Fecir | Konular | Kitaplar

AHKÂM ÂYETLERİ VE YÜCE ALLAH'IN SIFATLARIYLA İLGİLİ ÂYETLER

AHKÂM ÂYETLERİ VE YÜCE ALLAH



AHKÂM ÂYETLERİ VE YÜCE ALLAH'IN SIFATLARIYLA İLGİLİ ÂYETLER



İnsanlar ahkam âyetlerinin çoğunda ihtilaf etmişlerdir.[1]
Fakat bir yerde dahi  sıfat ile ilgili âyetlerde ve haberlerde ihtilaf
etmemişlerdir. Bilakis sahabe ve tâbiûn sıfat âyetlerinin, manalarının ve
hakikatlerinin sabitliği hakkında ittifak etmişlerdir. Bu, sıfat âyetlerinin
açıklanmasının ahkam âyetlerinin açıklanmasından daha önemli ve onların
açıklanmasına yardım etmenin daha mühim olduğuna işaret etmektedir. Çünkü
sıfatlarla ilgili âyetler iki şehadetin (=Kelime-i Şehadet) gerçekleşmesinin  
tamamlanmasıdır. Ve onların isbatı Tevhîdin gereklerindendir.  Yüce Allah ve
Resulü açık bir şekilde onları beyan etmiştir. O beyanda ilimde derinleşen
alimleri tehlikeye düşürecek bir kapalılık meydana gelmez.



Ahkam âyetlerinin manaları insanların havassı[2]
tarafından anlaşılmaktadır. Sıfatlarla ilgili âyetlere gelince, onların
manalarının anlaşılmasında hâs ve âm müşterektir. Tabi burada mananın aslının
anlaşılmasını kast ediyoruz yoksa künhünü yada keyfiyetini değil. İşte bundan
dolayı sahabeden bazıları ahkam âyetleri hakkında müşkül[3]
duruma düşmüşlerdir. Örneğin Yüce Allah'ın şu  buyruğunda:
{حَتَّى
يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ}



"Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar"
(Bakara,



2/187.)[4]



fecirden sözüyle beyan edilinceye kadar sahabeden bazıları bu ahkam âyeti
hakkında müşkül duruma düşmüşlerdir.



Sıfat âyetlerinden biri olan şu âyette ve sıfatları açıklayan diğer âyetlerde
sahabe ve diğerleri müşkül duruma düşmemiştir.

"Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım"
(Bakara,



2/186.)



Önceki âyette olduğu gibi ahkam âyetleri mücmeldir ancak sünnetin onları
açıklamasıyla anlaşılır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya
sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir"
(Bakara,



2/196.)
bu kefâret orucunun miktarında ve kaç fakirin doyurulacağı hakkında mücmel bir
ayettir. Burada orucun üç gün olduğunu, altı fakirin doyurulacağını veyahut ta
bir koyun kurban edileceğini sünnet açıklamıştır. Hırsızlık, namaz, zekat ve hac
âyetlerinde olduğu gibi benzeri âyetler çoktur.



Sıfatlarla ilgili âyetlerde ve hadislerde haricen açıklanmasına ihtiyaç duyulan
bir mücmellik (kapalılık) yoktur. Her ne kadar beyanı ve tafsilatı ile ilgili
sünnet gelmişse de aksine onların beyanı kendilerindedir.[5]



 



* * *

 




[1]
     Suyûtî, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân, Bölüm

43.






[2]
     Havass: ilimli, kültürlü alim. Avamın zıttı. (ç.)      






[3]
     Müşkil: Karışık olan, mücmel olan ( kapalı olan) (ç.)






[4]
     İmam Taberî bu âyet hakkında Suddî'den şu sözü nakletmiştir: Gündüz
geceden ayrılıncaya kadar. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Bunun
benzeri İbni Abbâs'tan nakledilmiştir. (Taberî Tefsiri,

1/171-173.) 
 




[5]
     Muhtasaru Savâiki'l-Mürsele, s.

7