2) Günlerle İlgili Hurâfeler a) İki Bayram Arası Nikâh Kıyılmaz mı? .

2

2) Günlerle İlgili Hurâfeler

a) İki Bayram Arası Nikâh Kıyılmaz
mı?

Anadolunun
birçok yöresinde hâlâ yaşatılmakta olan bir yanlış anlayış da "iki bayram
arasında nikâh kıyılmaz" görüşüdür. Nereden çıktığı bilinemeyen bu asılsız
sözün, toplumda giderek etkisini kaybetmesine rağmen, tamamen unutulmamış olması
ve zaman zaman ortaya atılması, hurâfelerin yaygınlığı açısından düşündürücüdür.

Bilindiği gibi
dinimize göre nikâh, ibâdet ve muâmele sıfatlarına sahip, şaka götürmeyen bir
icraattır. Dinimizde "ruhbanlık" olmadığı için evlenmek teşvik ve evlenmemekten
hayırlı kabul edilmiştir. Hatta ibâdet edebilmek için evlenmeme düşüncesine
kapılanlar bizzat Peygamber Efendimiz tarafından uyarılmış, "Benim sünnetimi
terkeden Benden değildir!" diye çok ciddî şekilde tehdit edilmişlerdir.
Nikâhın şartları arasında "iki bayram arasında olmaması" gibi bir kayıt bulmak
mümkün değildir. Dinimizde herhangi bir hüküm koyabilmek için bunun Kitab'dan
veya Sünnet'ten bir delilinin olması gerekmektedir. Bu kaynaklardan delil
bulunmayan bir görüş hakkında söylenecek sözler mesnetsiz, asılsız, uydurma
olmaktan öte gidemez ve dinî açıdan en küçük bir değer taşımaz. Herhangi bir
konunun haram/yasak olduğunu tesbit etmek için bu delillere ihtiyaç vardır.
Kafadan atmakla bir helâl haram olmaz.
"İki bayram
arası nikâh kıyılmaz" uydurması; delilsiz bir söz olmanın ötesinde bizzat Hz.
Peygamber'in hareketiyle reddedilmiş bir görüştür de. Çünkü Hz. Peygamber'in Hz.
Âişe ile evlenmesi Ramazan ayını tâkip eden Şevval ayı içinde gerçekleşmiştir.
Yani iki bayram arasında meydana gelmiştir. Hem bir düşünelim: İki bayram arası
olmayan gün var mı ki?! Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında iki ay on
günlük bir zaman varsa, Kurban Bayramı ile gelecek yılın Ramazan Bayramı
arasında da kamerî yıl 354 gün olduğuna göre yaklaşık dokuz ay on gün vardır.
Biri 2 ay 10 gün olduğu için "iki bayram arası" kabul edilirken; ötekisi 9 ay 10
gün olduğu için mi "iki bayram arası" kabul edilmez? Tabii bunun anlaşılır ve
mantıklı bir tarafı yoktur.
Fıkıh
kitaplarında nikâhın ibâdet niteliği dolayısıyla mescidlerde ve Cuma günü
kıyılmasının güzel görüldüğü yani "müstahap" olduğu kaydedilmiştir. Bunun
ötesinde zaman açısından herhangi bir kayda rastlamak mümkün değildir. O halde
insanımız bu tür asılsız söylentilere iltifat etmemeli, nikâhın ne zaman
kıyıldığına değil; hangi şartlarla kıyıldığına ve kurulan yeni yuvanın dinî
açıdan aranılan şartlara sahip olup olmadığına dikkat etmelidirler. Çünkü
"Allah'ın emri, Hz. Peygamber'in sünneti" üzere sözleriyle başlatılan evlilik
hayatına başlama için uygulama ve törenlerin ve devamının da Allah'ın emri, Hz.
Peygamber'in sünneti üzere olması gereklidir.

[1]







[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.