Namaz İmamlığı
Namaz İmamlığı
Namaz İmamlığı
Halîfeye imam adının verilmesi,
ittîbâ ve iktidâ bakımından namaz kıldıran imama benzetilmesinden dolayıdır.
Rasûl-i Ekrem ve dört râşid halîfe, namaz kıldırma işini mecbur kalmadıkça başka
bir kimseye bırakmamışlar, kendileri namazda da imam olmuşlardır. Hatta iki
imam/halîfe, namaz imamlığı esnâsında şehid edilmişlerdir. Hz. Ömer ve Hz.
Ali'nin imamlık yaparken öldürülmeleri, Muâviye bin Ebû Süfyan'ın önlem almasına
sebep olmuş ve namaz kıldırırken başında silâhlı nöbetçiler bekletmeye
başlamıştır. Bazen de, belki bu gerekçeyle imamlığı başkasına yaptırmış ve zaman
zaman namazlarını câmideki parmaklıkla çevrilmiş korumalı kısımda (maksûrede)
kılmıştır. Abbâsiler döneminde halifeler vakit namazlarında imamlık yapmayı
tamamen terketmiş ve bu işe resmî görevliler tâyin etmişler, Cuma namazı
kıldırma ile yetinmişler; çok geçmeden o görevi de kadılara bırakmışlardır.
Fıkıhta imam; cemaatin önüne
geçip onlara namaz kıldıran kimseye denir. İmamın yapmış olduğu göreve de imâmet
denir. İmamlık faziletli bir görevdir. Peygamber Efendimiz ve kendisinden sonra
gelen râşid halîfeler bu görevi büyük bir özenle yapmışlardır. Gelişi güzel
herkes bu görevi yapamaz.
[1]
[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.
Namaz İmamlığı
Halîfeye imam adının verilmesi,
ittîbâ ve iktidâ bakımından namaz kıldıran imama benzetilmesinden dolayıdır.
Rasûl-i Ekrem ve dört râşid halîfe, namaz kıldırma işini mecbur kalmadıkça başka
bir kimseye bırakmamışlar, kendileri namazda da imam olmuşlardır. Hatta iki
imam/halîfe, namaz imamlığı esnâsında şehid edilmişlerdir. Hz. Ömer ve Hz.
Ali'nin imamlık yaparken öldürülmeleri, Muâviye bin Ebû Süfyan'ın önlem almasına
sebep olmuş ve namaz kıldırırken başında silâhlı nöbetçiler bekletmeye
başlamıştır. Bazen de, belki bu gerekçeyle imamlığı başkasına yaptırmış ve zaman
zaman namazlarını câmideki parmaklıkla çevrilmiş korumalı kısımda (maksûrede)
kılmıştır. Abbâsiler döneminde halifeler vakit namazlarında imamlık yapmayı
tamamen terketmiş ve bu işe resmî görevliler tâyin etmişler, Cuma namazı
kıldırma ile yetinmişler; çok geçmeden o görevi de kadılara bırakmışlardır.
Fıkıhta imam; cemaatin önüne
geçip onlara namaz kıldıran kimseye denir. İmamın yapmış olduğu göreve de imâmet
denir. İmamlık faziletli bir görevdir. Peygamber Efendimiz ve kendisinden sonra
gelen râşid halîfeler bu görevi büyük bir özenle yapmışlardır. Gelişi güzel
herkes bu görevi yapamaz.
[1]
[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.
İMAM
- B- Bulunması Temenni Edilen Ve Fakat Fiiliyatta Her Zaman Bulunmayan İdeal Şartlar
- İMAM... İmam; Anlam ve Mâhiyeti
- İmama İtaatin Hududu
- İMAMET VE İTAAT MESELESİ
- Zâlim ve Fâsık İmama Karşı Kıyam Hakkı
- C- İhtilaflı Olan Ve Bâtıl Olan Şartlar
- Cemaat/Teşkilât İmamlığı
- Dinimizde İtaate Verilen Ehemmiyet
- Körü Körüne İtaat Yok
- Kur'ân-ı Kerim'de İmam Kavramı
- 1- Sağlam Bir İman ve İstikamet
- Hadis-i Şeriflerde İmam Kavramı
- İmama Ne Zaman İsyan?.
- İtaat Edilecek Üç makam
- Kureyşî Olması Meselesi
- 2- Zihnî Yetenek ve Kültür
- İmam-ı Muntazar
- İmamete En Liyakatli Olan Kim?.
- Makam Hususunda Nizâ
- Ululemr
- 3- Sosyal Kabiliyet
- Azli Gerektiren Tabiî Haller
- İmâmet-i Kübrâ.
- Liyakatsızın İmamlığı
- Ululemr Etrafında Birlik
- 4- İstişâre ve Adâlet
- Azledilen Tekrar Seçilemez
- Biat Şartı İtaat
- İmamet-i Kübra'da Aranan Şartlar
- Zorba İmam