Siyasî Anlamıyla Devlet
Siyasî Anlamıyla Devlet
Siyasî Anlamıyla
Devlet:
Tarihî gelişimi içerisinde bu kelime giderek,
bir siyasí yapılanma, belli bir gücü elinde bulundurma ve egemenliğe sahip olma
durumunu ifade etmeye başlamıştır. Bugün âdevlet' diye ifade edilen gücün,
kelimenin sözlük anlamıyla ince bir bağlantısı vardır. âDevlet' bir gücü ve
belli bir üstünlüğü temsil etmektedir. Ancak bu güç sabit değildir, bir onun bir
bunun elinde durmakta, sürekli el değiştirmektedir.
Bugün âdevlet' deyince, manevi bir kişiliği,
anayasal bir düzeni olan, egemenlik sahibi, sınırları belli bir ülke üzerinde
kurulu, bir hükümete ve ortak kanunlara sahip teşkilat (örgüt) akla gelmektedir.
Devlet kavramının tanımı noktasında çok farklı görüşler vardır. Bunun sebebi
hemen herkesin olaya kendi ideolojisi, kültürel kimliği ve aldığı eğitim
açısından bakmasıdır. Herkes onu, kendi anlayışı doğrultusunda tanımlamaktadır.
Kur'an, çok açık şekilde devletten, devletin
yapısından bahsetmez. Böyle bir şey zaten Kur'an'ın konusu değildir. Çünkü
Kur'an bir hidâyet rehberidir ve insanlara Allah'a nasıl kulluk yapılacağının,
dünya hayatının nasıl yaşanacağının, hangi ilkelere uyacaklarının genel
hatlarını gösterir. Ancak Kur'an, yönetimden, âdil yöneticilere itaatten,
mü'minlere iktidar verilmesinden, yönetici peygamberlerden, saltanat sahibi
kralların azgınlıklarından, Allah'ın indirdiği ile hükmedilmesinden, suçluların
cezalandırılmasından, adâletle hüküm verilmesinden sık sık bahsediyor.
Kur'an'da çok miktarda siyasí kavram ve
siyasetle ilgili pek çok prensip olmasına rağmen âÍslâm'da bir yönetim şekli
yoktur' demek doğru değildir. Kaldı ki gönderilen bütün peygamberler, aynı
zamanda kendi toplumlarının yöneticileri idiler. Onlar, insanları Din'e davet
edipte sonra onları kendi halleriyle başbaşa bırakmamışlardır. Onları Allah'ın
indirdikleriyle yönetmişler, aralarındaki sorunları ilâhí ilkelerle
çözmüşlerdir.
Şüphesiz devlet anlayışı ve devletin örgütlenişi
tarih boyunca bir gelişme göştermiştir. Ancak, yönetim, kanun, hukuk, hâkimiyet,
hükümranlık ve benzeri şeyler hep devlete beraber düşünülmüş şeylerdir. İslâm
tarihinde âdevlet' kelimesinin kavram olarak kullanılması Abbâsîler döneminden
itibaren başlamıştır. Sevinçli günlerin sırasının Abbâsîlere geldiğini ifade
etmek üzere ya kelimenin sözlük anlamından hareket ederek, ya da
âdevlet' kelimesinin geçtiği âyetten esinlenerek âdevlet' sözü
kullanılmıştır. Zira âdevlet' kelimesinde mutluluk ve kutlu olmak anlamları da
vardır.Iktidarın el değişmesi, mevcut yönetimlerin iyi veya kötü olarak
nitelendirilmesi, yönetime bağlılıklar ve karşı oluşlar bu kelime ile ifade
edilmiştir.
Batılılaşma hareketlerinden sonra da
İngilizcedeki âstate' kelimesinin karşılığı olarak âdevlet' kelimesi tam olarak
yerleşmiştir. Biz âdevlet' konusundaki çok farklı görüşleri ve geniş
açıklamaları bir tarafa bırakıp, İslâm'ın tavsiye ettiği yönetim anlayışına
kısaca değinmek istiyoruz.
İster âdevlet' diyelim, isterse başka bir ad
verelim, yönetim olayının ilk insanla başladığı açıktır. Iki insan bir araya
gelse aralarında bir hukuk olayı meydana gelir. Toplu olarak yaşamaya mecbur
olan insanların hukuksuz, yönetimsiz ve yöneticisiz olmaları mümkün değildir.
Bir yöneticinin veya yönetimin yetkisinde belirli kurallara uyan topluluklar
huzuru, toplumsal düzeni sağlarlar. Kuralsız, hukuksuz, yönetimsiz, başsız
topluluklarda huzur ve düzen değil; kaos, anarşi ve düzensizlik vardır.
Siyasî Anlamıyla
Devlet:
Tarihî gelişimi içerisinde bu kelime giderek,
bir siyasí yapılanma, belli bir gücü elinde bulundurma ve egemenliğe sahip olma
durumunu ifade etmeye başlamıştır. Bugün âdevlet' diye ifade edilen gücün,
kelimenin sözlük anlamıyla ince bir bağlantısı vardır. âDevlet' bir gücü ve
belli bir üstünlüğü temsil etmektedir. Ancak bu güç sabit değildir, bir onun bir
bunun elinde durmakta, sürekli el değiştirmektedir.
Bugün âdevlet' deyince, manevi bir kişiliği,
anayasal bir düzeni olan, egemenlik sahibi, sınırları belli bir ülke üzerinde
kurulu, bir hükümete ve ortak kanunlara sahip teşkilat (örgüt) akla gelmektedir.
