12. Doğrudur, Hile Yapmaz,Aldatmaz, İhanet Etmez.
12
12. Doğrudur,
Hile Yapmaz,Aldatmaz, İhanet Etmez
Müslüman bütün kardeşlerine karşı doğrudur.
Çünkü aldığı İslâm terbiyesi ona doğruluğun bütün faziletlerin başı olduğunu
öğretmiştir. Doğruluk, sahibini cennete götürüp iyiliğe sevkeder. Yalan ise
ateşe sürükleyip isyana götürür. Rasulullah (s.a.v.) bu gerçeği şöyle dile
getirmiştir:
"Şüphesiz doğruluk iyiliğe götürür. İyilik
de cennete götürür. İnsan doğru söyledikçe Allah katında sıddık olarak
yazılıdır. Yalan ise Allah'ın emrinden çıkmaya götürür. Allah'ın emrinden çıkmak
ise ateşe götürür. İnsan yalan söyledikçe Allah katında kezzâb (yalancı) olarak
yazılır."[1]
Bu seviyeye ulaşan bir müslüman hile yapmaz,
aldatmaz ve ihanet etmez. Çünkü doğruluğun gereği duruluk, insaf ve
vefakârlıktır. Müslim'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz
(s.a.v.) şöyle buyurur:
"Bize silah çeken bizden değildir, bize hile
yapan bizden değildir."
İslâm toplumu, sevgi ve nasihatin hâkim
olduğu ve fertlerine iyilik, doğruluk ve vefanın egemen bulunduğu bir yapıdır.
Müslümanlar, doğruluk ve iyilikte birbiriyle yarışırlar, hileden ise şiddetle
kaçınırlar Rasulullah (s.a.v.), şöyle buyurmaktadır:
"Üç kişinin kıyamet günü hasımları benim:
Söz verip sözünde durmayan, hür bir insanı satıp parasını yiyen ve bir işçi
kiralayıp çalıştırdıktan sonra ücretini vermeyen."
Başka bir hadis-i şerifte de şu şekilde
buyurur:
"Dört şey vardır ki, bunların kendinde
bulunduğu kimse katıksız münafıktır. Kendine emanet verilince ihanet eden,
konuşunca yalan söyleyen, söz verince sözünde durmayan, tartışınca haddi aşan."[2]
[1]
Buhari.
[2]
Buhari, Müslim. Feyzullah Birışık, % Kaç Müslümanım, Karınca Yayınları:
65-66.
12. Doğrudur,
Hile Yapmaz,Aldatmaz, İhanet Etmez
Müslüman bütün kardeşlerine karşı doğrudur.
Çünkü aldığı İslâm terbiyesi ona doğruluğun bütün faziletlerin başı olduğunu
öğretmiştir. Doğruluk, sahibini cennete götürüp iyiliğe sevkeder. Yalan ise
ateşe sürükleyip isyana götürür. Rasulullah (s.a.v.) bu gerçeği şöyle dile
getirmiştir:
"Şüphesiz doğruluk iyiliğe götürür. İyilik
de cennete götürür. İnsan doğru söyledikçe Allah katında sıddık olarak
yazılıdır. Yalan ise Allah'ın emrinden çıkmaya götürür. Allah'ın emrinden çıkmak
ise ateşe götürür. İnsan yalan söyledikçe Allah katında kezzâb (yalancı) olarak
yazılır."[1]
Bu seviyeye ulaşan bir müslüman hile yapmaz,
aldatmaz ve ihanet etmez. Çünkü doğruluğun gereği duruluk, insaf ve
vefakârlıktır. Müslim'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz
(s.a.v.) şöyle buyurur:
"Bize silah çeken bizden değildir, bize hile
yapan bizden değildir."
İslâm toplumu, sevgi ve nasihatin hâkim
olduğu ve fertlerine iyilik, doğruluk ve vefanın egemen bulunduğu bir yapıdır.
Müslümanlar, doğruluk ve iyilikte birbiriyle yarışırlar, hileden ise şiddetle
kaçınırlar Rasulullah (s.a.v.), şöyle buyurmaktadır:
"Üç kişinin kıyamet günü hasımları benim:
Söz verip sözünde durmayan, hür bir insanı satıp parasını yiyen ve bir işçi
kiralayıp çalıştırdıktan sonra ücretini vermeyen."
Başka bir hadis-i şerifte de şu şekilde
buyurur:
"Dört şey vardır ki, bunların kendinde
bulunduğu kimse katıksız münafıktır. Kendine emanet verilince ihanet eden,
konuşunca yalan söyleyen, söz verince sözünde durmayan, tartışınca haddi aşan."[2]
[1]
Buhari.
[2]
Buhari, Müslim. Feyzullah Birışık, % Kaç Müslümanım, Karınca Yayınları:
65-66.
TEVHİD
- TEVHİD..
- Tevhid; Anlam ve Mâhiyeti
- Tevhid'in Amacı
- Tevhid'in Kapsamı
- Tevhid'in Kısımları
- 1- Zat'ta Tevhid
- 2- Sıfatta Tevhid
- 3- Fiilde Tevhid
- Allah'tan Başka İlâh/Ta ı Yoktur İfadesinin Anlamı
- Tevhidin Pratik Görüntüleri
- 1- Kâinattaki Tevhid
- 2- Siyasette Tevhid
- 3- Toplumda Tevhid
- 4- Kişide Tevhid
- 5- Yürekte ve Dilde Tevhid
- Tevhid
- Tevhid ve Ahlak
- Tevhid; Hayatın Anlamı
- 1) Rubûbiyet Tevhidi
- 2) Ulûhiyet Tevhidi
- İbâdet
- Tevhidin Yansımaları
- Evrendeki Tevhid.
- Tevhid ve Allah'ın Hâkimiyeti
- Tevhid ve Tâğutlarla Mücâdele.
- Tevhidi Bozan Durumlar
- Kur'ân-ı Kerim'de Tek İlâh/Tevhid Kavramı
- Kur'an'da Tevhidle İlgili Önemli Vurgular
- Kur'an Metodu
- Allah İnancının Fıtrî Oluşu