Örnek Sabır Destanı

Örnek Sabır
Destanı



Büyük sahabî Urve b. Zübeyr'i, Emevi
halifelerin­den Velid b. Abdülmelik Şam'a davet etmişti. Me­dine'den Şam'a
gelirken yolda geçirdiği bir kaza ile ayağı yaralanan Urve, ayağı kangren olmuş
hâlde Şam'a varabilmişti. Velid derhal doktorlarını çağırmış, Urve'nin
tedavisini emretmişti. Muayene sonunda Urve'nin ayağının kesil­mesi gerektiği
anlaşılmıştı. Ameliyat esnasında acı duy­maması için uyutulmak, bayıltılmak
istenmişti. Bunun için içirilmek istenen ilacı şu güzel ifâdeyle reddetmiş.
"Benim ne kalbim ne de dilim ömrüm boyunca Allah'ın zikrinden gayrı
kalma­mıştır. Ben bütün vücudumun parça parça doğranma­sına dayanırım da
Rabbimden gafil kalmaya dayana­mam. Beni bayıltmanıza ihtiyaç yok, siz kesin
ayağımı." dedi.

Ayağı kesildi, kızgın demirlerle dağlandı. O
hâl­dey­ken Allah'ı zikretmekle meşguldü. Ağzından bir üf bile duyulmadı.
Kesilen ayağını önüne aldı ve "Bir azamı al­dın, bütün azalarımı bana bıraktın,
sana hamd olsun ya Rabbi!" dedi.

Bu farklı değerlendirmenin yanında sabrın bizce
en önemli ve göz ardı edilen tarafı, tasavvufî bakış açısı ile aydınlanabilir.
Bu da gösteriyor ki, sabrın önemi bu kadar cazip meselelerle gerçekleşebiliyor.

[1]





[1]
Fatma Keskin, Sabır, Misyon Yayınları.