Peygamberlerin Denenmesi

Peygamberlerin Denenmesi

Peygamberlerin Denenmesi


Sahabelerden
Sa'd rivayet ediyor: Dedim ki:
‘Ya
Rasulallah, insanların belâsı/imtihanı en çetin olanı kimdir? Buyurdu ki:

"Peygamberler ve sonra da derece derece mü'minlerdir. Kişi, dini oranında belâ
görür/imtihan edilir..."[1]

İnsanlar arasında en fazla
belâya/denemeye peygamberler uğratıldılar. Allah yolunda hiç kimsenin
dayanamayacağı eziyet ve sıkıntılarla karşılaştılar. Azgın düşmanlarla, anlamaz
ve inatçı topluluklarla, hasetçi kişilerle yıllarca uğraşmak zorunda kaldılar.
Onlar bu denemeleri başararak daha büyük makamlara ulaştılar.

Rabbimiz bazen sevdiği
toplulukları da benzer denemelere tâbi tutar. Hz. Musa ve kavmi (İsrâiloğulları);
Firavun'un baskı ve zulmüyle denenmişti. Firavun, zulmünü, baskısını ve
sömürüsünü onların erkeklerini ve çocuklarını öldürmeye kadar götürmüştü.
Şüphesiz bu ve Hz. Musa'nın onu tanrılık dâvâsından ve bu zulümlerden vazgeçirme
mücadelesi bir deneme idi.[2]

Allah (c.c.) Hz. İbrahim'i de
birtakım kelimelerle denemişti.

"Hani Rabbi, İbrahim'i bir
takım denemelerden geçirmişti. O da bunları tam olarak yerine getirmişti. (O
zaman Allah İbrahim'e:) ‘Seni şüphesiz insanlara imam (önder, kılavuz, nur)
kılacağım' demişti. (İbrahim); ‘Ya soyumdan olanlar?' deyince (Allah:)
‘Zâlimler benim ahdime erişemezler' demişti."
(Bakara: 2/124)

Bilindiği gibi İbrahim (a.s.)
ateşe atılmak, oğlunu kurban etmek, Kâbe'yi inşâ etmek gibi sınamalardan
geçirilmişti.

Süleyman (a.s.) kuşların
mantığını (konuşmalarını) anlayabiliyor, cinleri, şeytanları ve rüzgârı emrinin
altına alabiliyordu. Çok büyük bir mülkü ve dünyalık gücü vardı. Allah (c.c.)
bütün bu nimetlerle onu denemişti. O da, bu nimetlere karşı aynen şöyle demişti:

"... Rabbim! Bana, ana ve
babama verdiğin nimete sükretmemi ve râzı olacağın salih amelde bulunmamı bana
ilham et ve beni rahmetinle sâlih kullarının arasına kat."
(Neml: 27/19)

Kur'an, bir başka âyette, yine
deneme anlamına gelen ‘fitne' kelimesini kullanarak Hz. Süleyman'ın denendiğini
ve tahtının üzerine bir ceset bırakıldığını söylüyor (Sâd: 38/34).[3]

Süleyman (a.s.) kendisine
verilen nimetlerin tümüyle sınav olduğu şuurundadır ve bu bilinç, örnek olarak
gösterilmektedir:

"... Bu, dedi, şükür mü
edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (verdiği)
lutfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene
gelince, o bilsin ki Rabbim müstağnîdir, çok kerem sahibidir."
(Neml: 27/40)[4]









[1]
Tirmizî, c. 7, s. 78-79; Süyûtî, Câmiu's-Sağîr, c. 1, s. 136; Ahmed bin
Hanbel.





[2]

A'râf: 7/141; İbrahim: 14/6.





[3]
Hüseyin K. Ece, İslam'ın Temel Kavramları, Beyan Yayınları: 71-72.





[4]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.