Zenginlik .

Zenginlik

Zenginlik



İhtiyaçtan fazla mala sahip olmaya
zenginlik denir. İnsanın ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için Allah Teâlâ pek çok
nimet yaratmış ve bunları meşrû yollarla elde etmesine (mülkiyet hakkı) izin
vermiştir. Çeşitli sebeplerle bazı insanlar ihtiyaçlarından daha fazla mala
sahip olurken, bazıları ihtiyaçlarını dahi karşılayamazlar. İslâm'a göre ancak;
tarım, sanayi, ticaret, çalışma, hibe, miras. gibi helâl kazanç yollarıyla elde
edilen zenginlik meşrûdur. Kumar, çeşitli şans oyunları, çalma, gasp, hileli
ticaret gibi haram yollarla elde edilen zenginlik ise meşrû değildir.

Zenginlik bazı dinî sorumlulukları
gerektirir; zekât, hacc, kurban, sadaka, hayır-hasenât gibi. Bu tür ibâdetlere
ve insanlara yardıma vesile olacağı için helâl olsa da gereği yerine
getirilmeyen zenginlikler ise yerilmiştir. Diğer taraftan İslâm sadece dünya
malına dayanan, geçici ve yok olucu olan mal zenginliğini değil, belki bundan
daha çok, gönül ve davranış zenginliğini (takvâ ve güzel ahlâk) tavsiye
etmiştir. İmtihan için insanları farklı yapı ve kabiliyetlerde yaratan, onlara
farklı nimetler veren Allah Teâlâ, servetin sadece zenginler arasında dolaşan
dar bir mülkiyet haline gelmemesini, tabana yayılmasını (59/Haşr, 7) tavsiye
etmiş, bunu temin için de zenginlere zekât, sadaka yardım gibi şeyleri
emretmiştir. Bu tedbirler, zenginlerle fakirler arasındaki maddî ve mânevî
farklılıkların azalmasını, yardımlaşma ve insanların birbirine yaklaşmasını ve
böylece sağlam bir toplum yapısının oluşmasını sağlar. Dinî vecîbeleri yerine
getirse de zenginler, kazandıklar malı lüks ve israf içinde, başkalarını
kıskandıracak bir şekilde harcayamazlar. Kazanmada olduğu gibi harcamada da
meşrûiyet çizgisinden ayrılmamak gerekir. Her nimetin şükrü kendi cinsiyle
olacağından, zenginliğin şükrü, muhtaçlara yardım etmek sûretiyle yerine
getirilir. Diğer taraftan iddihar, yani mal ve paraların bloke edilmesi ve
üretim, ticaret, harcama vb. ile ekonomiye sokulmaması da dinen doğru değildir.
Allah, çalışıp kazanan, kazancını verimli ve hayırlı yerlerde harcayan kullarını
sever. Zenginlik hem yatırımlara yöneltilerek yeni iş sahaları açılmasına hem de
infak edilmek suretiyle sosyal mutluluk ve refahın artmasına, böylece şükrün
yerine getirilmesine vesile olmalıdır.[1]







[1]
Arif Köten, a.g.e., c. 6, s. 448.