Başkasına Yük Olmadan Yaşamak; Helâl Maîşet Temini

Başkasına Yük Olmadan Yaşamak

Başkasına Yük Olmadan Yaşamak;
Helâl Maîşet Temini:



Cenâb-ı Hak, "Yeryüzünü size
boyun eğdiren (ondan yararlanmanız için size itâat ettiren) Allah Teâlâ'dır. O
halde yeryüzünün sırtlarında (dağlarında tepelerinde ve ovalarında) dolaşın da
Allah'ın size verdiği rızıklardan yararlanın." (67/Mülk, 15). buyurmuştur.
Yeryüzünde dolaşmaktan maksat insanlara faydalı olan nîmetlerin ortaya
çıkarılmasını sağlamak ve bunun için araştırma yapmaktır. Cenâb-ı Allah
yeryüzünü insanlar için rızık sağlama yeri kılmıştır. Abdullah b. Mes'ud
(r.a.)'tan rivayet edilen bir hadîste Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle
buyurmuşlardır: "Rızık sağlamak gayesiyle çalışmak her müslüman üzerine
farzdır. " Buna göre müslümanlar helâl ve haramlara dikkat ederek
kendilerinin ve aile ferdlerinin rızıklarını sağlamak zorundadırlar. Ancak bu
rızkı sağlamak için çalışıldığında mutlaka Allah'ın rızası ve O'nun koyduğu
sınırlar gözetilmelidir. Hz. Ebû Bekr'in: "Haram ile beslenen bir vücûda ancak
Cehennem ateşi yakışır." sözü müslümanın rızık temini ve alış-veriş anlayışını
en güzel bir şekilde belirtmektedir. Ashâbın helâl alışveriş yapmak ve
haramlardan uzak durmak için şüpheli olan hususları bile terk ettiklerini
biliyoruz.

Aynı şekilde İslâm, çalışıp
kazanabilme gücüne sahip olan bir kimsenin dilenmesini yasaklamıştır. Hz.
Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Allah'a yemin ederim ki sizden
birinizin, ipini alıp da, dağdan bir bağ odunu taşıyıp getirmesi ve bu odunu
satıp onunla ailesinin ve kendisinin geçimini sağlaması, başka birinden
istemesinden çok hayırlıdır. Kim bilir yardım istediğiniz kimse ya verir
minnetine girersin, yahut vermez zilletini çekersin. " (Buhârî Musâkât, 13,
Zekât, 50, Buyû', 15; İbn Mâce, Zekat, 25; İbn Hanbel, I, 167)". Buna göre,
çalışmaya gücü yeten kimsenin dilenmesi meşrû değildir.