Fecir | Konular | Kitaplar

Bütün Peygamberlerin, Akidenin Esasları Üzerinde İttifak Etmesi

Bütün Peygamberlerin



Bütün Peygamberlerin, Akidenin Esasları Üzerinde İttifak Etmesi:



Asıllar üzerine sabit olan tevhîd üzerinde bütün Peygamberler ittifak
etmişlerdir.



1- Bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah (c.c.) yücedir, ezelîdir,
başlangıcı yoktur, birdir, mülkünde hiçbir ortağı yoktur, eşi, benzeri, zıttı,
yardımcısı, nasihatcısı, yol göstericisi yoktur. Ancak O'nun izninden sonra
şefaatçi şefaat edebilir.



2- Kesinlikle babası yoktur, çocuğu yoktur, dengi yoktur, hiçbir yönden nesebi
yoktur, zevcesi yoktur.



3- Kendi zatıyla Ganiyy'dir.[1]
Yemez, içmez ve hiçbir şekilde yarattıklarının ihtiyaç duyduklarına ihtiyaç
duymaz.



4- O hiçbir zaman bir halden başka bir hale değişmez. İhtiyarlık, hastalık,
uyuklama, uyuma, unutkanlık, pişmanlık, korku, keder ve bunlar gibi afetlere
hedef olmaz.



5- Yarattıklarından hiçbir şeyle benzeşmez. Bilakis ne zatında ne sıfatlarında
nede fiillerinde O'nun misli gibi hiçbir şey yoktur.



6- O yarattıklarından hiçbir şeye hulûl[2]
etmez ve yarattıklarından hiçbiride O'nun zatına hulûl edemez. Bilakis O zatı
ile yarattıklarından ayrı, yarattıkları da Ondan ayrıdır.



7-
O her şeyden daha yüce, her şeyden daha büyük, her şeyin üzerinde, her şeyden
daha yüksektedir. Elbette O'nun üzerinde hiçbir şey yoktur.



 8-
O her şeye Kâdir'dir.[3]
Dilediğini yapmakta hiçbir şey O'nu acze düşüremez. Bilakis O her dilediğini
yapar.



9- O her şeyi bilir[4].
Sırrı ve daha gizli olanı da bilir. Olanı da, olacağı da, olmayanı da  bilir.
Olmayan şayet olsaydı nasıl olurdu, nasıl olacaktı onunda keyfiyetini bilir.
Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

"O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içerisindeki
tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır"
(En'âm,



6/



59).
Hiçbir kıpırdayan varlık yoktur ki Allah (c.c.) onun hakikatini bilmesin.



10-
O Semî[5]
ve Basîr'dir.[6]
O bütün seslerin feryadını; lügatler farklı farklı, ihtiyaçlar çeşit çeşit
olmasına rağmen işitir ve gecenin karanlığında büyük katı kayanın üzerinde siyah
karıncanın kıpırtısını dahi görür. Muhakkak ki O'nun işitmesi işitilen her şeyi
kuşatmıştır. O'nun görmesi bütün görünenleri kuşatmıştır. O'nun ilmi, tüm
malumatı kuşatmıştır. O'nun kudreti her şeyi kuşatmıştır. O'nun iradesi tüm
yaratıklara nüfuz etmiştir. O'nun rahmeti tüm yaratıklarını kapsamıştır. Ve
O'nun kürsisi yeri  ve gökleri kuşatmıştır.



11- O kesinlikle gayba şahittir.[7]
Mülkünün idaresinde hiç kimseyi vekil tayin etmez. Kullarının ihtiyaçlarını
kendisine yükseltecek veya kulları hakkında O'na yardım edecek veya kulları için
şefkat ve merhamet dileyecek her hangi bir kimseye ihtiyaç duymaz.



12- O ezeli[8]
ve Bakî'dir.[9]
Zayıflamaz, yok olmaz, terk edip gitmez ve ölmez.



13- O Mütekellim'dir.[10]
Emredici ve yasaklayıcıdır. Hakkı söyler, yol gösterir, Resuller gönderir,
kitaplar indirir, hayrdan ve şerden kazandıkları sebebiyle her kulun üzerinde
durur, iyilik yapanı iyiliği sebebiyle mükafatlandırır ve kötülük yapanı
kötülüğü sebebiyle cezalandırır.



14- O vaadinde sadık, haberinde doğru sözlüdür. Ondan daha doğru sözlü hiç kimse
yoktur. Ondan daha doğru haber verecek hiç kimse yoktur. Ve O asla sözünden
dönmez.



15- O yüceler yücesi Samed'dir.[11]
Tüm ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılar ve Onun samediyetin de çelişki söz
konusu olmaz.



16- O Kuddûs'dür,[12]
Selâm'dır.[13]
O her türlü ayıplardan, afetlerden ve noksanlıklardan berîdir.



17- O her yönden mutlak kemâl sahibidir. Kâmildir.



18- O Adl'dır.[14]
Zulmetmez, eziyet etmez ve kulları Ondan zulmeder diye korkmazlar.



İşte bunlar bütün kitapların ve resullerin ittifak ettiklerindendir. Bunun
zıttına bir şeriatın gelmesi caiz olmayan ve hiçbir nebinin aslen aksini haber
vermeyeceği hükümlerdendir.



 

 




[1]
     el-Ganiyy: Nimet rahmet hazineleri sonsuz olup hiçbir şeye muhtaç
olmayan. (ç.)  




[2]
     Hulûl: Girme, içine sokulma, dahil olma, geçişme, sızma. Tenasuh
inancına göre ruhun bir bedenden çıktıktan sonra başka bedene girmesi.
Gulatı Şîanın; Allah (c.c.) Ali (r.a.)'nin bedenine girdi ve O'nun dili ile
kullarına hitap etti gibi batıl bir inanış. (ç.)






[3]
     el-Kâdir: Dilediği gibi yapmaya gücü yeten; dilerse yapan, dilemezse
yapmayan. (ç.)






[4]
     el-Alîm: Ezeli ilmiyle, büyük-küçük, gizli-aşikar,yaratılmış
yaratılmamış her şeyi bilen. (ç.)






[5]
     es-Semî': İşitmeye konu olan her şeyi hakkıyla işiten. (ç.) 
 




[6]
     el-Basîr: Tüm her şeyi kusursuzca gören. (ç.)
 




[7]
     eş-Şehîd: Bilinen ve bilinmeyen her şeye şahittir. (ç.)
 




[8]
     el-Evvel: Başlangıcı olmayan. (ç.)






[9]
     el-Bâkî: Varlığının sonu olmayan. Tüm yaratıklar yok olduktan sonra
varlığı devam eden. (ç.)






[10]
    el-Mütekellim: Konuşan demektir. Ancak vasıtasız konuşur kul keyfiyetini
bilemez."Ve Allah Mûsâ ile gerçekten konuştu" (Nisâ,

4/164)
(ç.)





[11]
    es-Samed: Her şey kendisine muhtaç olduğu halde, kendisi hiçbir şeye
muhtaç olmayan eksiksiz varlık. (ç.)
 




[12]
    el-Kuddûs: Hatadan, gafletten, acizlikten ve her türlü eksiklikten çok
uzak, pek temiz. (ç.)
 




[13]
    es-Selâm: Her çeşit arıza, ayıp, afet ve eksiklikten salim olan her
türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran. Cennetteki bahtiyar
kullarına selam eden. (ç.)






[14]
    el-Adl: Bütün icraatları hak ve adalet üzere olan. (ç.)