Fitne; Anlam ve Mâhiyeti

Fitne

Fitne;
Anlam ve Mâhiyeti


Belâ ile bazı âyetlerdeki
kullanımıyla aynı anlamları paylaşan "fitne" kelimesi Kur'an-ı Kerim'de 60 yerde
geçmektedir. ‘Fitne' kelimesinin aslı ‘fetn'dir. ‘Fetn'
sözlükte, altın ve gümüş gibi değerli madenlerin saflığını anlamak için onları
ateşte eritmek demektir. Fitne sözlükte, deneme ve imtihana tabi tutmak,
sınamak, maddî ve manevî sıkıntı, üzüntü, belâ ve felâketle imtihan etme gibi
anlamlara gelir.
Fitne
kelimesinin bunlardan başka, küfr, azgınlık, sapıklık, günah, ayrılık, iç
ihtilaf ve kargaşa, kavga, delilik, azap, musibet, aklını çelmek, gönlünü
çalmak, kandırma (iğvâ), kışkırtma, nifak, ihtilaf, baştan çıkarma, birbirine
düşme, çekişme, zulüm, baskı, karışıklık ve kalbin bir şeye fazla meyletmesi
gibi manaları da vardır. Bu anlamlarıyla fitne, konumuz dışındadır.
İnanç uğruna
belâ ve sıkıntılara uğrama anlamındaki fitne, olumsuz bir anlam taşımamaktadır.
Bu gibi sıkıntılar, mü'min kişiyi kararlı kılar, iradesini güçlendirir, ahlâkını
arındırır. Böyle bir fitne, kişiyi ve toplumu dinî yönden geliştirir, onların
hatalarını gösterdiği gibi, din uğruna sabırlarını da ortaya koyar. Böylece
Allah'ın vereceği karşılığı almalarına zemin hazırlar. Kur'an, insanların
sürekli olarak ‘fitne' ile denendiklerini açıklar:
"İnsanlar,
(yalnızca) ‘iman ettik' diyerek, fitneye uğratılmadan (denenmeden)
bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınamadan geçirdik
(fitneye uğrattık); Allah, gerçekten doğruları da bilmekte, yalancıları da
bilmektedir." (Ankebût: 29/2-3)
Kur'an'da
yaklaşık aynı anlamlara gelen belâ ve fitne kelimeleri aynı âyette de geçer:

"Her nefis
ölümü tadıcıdır; Biz hayır ve şerle fitne olarak sizi belâya uğratıyoruz."
(Enbiyâ: 21/35).
Bu bağlamda
‘fitne' ile ‘belâ', aynı anlamdadır. Ne ki ‘fitne'nin kapsamı biraz daha
geniştir. ‘Belâ' yalnızca Allah'tan geldiği halde, ‘fitne' hem Allah'tan hem de
kullardan gelebilir, insan kendisini olduğu kadar başkalarını da fitneye
uğratabilir. ‘Fitne' kelimesinde azap, zorluk ve kötülük yönü daha fazladır.
‘Fitne'
öncelikli olarak bir sınav yolu olduğuna göre, hem nimet sebebiyle, hem de
zahmet ve perişanlıktan dolayı olabilir. İnsan, karşılaştığı bütün değerlerle
imtihana tâbi tutulabilir. Nitekim Kur'an şöyle diyor:
"Biz sizi
bir imtihan olarak hayır fitnesiyle de şer fitnesiyle de deniyoruz. Ve eninde
sonunda Bize döneceksiniz." (Enbiyâ: 21/35)

Demek ki
fitne/imtihan, bir hikmete bağlı olarak bazen Allah'tan gelir, bazen de kulların
bir hatası sebebiyle, meydana gelir. Böyle olunca da ‘fitne', bizzat o fitneyi
meydana getiren için bir uyarı, bir düzelme veya aklını başına alma imkânıdır.[1]







[1]
Hüseyin Ece, Belâ ve Fitne Maddesi.
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.