Fecir | Konular | Kitaplar

Nefsin "İnsan Bedeni" Anlamında Kullanılması

Nefsin




Nefsin
"İnsan Bedeni" Anlamında Kullanılması:

 
Kur'ân-ı Kerim'de, "nefs"
kelimesinin "insanın bedeni" mânâsında kullanılışının en güzel ve açık örnekleri
Yusuf (a.s.) kıssasında sunulur. Mısır azizinin karısı, Hz. Yusuf'tan murad
almak, yani onun bedeninden yararlanmak istemiş, fakat Yusuf (a.s.) ondan
kurtulmayı başarmıştır. Azizin karısı, bedeninden yararlanmak istediği Hz.
Yusuf'un suçsuz olduğunu sonradan itiraf etmiştir (12/Yusuf, 32, 51). Bu âyet-i
kerîmelerde nefs, hep insan bedenine delâlet etmektedir.
Kur'ân-ı Kerim'in üç ayrı
yerinde geçen "Her nefis ölümü tadacaktır" (3/Âl-i İmrân, 185; 
21/Enbiyâ, 35; 29/Ankebût, 57) âyetindeki nefs kelimesinin de beden anlamına
geldiğini söyleyenler olmuştur. Meselâ, Fahreddin Râzî bu âyeti açıklarken,
buradaki nefsin beden anlamına geldiğini ifade eder. Bu âyetin dışında, nefs
kelimesinin insan bedenine delâlet eden daha başka âyetler de vardır (3/Âl-i
İmrân, 61, 145; 6/En'âm, 151; 17/İsrâ, 33; 2/Bakara, 240; 16/Nahl, 7; 18/Kehf,
6; 28/Kasas, 19; 32/Secde, 27; 33/Ahzâb, 50; 51/Zâriyât, 20-21; 57/Hadîd, 22).
Ancak, Kur'an'da verilen âhiret
hayatına ilişkin tasvirler nefsin bâkî olduğuna işaret etmektedir. Meselâ
yukarıda geçen her nefsin mutlaka ölümü tadacağına dâir âyet bile, aslında
nefsin/rûhun ölmeyeceğine delâlet etmektedir. Zira nefsin ölümü tatması, bedenin
ölümünü hissetmesi, ölen bedeninin acısını çekmesi, bedeninden ayrılması
demektir. Tatmak için diri ve duyarlı olmak gerekir. Öyleyse nefsin insan bedeni
anlamına kullanıldığı Kur'an âyetleri olmakla birlikte, insan bedeninin
Kur'an'daki nefs kavramının içeriğine girip girmediği pek açık değildir. Bu
açıdan net olarak Kur'ân-ı Kerim'de nefs-beden ayrımından söz etmek mümkün
görünmemektedir.