Devlet kavramının tanımı noktasında çok farklı görüşler vardır. Bunun sebebi
hemen herkesin olaya kendi ideolojisi, kültürel kimliği ve aldığı eğitim
açısından bakmasıdır. Herkes onu, kendi anlayışı doğrultusunda tanımlamaktadır.
Kur'an, çok açık şekilde devletten, devletin
yapısından bahsetmez. Böyle bir şey zaten Kur'an'ın konusu değildir. Çünkü
Kur'an bir hidâyet rehberidir ve insanlara Allah'a nasıl kulluk yapılacağının,
dünya hayatının nasıl yaşanacağının, hangi ilkelere uyacaklarının genel
hatlarını gösterir. Ancak Kur'an, yönetimden, âdil yöneticilere itaatten,
mü'minlere iktidar verilmesinden, yönetici peygamberlerden, saltanat sahibi
kralların azgınlıklarından, Allah'ın indirdiği ile hükmedilmesinden, suçluların
cezalandırılmasından, adâletle hüküm verilmesinden sık sık bahsediyor.
Kur'an'da çok miktarda siyasí kavram ve
siyasetle ilgili pek çok prensip olmasına rağmen âÍslâm'da bir yönetim şekli
yoktur' demek doğru değildir. Kaldı ki gönderilen bütün peygamberler, aynı
zamanda kendi toplumlarının yöneticileri idiler. Onlar, insanları Din'e davet
edipte sonra onları kendi halleriyle başbaşa bırakmamışlardır. Onları Allah'ın
indirdikleriyle yönetmişler, aralarındaki sorunları ilâhí ilkelerle
çözmüşlerdir.
Şüphesiz devlet anlayışı ve devletin örgütlenişi
tarih boyunca bir gelişme göştermiştir. Ancak, yönetim, kanun, hukuk, hâkimiyet,
hükümranlık ve benzeri şeyler hep devlete beraber düşünülmüş şeylerdir. İslâm
tarihinde âdevlet' kelimesinin kavram olarak kullanılması Abbâsîler döneminden
itibaren başlamıştır. Sevinçli günlerin sırasının Abbâsîlere geldiğini ifade
etmek üzere ya kelimenin sözlük anlamından hareket ederek, ya da
âdevlet' kelimesinin geçtiği âyetten esinlenerek âdevlet' sözü
kullanılmıştır. Zira âdevlet' kelimesinde mutluluk ve kutlu olmak anlamları da
vardır.Iktidarın el değişmesi, mevcut yönetimlerin iyi veya kötü olarak
nitelendirilmesi, yönetime bağlılıklar ve karşı oluşlar bu kelime ile ifade
edilmiştir.
Batılılaşma hareketlerinden sonra da
İngilizcedeki âstate' kelimesinin karşılığı olarak âdevlet' kelimesi tam olarak
yerleşmiştir. Biz âdevlet' konusundaki çok farklı görüşleri ve geniş
açıklamaları bir tarafa bırakıp, İslâm'ın tavsiye ettiği yönetim anlayışına
kısaca değinmek istiyoruz.
İster âdevlet' diyelim, isterse başka bir ad
verelim, yönetim olayının ilk insanla başladığı açıktır. Iki insan bir araya
gelse aralarında bir hukuk olayı meydana gelir. Toplu olarak yaşamaya mecbur
olan insanların hukuksuz, yönetimsiz ve yöneticisiz olmaları mümkün değildir.
Bir yöneticinin veya yönetimin yetkisinde belirli kurallara uyan topluluklar
huzuru, toplumsal düzeni sağlarlar. Kuralsız, hukuksuz, yönetimsiz, başsız
topluluklarda huzur ve düzen değil; kaos, anarşi ve düzensizlik vardır.
ŞERİAT
- ŞERİAT
- Şeriat; Anlam ve Mâhiyeti
- İslâm Şeratının Kaynakları
- Kavram Olarak Şeriat
- Kur'an'daki Kullanımı
- Dinin Eşanlamlısı Olarak Şeriat
- Din'in Bölümleri
- Şeriat Kavramı ve Bazı Yanlış Değerlendirmeler
- İslâm Şeriatının Özellikleri
- Şer'î Hüküm..
- 1- Teklifî hüküm
- 2- Vaz'î hüküm
- Kur'ân-ı Kerim'de Şeriat Kavramı
- Hadis-i Şeriflerde Şeriat Kavramı
- Şeriatlerin Esasta Birliği
- Şeriat ve Laiklik
- Şeriate Bağlılık ve İbâdet
- İslâm'ın, Önceki Peygamberlerin Şeriatlarıyla İlişkisi
- Şeriatte Hile Olur mu? Hîle-i Şer'iyye Denilen "Hîle-i Şerriyye"
- Bazı Tasavvuf Erbâbının Şeriatı Basite İndirgemesi
- Zâhir-Bâtın Ayrımı
- Marifet ve Hakikat İddiası
- Şathiye; Şeriatle Bağdaşmayan, İsyanla Dolu Tasavvufî Söz ve Şiirler
- Devlet ve İslâm Devleti
- Siyasî Anlamıyla Devlet
- Müslümanların Tarihinde Devlet
- Devlet Amaç Değildir
- Hâkimiyet/Egemenlik Kayıtsız Şartsız Allah'ındır
- Kur'an'a Göre Hâkimiyet Türleri
- İslâm'a Göre Hâkimiyet