Fecir | Konular | Kitaplar

2- Nefs-i Levvâme

2




2-
Nefs-i Levvâme:

 
Kıyâme(t) Sûresi ikinci âyette
geçer. Bu âyette levvâme nefse yemin edilmektedir. "Levvâme", özünü eleştiren
nefis (kişi)dir. Levvâme, levm kökünden türeyen bir sıfattır. Kendisini ısrarlı
bir şekilde kınayan anlamına gelir. Özeleştirinin önemi hissettirilmektedir.
Tevbe ile günahlara dönmemeyi, kalbin ışığının kaybolmaması için otokritiğin
önemini ihsas ettirir. Mü'min, kendini sürekli özeleştiriye (levme) tâbî tutar;
amellerini, eylemlerini gözden geçirir, İlâhî ilkelerin denetiminden geçirerek
Rabbinin kulu olduğunu unutmaz. Günahkâr, zâlim, kâfir, fâcir kimseler ise,
kendilerini Yaratıcılarından müstağnî görme eğilimindedirler. Nefsini (kendini)
levmetmeyenler (kınamayanlar) özlerini eleştiremezler, tutturdukları yolda
ilerleme, tüm arzularını giderip dünyadan kâm alma eğilimindedirler. Bu bağlamda
Freud'un psikanalitik yönteminin tüm içgüdülerin sınırsızca doyurulması
gerektiği esasına dayandığını hatırlanmalıdır. İnsanın hevâsını ilâh edinmesine
yol açan bu anlayışla, arzu duyulan her içgüdünün, dürtünün doyurulması
amaçlanmıştır.
Levmin, Kıyâme Sûresi
bütünlüğündeki anlamı, yeniden diriliş günüyle alâkalıdır. İnsanlar kıyâmet günü
"keşke, keşke şöyle yapsaydım..." diye kendilerini kınarlar. Nefs-i levvâme;
iyilikler konusunda da kötülükler konusunda da kendisini kınayan, kaçırılan
fırsatlar için kıyâmet günü pişmanlık duyan kimse demektir. Levvâme
kişiliğindeki insanlar, fiilin kendilerine yüklediği ana görevleri yerine
getiren, büyük günahlardan kaçınanlardır. Ancak, bazı etkiler altında bazı
kusurlar işlemişlerse de, bir daha bu gibi hatalara dönmeme konusunda kararlılık
gösterenlerdir. Mü'minlerin bile bütünüyla hatadan, kusurdan âzâde olması mümkün
olmadığından dolayı, önemli olan, istikbârı ve istiğnâyı değil; tevbeyi tercih
etmektir (bk. 3/Âl-i İmrân, 135; 53/Necm, 32).