Fecir | Konular | Kitaplar

Kelime-i Tevhidi Bozan Durumlar

Kelime



Kelime-i Tevhidi
Bozan Durumlar

 

Kelime-i tevhidin şartlarının zıddını kabul
edip benimsemek kelime-i tevhidin bozulması için yeter de artar bile... Ama yine
de birkaç maddeyle başlığımızı aydınlatalım.

– Hakimiyetin Allah'a ait olduğuna iman
ettikten sonra Allah'ın haram dediği bir şeye;

* Kardeşim o o zamandı. Şimdi devir
değişti... diyerek helal görme olayı kişiyi kelime-i tevhidden uzaklaştırır.

– Yine Allah-û Teâlâ'nın helal dediği bir
şeyi kendisine ya da başkasına haram kılmak... bu da bir önceki paragraftaki
gibi kişiyi Kelime-i tevhitten uzaklaştırır.

– Allah'ın koymuş olduğu hükümlere ek bir
hüküm koymak.

– Allah'ın kanunlarından gayrı bir kanundan
razı olup hoşnut olmak.

– Lailahe illallahı bozan şeylerden bir
tanesi de Allah'ın düşmanlarını dost edinmektir.

Allah-û Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Allaha ve ahiret gününe iman eden hiçbir
topluluk bulamazsın ki, onlar Allah'a ve Resulüne karşı başkaldıran kimselerle
bir sevgi (ve dostlluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister
çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi soyları olsun. Onlar, öyle
kimselerdir ki (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir
ruh ile desteklemiştir. Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır;
orada ebedi olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da onlardan
razı olmuşlardır..."
(Mücadele: 58/22)

İslam hoşgörü dinidir deyip Allah'ın (c.c.)
sevmediği topluluk sevilirse ne olur?

Bakalım;

"Sen onların dinine uyuncaya kadar ne
yahudiler ne de Hristiyanlar senden hoşnut kalmazlar."
(Bakara: 2/120)

"Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden
döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler."
(Bakara: 2/217)

"... Allah, yalnız sizinle din uğrunda
savaşanları, sizleri yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için yardım
edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler
onlardır."
(Mümtehine: 60/8-9)

"Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kafirleri
dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa artık Allah'tan hiç bir şey beklemesin.
Ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden korunma gayesiyle sakınmanız başka.
Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnızca O'nadır."
(Al-i İmran: 3/28)
Tabi bahsedilen dostluk kalbi
dostluktur. Yoksa kafirlerle ticaret dostluğu helaldir ve ticaret ahlakı
paralelinde mal alınır ve satılır.

Kalbi dostluk caiz değildir. Çünkü bu
Lailahe illalahı bozar, ve bu, mü'mini düşmanlarından ayıran sınırı da kaldırır.
Böylece mü'min onlara meyleder, kendi dinini unutur ve onlar gibi oluverir.

Okuyoruz:

‘Mü'minleri bırakıp da kafirleri dost
edinenler onların yanında izzet (güç ve şeref)mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün
izzet, yalnızca Allah'a aittir. O, kitapta size indirmiştir ki: Allah'ın
ayetlerinin inkar edildiğini, yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman,
onlar bundan başka bir söze dalıncaya kadar kafirlerle beraber oturmayın; yoksa
siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, Münafıkları ve kafirleri cehennemde
bir araya getirecektir."
(Nisa: 4/139-140)

İşte tüm sıraladıklarımız kelime-i şehâdeti
bozan şeylerdir. Bu maddeleri çoğaltmak mümkündür. Kısacası;

Allah'ın kesinlikle razı olmadığı şeyleri
hoş görüp kabullenmek, razı olduklarını da beğenmemek Kelime-i şehâdet'ten
uzaklaştırıp cehenneme yaklaştırır:



[1]

 



[1]
Feyzullah Birışık, % Kaç Müslümanım, Karınca Yayınları: 47-49.