Kelime'nin Kur'an'daki Anlamları
Kelime
Kelime'nin Kur'an'daki Anlamları:
Kelime kavramı Kur'an-ı
Kerim'de birleşik olarak bir çok anlamda kullanılmaktadır.
âAllah'ın kelimesi' şeklinde
gelen terkip, Tevhid Kelimesi anlamında kullanılmıştır.
"Ve Allah'ın sözü (Tevhid
kelimesi) işte asıl üstün olan odur." (Tevbe: 9/40)
Tefsircilere göre âKelimetün
Tayyibetün-güzel kelime' Tevhid Kelimesi, âseçere-i Tayyibe-güzel ağaç' ise
mü'mindir. Mü'minin kalbinde kökleşen Tevhid Kelimesi, salih amel şeklinde,
tıpkı ağacın dalları gibi ortaya çıkmaktadır.[1]
Fatır: 35/10'da geçen
âel-Kelimetü't tayyib-güzel söz', Zuhruf: 43/28de geçen âkelimetün bakiyyetün-kalıcı
söz', Fetih: 48/26'da geçen âkelimütü't takva-takva kelimesi' ve Ali İmran: 3/64'de
geçen âEhl-i kitap ile aramızdaki ortak kelime', âTevhid Kelimesi' olarak
anlaşılmıştır.
"De ki ey Kitap ehli! Bizim
ve sizin aranızda ortak olan âKelime'ye gelin: Yalnız Allah'a kulluk edelim, Ona
hiç bir şeyi ortak koşmayalım; birimiz diğerini Allah'tan başka ilah edinmesin.
Eğer yüz çevirirlerse: âŞahit olun biz müslümanlarız!' deyin." (Âli İmran:
3/64)
Tevhid kelimesi, yani Allah'tan
başkasına kulluk etmeme prensibi bütün peygamberlerin tebliği ve bütün ilâhí
dinlerin ortak davetidir.
Kur'an, âşirk' duygusunu
âkelimetün habisetün-kötü kelime' benzetmesiyle tanıtıyor:
"Kötü sözün durumu da
gövdesi yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma imkanı) olmayan kötü
bir ağaca benzer." (İbrahim: 14/26)
Allah, inanmayanların
kelimesini (sözünü) alçaltır, ona hiç bir değer vermez.[2]
Küfr, kafirlerin düzeni, İslâm ise Allah'ın düzenidir. Kafirler yeryüzünde
Allah'ın Kelimesine aykırı bir inancın ve düzenin peşindedirler.
Kelime aynı zamanda Allah'ın
kesin kararı anlamında da kullanılmaktadır. İmtihan için yaratılmış insan;
Allah'a itaat ederse mükâfat, isyan ederse ceza alacaktır. Allah isyan edenlere
ceza vermekte acele etmez. Kıyametten sonra bütün insanlar yaptıklarının
karşılığını göreceklerdir. âRabbinin geçmiş kelimesi' veya âkelimetü'l fasl-kesin
karar' ifadeleri bu anlamdadır.[3]
Hûd: 11/119daki âRabbinin
kelimesi', Allah'ın kesin kararı, O'nun sünneti anlamındadır. Zümer: 39/71de
ise, âKelimetü'l azap-azap sözü' Allah'a isyan edenler hakkında verilmiş olan
kesin bir hükümdür. Kimileri de bu kesin azap sözüne dünyada iken ulaşırlar.
Çünkü onlar, aşırı derecede isyankar olmuşlar, peygamberi dinlememişler ve azaba
meydan okumaşlardır.[4]
âKelimetullah-Allah'ın yardım
sözü' aynı zamanda, Allah'ın kendi uğrunda sabredenlere söz verdiği bir
yardımdır.[5]
"İyi bil ki, Allah'ın
velilerine (sevdiklerine) korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar ki,
inandılar ve takva sahibi oldular. Dünya hayatında da ahiret hayatında da müjde
onlara! Allah'ın kelimeleri (yardım sözü) değişmez. İşte asıl büyük başarı
budur." (Yunus: 10/62-64)
âKelimetü Rabbike-Rabbinin
kelimesi' ifadesi, Allah'ın hükmü, O'nun koyduğu kanun manasında anlaşılmıştır.
