Allah'ım! Sana teslim
oldum, Sana inandım, Sana güvendim, Sana yöneldim, Senin için cihad ettim, Senin
izzetine sığındım. Beni doğru yol üzerinde sâbit kılacak Sensin. Senden başka
ilâh yoktur. Sen ölmeyen Dirisin, cinler ve insanlar hep ölürler"[2]
şeklinde Hz. Peygamber'in sözleri ve şu âyet-i kerime, konuyu açık bir şekilde
izah etmektedir: "O diridir, O'ndan başka ilah yoktur. Dini yalnız kendisine
hâlis kılarak O'na yalvarın. Hamd âlemlerin Rabbine mahsustur" (Mü'min:
40/65).[3]









[1]
Curcanî, et-Tarifat, 65; İ. Hakkı İzmirli, Yeni İlm-i Kelâm, II, 104; Seyyid
Sabık, el Akaidu'l-İslâmiyye, s. 68; Metin Yurdagür Allah'ın Sıfatları
Esmaü'l Hüsna, İstanbul 1984, s. 177.





[2]
Taftazâni, Şerhu'l-Makâsıd II, 64-65;
Cürcanî, Şerhu'l-Mevâkıf, II, 353.




[3]
M. Sait Şimşek, Şamil İslâm Ansiklopedisi, Şamil Y. c. 2, s. 380. Ahmet
Kalkan Kur'an Kavram Tefsiri.