Akletmek, Aklı Kullanmak .

Akletmek

Akletmek, Aklı
Kullanmak



Akletmek gerçek ilim sahibi olanların
niteliğidir. Gerçek akıl sahipleri, gerçek âlimlerdir.

"Biz meseleleri insanlar için açıklıyoruz, ama
onları âlimlerden başkası akletmez."
(Ankebut: 29/43)

Aklın görevi; araştırma, düşünme ve gerçeği
bulmadır. Araştırmayan, düşünmeyen akıl, görevini yerine getirmemiş akıldır ki,
sahibini hayvandan daha aşağı duruma sürükler. Akıl çalışmayınca görevini yerine
getiremez ve sahibini taklid bataklığına düşürür. Taklid ise, araştırma ve
düşünmenin baş düşmanıdır. Allah, kitabında taklidi, donukluğu kınarken;
araştırıcı aklı övmektedir. İslam taklidçiliğe karşı çıkmıştır. Çünkü
taklidçilik, Allah'ın insana en büyük nimetlerinden olan aklı kullanmamak,
başkalarına körü körüne uymaktır.

Allah ile birlikte başka bir ilâhın olmadığını
akıl bulmak zorundadır. O'nun asıl görevi bu yüce gerçeği bulmak ve ona göre
yaşamaktır. Akıl Allah'ı bulmanın yanında O'na şükretmeyi de bilecektir. Aklı
ile Allah'ı bulan ve O'na şükreden sıkıntıda olsa da bahtiyardır. Allah'ı
bulamayan ise, bollukta olsa bile yine de bedbahttır.

Aslında gerçek akletme ve bilme gücüne sahip
olmayanlar, yani Allah'ın verdiği aklı kullanmayanlar, kafaları küflenmiş,
kalpleri mühürlenmiş ve mânevî pisliklerle kararmış olanlar, bilgi ve kültürleri
büyük zannedilse bile, gerçek cahillerdir.

"Onların bu konuda ilmi yok, sadece atıp
tutuyorlar." (Zuhruf: 43/20)

"Hevâsını ilâh edinen ve Allah'ın bir ilim üzere
sapıtıp, kulağını ve kalbini mühürleyip gözü üzerine de perde çektiği kimseyi
gördün mü?" (Câsiye: 45/23)

"Allah kalplerini mühürledi, artık bilmezler."
(Tevbe: 9/93)

"Allah, bilmeyenlerin kalplerini işte böyle
mühürler." (Rûm: 30/59)

Kâfirler ve müşrikler hiç akletmeyenlerdir;
kalbî duyularını bütün bütüne köreltenler, kalpleri mühürlenenlerdir.

"Allah katında hayvanların en şerlisi,
akletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir." (Enfâl: 8/22)

"Sağır, dilsiz ve kördürler de, akletmezler."
(Bakara: 2/171)

"...Bunlardan bir grup vardı, Allah'ın
Kelamı'nı işitirlerdi de, onu aklettikten sonra, bile bile tahrif
ederlerdi." (Bakara: 2/75)

Akıllı olmayan ve aklını gereği gibi
kullanamayanlar şunlardır:

* Akıl - bâliğ olmayan küçük çocuklar.

* Akıl bakımından reşid olmayan zekâ özürlüler.

* Aklını yitirmiş olan deliler.

* Aklını kullanmak istemeyip körü körüne
başkalarını taklit edenler.

* Liderlerine, büyüklerine aşırı güvenip, kendi
yerine onların düşünmesini yeterli görenler.

* Kâfir ve müşrikler.[1]






[1]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.