"Rabbinin Kitabından sana
vahyedileni oku. O'nun kelimelerini (hükümlerini) değiştirecek (kimse) yoktur" (Kehf:
18/27)
âKelime' aynı zamanda normal
söz, kelâm anlamında da kullanılmaktadır. Hz. Adem (as) cennetteki hatasından
sonra Rabbinden bir takım tevbe kelimeleri öğrendi ve onlarla Allah'a tevbe
etti.[6]
Kafirlerin âAllah'ın çocuğu vardır' sözü için Kur'an; âOnların ağızlarından
çıkan çok büyük (cüretli) bir kelime' demektedir.[7]
Kur'an, âkelime' sözcüğünü üç
yerde de Hz. İsa hakkında kullanmaktadır.[8]
Her varlık Allah'ın bir kelime'sidir. Hz. İsa'ya âkelime' denmesi, ilk insan
gibi babasız yaratılması, âol' emriyle meydana getirilmesi olabilir. Hz. İsa
(as) bebekken konuşmuş, kendisine kitap ve hikmet verilmiştir.
"Hani melekler şöyle
demişti: âEy Meryem, Allah seni, kendisinden bir kelime (bir oğulla) müjdeliyor,
Adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir.'" (Âli İmran: 3/45)
âİki yerde geçen
âkelimetullah-Allah'ın kelimesi' Allah'ın geniş ilmi şeklinde anlaşılmıştır.
Tefsirciler bunun için, Allah'ın sözü, Kur'an'ın anlamları, eşyanın gerçekleri,
Allah'ın verdiği mükafatlar, öğütleri ve O'nun yüce kudreti demişlerdir.
"Yeryüzünde bulunan bütün
ağaçlar kalem olsa, denizler de (mürekkep olup) arkasından yedi deniz (daha
gelip mürekkep olsa) ona yardım etse, yine bunlar tükenir ama Allah'ın
kelimeleri tükenmez." (Lukman: 31/27)
Allah Teâla, İbrahim (as)ı bir
takım kelimelerle (emirlerle) denemişti. O bu denemeleri başarınca Allah (cc)
ona, âSeni insanlara imam (önder) yapacağım' demişti.[9]
Burada geçen âkelimât' Allah'ın emirleri anlamında olabilir. (Allahu a'lem)
Allah'ın bir şeyin olmasını
istediği zaman onu hemen istediği gibi yaratması da O'nun kelimelerindendir.
Nitekim ateşin Hz. İbrahimi yakmaması, Hz. Musa'nın sihirbazları yenmesi ve
hakkın batıla karşı üstün gelmesi yine Allah'ın kelimesidir.
Kur'an, Allah'ın gönderdiği
kitaplara ve vahye de Allah'ın kelimesi demektedir.[10]
[1]
İbrahim: 14/24.
[2]
Tevbe: 9/40.
[3]
Hûd: 11/110. Şûra: 42/21.
[4]
Yunus: 10/33. Zümer: 39/19.
[5]
En'am: 6/34.
[6]
Bekara: 2/37.
[7]
Tevbe: 9/74.
[8]
Âli İmran: 3/39, 45. Nisa: 4/171.
[9]
Bakara: 2/124.
[10]
A'raf: 7/158. Hüseyin K. Ece, İslâm'ın Temel Kavramları, Beyan Yayınları:
341-343.
Kelime'nin Kur'an'daki Anlamları:
Kelime kavramı Kur'an-ı
Kerim'de birleşik olarak bir çok anlamda kullanılmaktadır.
âAllah'ın kelimesi' şeklinde
gelen terkip, Tevhid Kelimesi anlamında kullanılmıştır.
