7. Terbiye
7
7. Terbiye:
Belirli bir aşamayla, anlayarak elde edilen
imanî ve ilmî terbiye, sebâtı gerçekleştiren faktörler içerisinde temel bir
faktör olarak yer alır.
İmanî terbiye;
kalbe ve vicdana korku, ümit ve sevgi ile canlılık kazandırır. Kur'an ve Sünnet
ifadelerinden uzak kalma ve insanların sözlerine tutunma neticesi ortaya çıkan
donukluğu yokeder.
İlmî terbiye;
sahih delil üzerinde durur. Bu da taklidi ve hoş olmayan fırsatçılığı ortadan
kaldırır.
Şuurlu terbiye
ile kişi kötülerin yollarını ve İslâm düşmanlarının planlarını öğrenir. Gündemi
bilir ve olayları tam olarak kavrayarak ona göre hareket eder. Bu şekilde,
sınırlı sayıda insanın bulunduğu küçük toplumlarda kabuğuna çekilme ve içine
kapanma önlenir.
Kademeli terbiye
ise, müslümanı aşama aşama ilerletir. Onu dengeli bir planlamayla, olgunlaşmanın
basamaklarında yükseltir. Bununla; aklına geleni söylemenin, aceleciliğin ve
zararlı çıkışların önüne geçilir.
Sebatı getiren bu unsurun önemini daha iyi
anlamak için Rasûlullah (s.a.s.)'in hayatına bakalım ve kendimize soralım: Nebî
(s.a.s.)'in sahâbîlerinin Mekke'de, kendilerine baskı uygulanan günlerde
gösterdikleri sabrın kaynağı nedir? Bilal, Habbâb, Mus'ab, Yâsir ailesi ve diğer
mazlumlar; hatta ashâbın önde gelenleri boykot sırasında ve diğer zamanlarda
nasıl sebat ettiler? Onların bu kararlılıkları, kişiliklerini aydınlatan
nübüvvet ışığının köklü terbiyesi olmadan gerçekleşebilir miydi?
Bir sahâbîyi ele alalım. Örneğin Habbâb ibnu'l-Eret
(r.a.)... Efendisi, demir şişleri kor haline gelinceye kadar ısıtır, sonra onun
çıplak sırtına koyardı ve sırtının yağı eriyip üzerlerine akınca ancak onları
söndürürdü. Onu, bütün bunlara sabretmeye sevkeden neydi?
Bilal...Güneşten yanmış toprağın üzerinde,
kayanın altında... Ve Sümeyye... Bağlar ve zincirler içerisinde... Medine
döneminde yaşanan bir olay ve bir soru: Huneyn'de, müslümanların çoğu hezimete
uğrayınca Nebî (s.a.s.) ile birlikte kim sebat gösterdi? İslâm'a yeni girenler
mi? Henüz nübüvvet okulunda yeteri kadar terbiye görmemiş ve çoğu ganimet
toplamak için çıkanlar mı? Sebat gösterenlerin çoğu, Rasûlullah (s.a.s.)'in
elinde uzun süre terbiye gören seçkin mü'minlerdi. Onlar, eğer bu terbiye
olmasaydı sebat gösterebilirler miydi?
7. Terbiye:
Belirli bir aşamayla, anlayarak elde edilen
imanî ve ilmî terbiye, sebâtı gerçekleştiren faktörler içerisinde temel bir
faktör olarak yer alır.
İmanî terbiye;
kalbe ve vicdana korku, ümit ve sevgi ile canlılık kazandırır. Kur'an ve Sünnet
ifadelerinden uzak kalma ve insanların sözlerine tutunma neticesi ortaya çıkan
donukluğu yokeder.
İlmî terbiye;
sahih delil üzerinde durur. Bu da taklidi ve hoş olmayan fırsatçılığı ortadan
kaldırır.
Şuurlu terbiye
ile kişi kötülerin yollarını ve İslâm düşmanlarının planlarını öğrenir. Gündemi
bilir ve olayları tam olarak kavrayarak ona göre hareket eder. Bu şekilde,
sınırlı sayıda insanın bulunduğu küçük toplumlarda kabuğuna çekilme ve içine
kapanma önlenir.
