l- Tahvil
l
l- Tahvil:
Tahvil, alınıp satılabilen
fâizli borç senedi mâhiyetindedir. Tahvili ister devlet çıkarsın, ister özel
şahıs ve şirketler çıkarsın, esası fâiz karşılığında borç almaktır. İslâm fâiz
alıp vermeyi haram kıldığına göre tahvil alıp satmak, bu yoldan kazanç elde
etmek de helâl değildir.
Dövize endeksli tahvil ve döviz
karşılığı borç alma: Tahvil alanın parasının değerini de koruyarak gelir
sağlamasını mümkün kılmak ve tahvil alım-satımını teşvik etmek için başvurulan
yeni bir yol da tahvile yatırılan parayı, daha doğrusu tahvilin nominal
değerini, tahvil ihracı sırasında geçerli kura göre dolar ve Euro gibi bir
dövize bağlamak ve ana para, Türk lirası olarak iâde edilirken, iâde sırasındaki
kura göre tahvil bedelini ödemektir. Dövize endeksli tahvillerde fâiz de
ödendiği için bu işlem İslâm hukuku bakımından câiz olmamaktadır.
Borçlanmaların karz-ı hasen
(güzel borç, Allah rızâsı dışında karşılık beklemeden borç/ödünç para vermek)
şeklinde olmasını Kur'an tavsiye etmektedir (2/Bakara, 245; 5/Mâide, 12; 57/Hadîd,
11, 18; 64/Teğâbün, 17; 73/Müzzemmil, 20). Dövize veya altına bağlı ödünç alıp
verme işlemleri de paranın değer kaybını önlemeye, dolayısıyla borç verenin
zarara girmesine engel olmaya yönelik tedbirlerdir.
l- Tahvil:
Tahvil, alınıp satılabilen
fâizli borç senedi mâhiyetindedir. Tahvili ister devlet çıkarsın, ister özel
şahıs ve şirketler çıkarsın, esası fâiz karşılığında borç almaktır. İslâm fâiz
alıp vermeyi haram kıldığına göre tahvil alıp satmak, bu yoldan kazanç elde
etmek de helâl değildir.
Dövize endeksli tahvil ve döviz
karşılığı borç alma: Tahvil alanın parasının değerini de koruyarak gelir
sağlamasını mümkün kılmak ve tahvil alım-satımını teşvik etmek için başvurulan
yeni bir yol da tahvile yatırılan parayı, daha doğrusu tahvilin nominal
değerini, tahvil ihracı sırasında geçerli kura göre dolar ve Euro gibi bir
dövize bağlamak ve ana para, Türk lirası olarak iâde edilirken, iâde sırasındaki
kura göre tahvil bedelini ödemektir. Dövize endeksli tahvillerde fâiz de
ödendiği için bu işlem İslâm hukuku bakımından câiz olmamaktadır.
Borçlanmaların karz-ı hasen
(güzel borç, Allah rızâsı dışında karşılık beklemeden borç/ödünç para vermek)
şeklinde olmasını Kur'an tavsiye etmektedir (2/Bakara, 245; 5/Mâide, 12; 57/Hadîd,
11, 18; 64/Teğâbün, 17; 73/Müzzemmil, 20). Dövize veya altına bağlı ödünç alıp
verme işlemleri de paranın değer kaybını önlemeye, dolayısıyla borç verenin
zarara girmesine engel olmaya yönelik tedbirlerdir.
TİCÂRET
- TİCÂRET..
- Ticâret/Alış-Veriş; Anlam ve Mâhiyeti
- Alış-verişin Rüknü;
- Hüküm Yönünden Alış-veriş Şekilleri
- 1- Sahîh alış-verişler
- 2- Fâsit alış-verişler
- 3- Bâtıl alış-verişler
- Bedelleri Açısından Alış-veriş Şekilleri 1- Bey'
- 2- Sarf
- 3- Mubâdele
- 4- Selem
- 5- Veresiye satışlar
- Kâr Açısından Alış-veriş Şekilleri 1- Musâveme
- 2- Murâbaha
- 3- Tevliye
- 4- Vâzia
- Muhayyer Alış-verişler
- Alış-verişin şartları Ticârette mübâdele edilen malın kıymetli olması
- Malın özelliklerinin belirli olması, gizli bir kusuru bulunmaması
- Satılan malın mevcut olması
- Mal ve bedelin belirli olması
- Malın teslim alınması, (Kabz)
- Ticârette kâr sınırı
- Müslüman olarak alış-verişlerde dikkat edeceğimiz bazı hususlar vardır
- Malı değerinin altında almak
- Pazarlık etmek
- Alış-verişte yemin etmek
- Ölçü ve tartının doğru olması, alış-verişe hilenin karıştırılmaması
- Kur'ân-ı Kerim'de Ticâret Kavramı
- Allah'ın Âyetlerini Satmak (Din Ticâreti Yapmak) Konusunda Âyetler