"Ve Allah'ın sözü (Tevhid
kelimesi) işte asıl üstün olan odur." (Tevbe: 9/40)
Tefsircilere göre âKelimetün
Tayyibetün-güzel kelime' Tevhid Kelimesi, âseçere-i Tayyibe-güzel ağaç' ise
mü'mindir. Mü'minin kalbinde kökleşen Tevhid Kelimesi, salih amel şeklinde,
tıpkı ağacın dalları gibi ortaya çıkmaktadır.[1]
Fatır: 35/10'da geçen
âel-Kelimetü't tayyib-güzel söz', Zuhruf: 43/28de geçen âkelimetün bakiyyetün-kalıcı
söz', Fetih: 48/26'da geçen âkelimütü't takva-takva kelimesi' ve Ali İmran: 3/64'de
geçen âEhl-i kitap ile aramızdaki ortak kelime', âTevhid Kelimesi' olarak
anlaşılmıştır.
"De ki ey Kitap ehli! Bizim
ve sizin aranızda ortak olan âKelime'ye gelin: Yalnız Allah'a kulluk edelim, Ona
hiç bir şeyi ortak koşmayalım; birimiz diğerini Allah'tan başka ilah edinmesin.
Eğer yüz çevirirlerse: âŞahit olun biz müslümanlarız!' deyin." (Âli İmran:
3/64)
Tevhid kelimesi, yani Allah'tan
başkasına kulluk etmeme prensibi bütün peygamberlerin tebliği ve bütün ilâhí
dinlerin ortak davetidir.
Kur'an, âşirk' duygusunu
âkelimetün habisetün-kötü kelime' benzetmesiyle tanıtıyor:
"Kötü sözün durumu da
gövdesi yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma imkanı) olmayan kötü
bir ağaca benzer." (İbrahim: 14/26)
Allah, inanmayanların
kelimesini (sözünü) alçaltır, ona hiç bir değer vermez.[2]
Küfr, kafirlerin düzeni, İslâm ise Allah'ın düzenidir. Kafirler yeryüzünde
Allah'ın Kelimesine aykırı bir inancın ve düzenin peşindedirler.
Kelime aynı zamanda Allah'ın
kesin kararı anlamında da kullanılmaktadır. İmtihan için yaratılmış insan;
Allah'a itaat ederse mükâfat, isyan ederse ceza alacaktır. Allah isyan edenlere
ceza vermekte acele etmez. Kıyametten sonra bütün insanlar yaptıklarının
karşılığını göreceklerdir. âRabbinin geçmiş kelimesi' veya âkelimetü'l fasl-kesin
karar' ifadeleri bu anlamdadır.[3]
Hûd: 11/119daki âRabbinin
kelimesi', Allah'ın kesin kararı, O'nun sünneti anlamındadır. Zümer: 39/71de
ise, âKelimetü'l azap-azap sözü' Allah'a isyan edenler hakkında verilmiş olan
kesin bir hükümdür. Kimileri de bu kesin azap sözüne dünyada iken ulaşırlar.
Çünkü onlar, aşırı derecede isyankar olmuşlar, peygamberi dinlememişler ve azaba
meydan okumaşlardır.[4]
âKelimetullah-Allah'ın yardım
sözü' aynı zamanda, Allah'ın kendi uğrunda sabredenlere söz verdiği bir
yardımdır.[5]
"İyi bil ki, Allah'ın
velilerine (sevdiklerine) korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar ki,
inandılar ve takva sahibi oldular. Dünya hayatında da ahiret hayatında da müjde
onlara! Allah'ın kelimeleri (yardım sözü) değişmez. İşte asıl büyük başarı
budur." (Yunus: 10/62-64)
âKelimetü Rabbike-Rabbinin
kelimesi' ifadesi, Allah'ın hükmü, O'nun koyduğu kanun manasında anlaşılmıştır.
"Rabbinin Kitabından sana
vahyedileni oku. O'nun kelimelerini (hükümlerini) değiştirecek (kimse) yoktur" (Kehf:
18/27)
âKelime' aynı zamanda normal
söz, kelâm anlamında da kullanılmaktadır. Hz. Adem (as) cennetteki hatasından
sonra Rabbinden bir takım tevbe kelimeleri öğrendi ve onlarla Allah'a tevbe
etti.[6]
Kafirlerin âAllah'ın çocuğu vardır' sözü için Kur'an; âOnların ağızlarından
çıkan çok büyük (cüretli) bir kelime' demektedir.[7]
Kur'an, âkelime' sözcüğünü üç
yerde de Hz. İsa hakkında kullanmaktadır.[8]
Her varlık Allah'ın bir kelime'sidir. Hz. İsa'ya âkelime' denmesi, ilk insan
gibi babasız yaratılması, âol' emriyle meydana getirilmesi olabilir. Hz. İsa
(as) bebekken konuşmuş, kendisine kitap ve hikmet verilmiştir.
