Fecir | Konular | Kitaplar

Nefis ve Ruh

Nefis ve Ruh

Nefis ve
Ruh:

Nefis ve ruh, Kur'an'da çokça
kullanılan kavramlardandır. Ancak, bu kavramların Kur'an'ın inişinden sonraki
anlamlandırılmalarına, ruhu insanlara, meleklere, ulûhiyete tatbik eden
hıristiyanlar ile Yeni Eflâtuncuların çok büyük etkisi olmuştur.
Aristocular nefsi rûhiyat
bakımından birçok tahlile tâbî tutmuşlardır. İslâm felsefe tarihinde el-Kindî,
Yeni Eflâtunculuğun ruh telâkkisini İslâm dünyasına ilk taşıyan filozof
olmuştur. Dâru'l-Hikme'deki çeviri faâliyetleri birçok müslüman zihnin İslâm'ın
özgün terminolojisi ile ilgili olarak bulanmasına yol açmıştır. Plotinus'un
Ennead'lar eserinin çevirisinden sonra müslümanlar insan ruhunun ilk önce nefis
veya akıl vâsıtasıyla tek mutlak sebepten aktığı (tecellî) anlayışını
almışlardır. Buna göre insan rûhu ezelî bir karaktere sahiptir. Ölmez, ebedîdir
ve makul bir cevherdir. Buna göre ruhun kurtuluşu duygular âleminin bedenî
arzulardan kurtulup, rûhî cevherin ebedî âlemine dönmekle mümkündür. Tasavvuf
düşüncesinde de ruhun menşei, mâhiyet ve geleceği, ezeliyeti, ebediyetiyle
ilgili birçok şey üretilmiştir.
Nefis kelimesiyle ilgili
zihinsel bulanıklık, ruh terimiyle alâkalı olarak da sürdürülmüştür. Kur'an'a
yabancı bir kültürle Kur'an'a yaklaşanlar, vahiy meleği anlamına gelen ruh'u
bile insan ruhuyla alâkalandırmaya çalışmışlardır. Oysa Kur'an'da ruh
kelimesiyle genellikle insan ruhu kast edilmemiştir. Eski Yunan kültüründeki
ruh-beden karşılığı, modern çağlarda Descartes'in kartezyen felsefesiyle
beslenmiş ve bugün ruh denince akla genellikle insandan ayrı, ezelî-ebedî bir
varlık gelmektedir. Halbuki ruh terimiyle Kur'an'da genellikle vahiy, vahiy
meleği kast edilmiştir. Meleklerle ilgili olarak Kur'an'da hiçbir zaman "nefis"
kavramı kullanılmamıştır. Fakat nefsin çoğulu "enfüs", insan ve cin topluluğunu
ifâde etmek için kullanılmıştır.