İnsanlar Niçin İman Eder? İmanın Sebep ve Sonuçları
İnsanlar Niçin İman Eder
İnsanlar Niçin İman
Eder? İmanın Sebep ve Sonuçları
İnsan niçin iman eder? İman, doğal bir
ihtiyaçtır. İnsanın fıtratında inanma, bağlanma ve güvenme hisleri temel
özelliklerdir. İnsan, inanmadığı zaman, bağlanmadığı ve güvenmediği zaman
yaşamanın bir anlamı ve değeri kalmaz. Her insan bir şeylere inanır, ama
kurtarıcı olan iman, hakka - doğruya inanmadır. İman hissini kötüye ve olumsuz
olana kullanarak şeytana tâbî olmak ve azgınlaşıp kendini Allah'a muhtaç
görmemek, kendi kendine yeterli olduğuna inanıp her dakika soluduğu havayı
verene nankörlük/küfr etmek, cehenneme davetiye çıkarmaktır. Fakat, doğru bir
şekilde iman edip, Allah'ın hidayetine uymak, cennete adım adım yaklaşmaktır.
"Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu
imtihan ediyoruz. Bu sebeple, onun işitmesini ve görmesini sağladık. Sonra da
ona gideceği yolu gösterdik. Ya şükreder (bu yoldan gider) ya da küfreder.
Kâfirler için elbette zincirler, halkalar ve alevli cehennem hazırladık."
(İnsan: 76/2-4)
"İman edenlere ve doğru hareket edenlere müjdele
ki, onlara altından nehirler akan cennetler vardır."
(Bakara: 2/25)
İman, kişiye yalnızca ahirette mutlu bir hayat
sağlamakla kalmaz; bu dünyada da huzur, saadet ve büyük bir güç kazandırır:
"Allah, sizden iman edenlere ve salih amel
işleyenlere, kendilerinden öncekileri halife/hükümran kıldığı gibi, onları da
yeryüzünde halife/hükümran kılacağını, kendileri için râzı/hoşnut olduğu
dinlerini, yine onlar için uygulamaya koyacağını ve korkulu hallerini güvene
çevireceğini vaad etmiştir. Çünkü onlar, yalnız bana kulluk eder ve bana hiçbir
şeyi şirk koşmazlar." (Nur: 24/55)
Müjdeler, mü'minler içindir.[1]
Allah, onların kalbine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla
desteklemiştir.[2]
Şeytanî güçler onları ezmeye yol bulamaz.[3]
Onlara yardımcı olmak Allah'ın bizzat kendisi, üzerine yazdığı bir görevdir.
"Mü'minlere yardım etmek, bize haktır (bize
düşen görevdir)." (Rum: 30/47)
Allah, iç huzuru ve doygunluğu onlara nasib
etmiştir.[4]
Korkmak, üzülmek, kedere yenik düşmek onlara uzaktır.[5]
Allah'ın lütuf ve bağışı mü'minler içindir.[6]
Mü'min, böylesine onurlu olduğu içindir ki, bir mü'mini kasten öldüren,
ebediyyen cehennemde kalır.[7]
"Şu bir gerçek ki, iman edip salih amel
işleyenler, varlıklar dünyasının en hayırlılarıdır." (Beyyine: 98/7)
[8]
[1]
Ra'd: 13/29.
[2]
Mücadele: 58/22.
[3]
Nahl: 16/99; Sebe': 34/20.
[4]
Bkz. Tevbe: 9/26; Feth: 48/4.
[5]
Bkz. Al-i İmran: 3/139.
[6]
Al-i İmran: 3/152.
[7]
Nisa: 4/93.
[8]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi 87-88.
İnsanlar Niçin İman
Eder? İmanın Sebep ve Sonuçları
İnsan niçin iman eder? İman, doğal bir
ihtiyaçtır. İnsanın fıtratında inanma, bağlanma ve güvenme hisleri temel
özelliklerdir. İnsan, inanmadığı zaman, bağlanmadığı ve güvenmediği zaman
yaşamanın bir anlamı ve değeri kalmaz. Her insan bir şeylere inanır, ama
kurtarıcı olan iman, hakka - doğruya inanmadır. İman hissini kötüye ve olumsuz
olana kullanarak şeytana tâbî olmak ve azgınlaşıp kendini Allah'a muhtaç
görmemek, kendi kendine yeterli olduğuna inanıp her dakika soluduğu havayı
verene nankörlük/küfr etmek, cehenneme davetiye çıkarmaktır. Fakat, doğru bir
şekilde iman edip, Allah'ın hidayetine uymak, cennete adım adım yaklaşmaktır.
"Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu
imtihan ediyoruz. Bu sebeple, onun işitmesini ve görmesini sağladık. Sonra da
ona gideceği yolu gösterdik. Ya şükreder (bu yoldan gider) ya da küfreder.
Kâfirler için elbette zincirler, halkalar ve alevli cehennem hazırladık."
(İnsan: 76/2-4)
"İman edenlere ve doğru hareket edenlere müjdele
ki, onlara altından nehirler akan cennetler vardır."
(Bakara: 2/25)
İman, kişiye yalnızca ahirette mutlu bir hayat
sağlamakla kalmaz; bu dünyada da huzur, saadet ve büyük bir güç kazandırır:
"Allah, sizden iman edenlere ve salih amel
işleyenlere, kendilerinden öncekileri halife/hükümran kıldığı gibi, onları da
yeryüzünde halife/hükümran kılacağını, kendileri için râzı/hoşnut olduğu
dinlerini, yine onlar için uygulamaya koyacağını ve korkulu hallerini güvene
çevireceğini vaad etmiştir. Çünkü onlar, yalnız bana kulluk eder ve bana hiçbir
şeyi şirk koşmazlar." (Nur: 24/55)
Müjdeler, mü'minler içindir.[1]
Allah, onların kalbine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla
desteklemiştir.[2]
Şeytanî güçler onları ezmeye yol bulamaz.[3]
Onlara yardımcı olmak Allah'ın bizzat kendisi, üzerine yazdığı bir görevdir.
"Mü'minlere yardım etmek, bize haktır (bize
düşen görevdir)." (Rum: 30/47)
Allah, iç huzuru ve doygunluğu onlara nasib
etmiştir.[4]
Korkmak, üzülmek, kedere yenik düşmek onlara uzaktır.[5]
Allah'ın lütuf ve bağışı mü'minler içindir.[6]
Mü'min, böylesine onurlu olduğu içindir ki, bir mü'mini kasten öldüren,
ebediyyen cehennemde kalır.[7]
"Şu bir gerçek ki, iman edip salih amel
işleyenler, varlıklar dünyasının en hayırlılarıdır." (Beyyine: 98/7)
[8]
[1]
Ra'd: 13/29.
[2]
Mücadele: 58/22.
[3]
Nahl: 16/99; Sebe': 34/20.
[4]
Bkz. Tevbe: 9/26; Feth: 48/4.
[5]
Bkz. Al-i İmran: 3/139.
[6]
Al-i İmran: 3/152.
[7]
Nisa: 4/93.
[8]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi 87-88.
İMAN-MUMİN
- 1- Yanlış Algılama
- Birinci Kısım Tasdikle İlgili İtikadiyat'tır
- İMAN.. İman; Anlam ve Mahiyeti
- İmanla İlgili Sünnetullah (Allah'ın Değişmez Yasaları)
- Matbu İman
- 2- Kuşku İle Algılama
- İkinci Kısım Dille Alakalı Ameller
- İmanın Sahih (Geçerli) ve Kabule Şayan Olmasının Şartları
- Kur'an'da İman.
- Mevkuf İman
- 3- Çözümleyememe
- İman ve Gayb, İnanabilme Yeteneği
- İmanı Bozan Haller
- İmanın Dereceleri 1) İcmali İman
- Üçüncü Kısım Bedenî Ameller
- 1. Çeşit Muayyen Şeylere Ait Olanlar
- 1) Cibt ve Tağuta İnanmak
- 2) Tafsili İman
- 4- Kavrama Veya Duyumsama
- İman ve Diyalektik.
- 1- Sağlam Duyular
- 2. Çeşit Kendisine Tabi Olanlarla İlgili Şeyler
- 2) Şirk Koşmak
- Kelâmcı Kamplar
- Tafsili İmanın Dereceleri ve İman Esasları
- 2- Akıl
- 3. Çeşit Âmmeye Müteallik Şeyler
- 3) Kâfirleri Veli ve Yönetici Tanımak
- İman Artar, Eksilir mi?.
- Mu'tezilîler