Kelâmcı Kamplar
Kelâmcı Kamplar
Kelâmcı Kamplar
İman konusunda en mükemmel ve en doyumlu kuşak,
hiç şüphesiz Hz. Peygamber (sav)'in ashâbı, yani dava arkadaşlarıdır. Onlar
Rasûlullâh (sav)'a, Allah Teâlâ'nın Zâtı ve sıfatları hakkında soru
yöneltmezlerdi. Bu da elbette ki ashâbın, sonraki kuşaklara oranla ne denli bir
ruh ve ahlâk yüceliğine eriştiklerini ve ne kadar güçlü şekilde ikna
olduklarını göstermektedir. Sahâbîler, imanî konularda yalnızca âhiret
hayatına ilişkin meraklarını Hz. Peygamber (sav)'e açar, daha çok dinin
uygulamalı yönleriyle ilgili sorularını O'na yöneltirlerdi. Onların
metafizik konularda akla başvurmamış olmalarını asla bir yetersizlik olarak
nitelememek gerekir. Bilakis sahâbe, ümmet tarihinde aklı gerektiği yerde en
iyi kullanan kuşaktır. Onların yaşam tarzı ve uygarlık anlayışları; Ayrıca
gerek fetihlerle gerçekleştirdikleri parlak başarılar, gerekse adalet ve
ahlakta sergiledikleri eşsiz örnekler bunu kanıtlamaktadır.
Fetihlerin doğal sonucu olarak İslam'a giren
topluluklar bir türlü arınamadıkları eski inançlarını İslam'a bulaştırmaya
başlayınca Sahâbîler döneminden sonra çeşitli metafizik kavramlar aklın
hakemliği altında tartışılmaya başlandı. Gelişen bu diyalektik tartışmaların
sonunda Ehl-i Sünnet'den ayrılan iki kelâmcı kamp oluştu. Bunların biri
Mu'tezile, diğeri ise Mürcie'dir.
[1]
[1]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 89.
Kelâmcı Kamplar
İman konusunda en mükemmel ve en doyumlu kuşak,
hiç şüphesiz Hz. Peygamber (sav)'in ashâbı, yani dava arkadaşlarıdır. Onlar
Rasûlullâh (sav)'a, Allah Teâlâ'nın Zâtı ve sıfatları hakkında soru
yöneltmezlerdi. Bu da elbette ki ashâbın, sonraki kuşaklara oranla ne denli bir
ruh ve ahlâk yüceliğine eriştiklerini ve ne kadar güçlü şekilde ikna
olduklarını göstermektedir. Sahâbîler, imanî konularda yalnızca âhiret
hayatına ilişkin meraklarını Hz. Peygamber (sav)'e açar, daha çok dinin
uygulamalı yönleriyle ilgili sorularını O'na yöneltirlerdi. Onların
metafizik konularda akla başvurmamış olmalarını asla bir yetersizlik olarak
nitelememek gerekir. Bilakis sahâbe, ümmet tarihinde aklı gerektiği yerde en
iyi kullanan kuşaktır. Onların yaşam tarzı ve uygarlık anlayışları; Ayrıca
gerek fetihlerle gerçekleştirdikleri parlak başarılar, gerekse adalet ve
ahlakta sergiledikleri eşsiz örnekler bunu kanıtlamaktadır.
Fetihlerin doğal sonucu olarak İslam'a giren
topluluklar bir türlü arınamadıkları eski inançlarını İslam'a bulaştırmaya
başlayınca Sahâbîler döneminden sonra çeşitli metafizik kavramlar aklın
hakemliği altında tartışılmaya başlandı. Gelişen bu diyalektik tartışmaların
sonunda Ehl-i Sünnet'den ayrılan iki kelâmcı kamp oluştu. Bunların biri
Mu'tezile, diğeri ise Mürcie'dir.
[1]
[1]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları: 89.
İMAN-MUMİN
- 1- Yanlış Algılama
- Birinci Kısım Tasdikle İlgili İtikadiyat'tır
- İMAN.. İman; Anlam ve Mahiyeti
- İmanla İlgili Sünnetullah (Allah'ın Değişmez Yasaları)
- Matbu İman
- 2- Kuşku İle Algılama
- İkinci Kısım Dille Alakalı Ameller
- İmanın Sahih (Geçerli) ve Kabule Şayan Olmasının Şartları
- Kur'an'da İman.
- Mevkuf İman
- 3- Çözümleyememe
- İman ve Gayb, İnanabilme Yeteneği
- İmanı Bozan Haller
- İmanın Dereceleri 1) İcmali İman
- Üçüncü Kısım Bedenî Ameller
- 1. Çeşit Muayyen Şeylere Ait Olanlar
- 1) Cibt ve Tağuta İnanmak
- 2) Tafsili İman
- 4- Kavrama Veya Duyumsama
- İman ve Diyalektik.
- 1- Sağlam Duyular
- 2. Çeşit Kendisine Tabi Olanlarla İlgili Şeyler
- 2) Şirk Koşmak
- Kelâmcı Kamplar
- Tafsili İmanın Dereceleri ve İman Esasları
- 2- Akıl
- 3. Çeşit Âmmeye Müteallik Şeyler
- 3) Kâfirleri Veli ve Yönetici Tanımak
- İman Artar, Eksilir mi?.
- Mu'tezilîler