Kademeli terbiye
ise, müslümanı aşama aşama ilerletir. Onu dengeli bir planlamayla, olgunlaşmanın
basamaklarında yükseltir. Bununla; aklına geleni söylemenin, aceleciliğin ve
zararlı çıkışların önüne geçilir.
Sebatı getiren bu unsurun önemini daha iyi
anlamak için Rasûlullah (s.a.s.)'in hayatına bakalım ve kendimize soralım: Nebî
(s.a.s.)'in sahâbîlerinin Mekke'de, kendilerine baskı uygulanan günlerde
gösterdikleri sabrın kaynağı nedir? Bilal, Habbâb, Mus'ab, Yâsir ailesi ve diğer
mazlumlar; hatta ashâbın önde gelenleri boykot sırasında ve diğer zamanlarda
nasıl sebat ettiler? Onların bu kararlılıkları, kişiliklerini aydınlatan
nübüvvet ışığının köklü terbiyesi olmadan gerçekleşebilir miydi?
Bir sahâbîyi ele alalım. Örneğin Habbâb ibnu'l-Eret
(r.a.)... Efendisi, demir şişleri kor haline gelinceye kadar ısıtır, sonra onun
çıplak sırtına koyardı ve sırtının yağı eriyip üzerlerine akınca ancak onları
söndürürdü. Onu, bütün bunlara sabretmeye sevkeden neydi?
Bilal...Güneşten yanmış toprağın üzerinde,
kayanın altında... Ve Sümeyye... Bağlar ve zincirler içerisinde... Medine
döneminde yaşanan bir olay ve bir soru: Huneyn'de, müslümanların çoğu hezimete
uğrayınca Nebî (s.a.s.) ile birlikte kim sebat gösterdi? İslâm'a yeni girenler
mi? Henüz nübüvvet okulunda yeteri kadar terbiye görmemiş ve çoğu ganimet
toplamak için çıkanlar mı? Sebat gösterenlerin çoğu, Rasûlullah (s.a.s.)'in
elinde uzun süre terbiye gören seçkin mü'minlerdi. Onlar, eğer bu terbiye
olmasaydı sebat gösterebilirler miydi?
AZİM VE TEVEKKÜL
- AZİM VE TEVEKKÜL .
- Azim; Anlam ve Mâhiyeti
- Tevekkül; Anlam ve Mâhiyeti
- Tevekkül ve Türevleri
- Allah'ın Vekil Olması
- İnsanlar Hakkında âVekil' Denilmesi
- Tevekkülün Boyutları
- Kader ve Rızık .
- Tevekkül; "Kısmetimde Varsa, Rızkım Ayağıma Gelir" Demek midir? .
- Rezzâk (Rızık Veren) Allah'tır
- Rızık Kazanmak İçin Çalışmak
- Kader ve Tevekkül
- Kur'ân-ı Kerim'de Azim ve Tevekkül
- Hadis-i Şeriflerde Azim ve Tevekkül
- Allah el-Vekîl'dir, Kendisine Dayanılıp Güvenilmesi Gereken Tek Zâttır
- Konumuzla İlgisi Bulunan Diğer Esmâü'l-Hüsnâdan Diğer İsimler ve Mânâları
- İnsanın Tevekküle İhtiyacı
- Tevekkül Nasıl Olmalıdır? .
- Tevekkül Konusunda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Tevekkül Hakkındaki Sözlerden Seçmeler
- Mehmet Âkif Ersoy'un Tevekkülle İlgili Bazı Mısrâları
- Sebat ve Kararlılık; Azmin Açılımı
- Sebatı Sağlayan Etkenler
- 1. Kur'an'a Yönelmek
- 2. Allah'ın Şeriatı'na Tutunup Salih Amel İşlemek
- 3. Peygamber Kıssalarını Düşünüp Örnek Almak İçin İncelemek
- 4. Duâ
- 5. Allah'ı Zikretmek
- 6. Müslümanın, Doğru Yolda Yürümeye Gayret Etmesi
- 7. Terbiye