Körü Körüne İtaat Yok
Körü Körüne İtaat Yok
Körü Körüne İtaat Yok:
Masiyete (yâni Allah'a isyan
etmeye götüren emîre) itaat edilmemesi gerektiğine dair prensibin ısrarlı bir
şekilde beyan edilmeye başlanmasına vesile olduğu anlaşılan bir vak'ayı bütünü
ile burada kaydetmekde fayda var. Hadîs kitaplarında ufak tefek farklarla
rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Ensâr'dan
birinin komutanlığında bir ordu yola çıkarır ve komutanlarına itaat etmelerini
askerlere tenbih eder. Sefer sırasında bir ara askerlere öfkelenen komutan odun
toplamalarını, büyük bir ateş yakmalarını emreder. Odunlar alev alev iyice
tutuşunca komutan askerlere yeni bir emir vererek:
"Ateşin içerisine kendinizi
atın" der. Emri yerine getirmek üzere kalkan askerlerden bâzıları ateşin yanında
duraklayarak:
"Biz Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'e kendimizi ateşten korumak için tâbi olduk, bir de ateşe mi
gireceğiz?" derler ve girmezler. Bu bekleyiş içerisinde komutanın da öfkesi
diner. Dönüşte vak'a Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e anlatılınca, itaat
ederken itaatin körü körüne olmaması gerektiğini şu cevâbıyla ifâde eder:
"Eğer ateşe girselerdi,
ebediyyen çıkamazlardı. Allah'a isyan olan şeyde (kula) itaat yoktur. İtaat
mâruftadır, aklın ve şeriatın iyi kabûl ettiği şeydedir."[1]
[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/295-296.
Körü Körüne İtaat Yok:
Masiyete (yâni Allah'a isyan
etmeye götüren emîre) itaat edilmemesi gerektiğine dair prensibin ısrarlı bir
şekilde beyan edilmeye başlanmasına vesile olduğu anlaşılan bir vak'ayı bütünü
ile burada kaydetmekde fayda var. Hadîs kitaplarında ufak tefek farklarla
rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Ensâr'dan
birinin komutanlığında bir ordu yola çıkarır ve komutanlarına itaat etmelerini
askerlere tenbih eder. Sefer sırasında bir ara askerlere öfkelenen komutan odun
toplamalarını, büyük bir ateş yakmalarını emreder. Odunlar alev alev iyice
tutuşunca komutan askerlere yeni bir emir vererek:
"Ateşin içerisine kendinizi
atın" der. Emri yerine getirmek üzere kalkan askerlerden bâzıları ateşin yanında
duraklayarak:
"Biz Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'e kendimizi ateşten korumak için tâbi olduk, bir de ateşe mi
gireceğiz?" derler ve girmezler. Bu bekleyiş içerisinde komutanın da öfkesi
diner. Dönüşte vak'a Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e anlatılınca, itaat
ederken itaatin körü körüne olmaması gerektiğini şu cevâbıyla ifâde eder:
"Eğer ateşe girselerdi,
ebediyyen çıkamazlardı. Allah'a isyan olan şeyde (kula) itaat yoktur. İtaat
mâruftadır, aklın ve şeriatın iyi kabûl ettiği şeydedir."[1]
[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/295-296.
İMAM
- B- Bulunması Temenni Edilen Ve Fakat Fiiliyatta Her Zaman Bulunmayan İdeal Şartlar
- İMAM... İmam; Anlam ve Mâhiyeti
- İmama İtaatin Hududu
- İMAMET VE İTAAT MESELESİ
- Zâlim ve Fâsık İmama Karşı Kıyam Hakkı
- C- İhtilaflı Olan Ve Bâtıl Olan Şartlar
- Cemaat/Teşkilât İmamlığı
- Dinimizde İtaate Verilen Ehemmiyet
- Körü Körüne İtaat Yok
- Kur'ân-ı Kerim'de İmam Kavramı
- 1- Sağlam Bir İman ve İstikamet
- Hadis-i Şeriflerde İmam Kavramı
- İmama Ne Zaman İsyan?.
- İtaat Edilecek Üç makam
- Kureyşî Olması Meselesi
- 2- Zihnî Yetenek ve Kültür
- İmam-ı Muntazar
- İmamete En Liyakatli Olan Kim?.
- Makam Hususunda Nizâ
- Ululemr
- 3- Sosyal Kabiliyet
- Azli Gerektiren Tabiî Haller
- İmâmet-i Kübrâ.
- Liyakatsızın İmamlığı
- Ululemr Etrafında Birlik
- 4- İstişâre ve Adâlet
- Azledilen Tekrar Seçilemez
- Biat Şartı İtaat
- İmamet-i Kübra'da Aranan Şartlar
- Zorba İmam