Fecir | Konular | Kitaplar

Câhiliyyenin Bir Başka Yönü

Câhiliyyenin Bir Başka Yönü



Câhiliyyenin Bir Başka Yönü:



 

İslâm Dininin hedefi, insanın dünyaya, nimetlere
bakış açısını değiştirmektir, olması gereken aslî yapıya döndürmektir. İslâm,
geldiği bölgedeki her şeyi değil; vahye muhâlif olan fikir ve eylemleri
değiştirmeye, ıslah etmeye çalışır. Çünkü İslâm, insanın tecrübesini sıfırlamaz.
Meselâ İslâm, câhiliyyedeki mihri iptal etmemiş, ama mihrin kadının hakkı
olduğunu ifâde etmiştir ve verilen mihrin geri alınmamasını istemiştir (4/Nisâ,
4, 20, 21). Çok eşle evliliği iptal etmemiş, fakat dörde kadarla sınıra
balayarak, bir tane almayı tavsiye etmiştir (4/Nisâ, 3).     

Câhiliyye Arapları arasında en yaygın suçlar,
adam öldürme, zinâ, kabile disiplinine, örf ve âdetlere karşı gelme gibi
suçlardı. Uygulanan cezâî müeyyideler suçun ve suçlunun durumuna göre ölüm,
dayak, hapis, diyet, sürgün ve kabile himâyesinden çıkarma gibi cezalardır.
İslâm'ın gelişiyle bu cezalandırma usûllerinden sadece sonuncusu terk edildi.
Sami kavimlerinde, Yahûdi ve Roma hukukunda bulunan adam öldürmeye kısas
yapılması câhiliyyede de uygulanırdı. İslâm bunu devam ettirdi. İslâm, diyeti
hataen öldürme ve kısastan vazgeçme sözkonusu olduğunda uyguladı. Câhiliyyeden
farklı olarak diyet konusunda bazı kabilelerin ayrıcalıklı ve farklılığını
ortadan kaldırdı. Kureyşin İslâm öncesi dönemlerine âit birtakım ölçü birimleri
vardı ki, İslâm geldiğinde Müslümanlar bunu olduğu gibi kabul ettiler (Buhârî,
c. 5, s. 43).

Hz. Peygamber, câhiliyye döneminde var olan -Hanif
dininden kalma- bazı ibâdetleri de sürdürdü. Mina'da şeytan taşlama, Kâbe
çevresini tavaf etme, tavaf sayısını Hacerü'l-Esved'e göre ayarlama, Safâ ve
Merve arasında gidip gelme, rifâde (hacıları ağırlamak) ve sikaye (hacılara su
dağıtma) gibi haccın bazı menâsiklerini korudu. Câhiliyyede değer verilen
misâfirperverlik, hürriyet sevgisi, cesâret ve mertlik gibi değerleri İslâm da
fazilet saydı. İslâm, câhiliyye döneminde var olan her şeye tepkisel olarak
karşı çıkılmamış, neyin doğru neyin yanlış olduğu vahiy süzgecinden geçirilerek
belirlenmiştir.



[1]

 





[1] Murat
Kayacan, Câhiliyyenin Dünü Bugünü, Haksöz, sayı 62, Mayıs 96