"Hani melekler şöyle
demişti: âEy Meryem, Allah seni, kendisinden bir kelime (bir oğulla) müjdeliyor,
Adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir.'" (Âli İmran: 3/45)
âİki yerde geçen
âkelimetullah-Allah'ın kelimesi' Allah'ın geniş ilmi şeklinde anlaşılmıştır.
Tefsirciler bunun için, Allah'ın sözü, Kur'an'ın anlamları, eşyanın gerçekleri,
Allah'ın verdiği mükafatlar, öğütleri ve O'nun yüce kudreti demişlerdir.
"Yeryüzünde bulunan bütün
ağaçlar kalem olsa, denizler de (mürekkep olup) arkasından yedi deniz (daha
gelip mürekkep olsa) ona yardım etse, yine bunlar tükenir ama Allah'ın
kelimeleri tükenmez." (Lukman: 31/27)
Allah Teâla, İbrahim (as)ı bir
takım kelimelerle (emirlerle) denemişti. O bu denemeleri başarınca Allah (cc)
ona, âSeni insanlara imam (önder) yapacağım' demişti.[9]
Burada geçen âkelimât' Allah'ın emirleri anlamında olabilir. (Allahu a'lem)
Allah'ın bir şeyin olmasını
istediği zaman onu hemen istediği gibi yaratması da O'nun kelimelerindendir.
Nitekim ateşin Hz. İbrahimi yakmaması, Hz. Musa'nın sihirbazları yenmesi ve
hakkın batıla karşı üstün gelmesi yine Allah'ın kelimesidir.
Kur'an, Allah'ın gönderdiği
kitaplara ve vahye de Allah'ın kelimesi demektedir.[10]
[1]
İbrahim: 14/24.
[2]
Tevbe: 9/40.
[3]
Hûd: 11/110. Şûra: 42/21.
[4]
Yunus: 10/33. Zümer: 39/19.
[5]
En'am: 6/34.
[6]
Bekara: 2/37.
[7]
Tevbe: 9/74.
[8]
Âli İmran: 3/39, 45. Nisa: 4/171.
[9]
Bakara: 2/124.
[10]
A'raf: 7/158. Hüseyin K. Ece, İslâm'ın Temel Kavramları, Beyan Yayınları:
341-343.
TEVHİD
- TEVHİD..
- Tevhid; Anlam ve Mâhiyeti
- Tevhid'in Amacı
- Tevhid'in Kapsamı
- Tevhid'in Kısımları
- 1- Zat'ta Tevhid
- 2- Sıfatta Tevhid
- 3- Fiilde Tevhid
- Allah'tan Başka İlâh/Ta ı Yoktur İfadesinin Anlamı
- Tevhidin Pratik Görüntüleri
- 1- Kâinattaki Tevhid
- 2- Siyasette Tevhid
- 3- Toplumda Tevhid
- 4- Kişide Tevhid
- 5- Yürekte ve Dilde Tevhid
- Tevhid
- Tevhid ve Ahlak
- Tevhid; Hayatın Anlamı
- 1) Rubûbiyet Tevhidi
- 2) Ulûhiyet Tevhidi
- İbâdet
- Tevhidin Yansımaları
- Evrendeki Tevhid.
- Tevhid ve Allah'ın Hâkimiyeti
- Tevhid ve Tâğutlarla Mücâdele.
- Tevhidi Bozan Durumlar
- Kur'ân-ı Kerim'de Tek İlâh/Tevhid Kavramı
- Kur'an'da Tevhidle İlgili Önemli Vurgular
- Kur'an Metodu
- Allah İnancının Fıtrî Oluşu