Câhiliyye Teberrücü; Kadının Açılıp Saçılması Câhiliyye dönemi Arap toplumunda Kadın

Câhiliyye Teberrücü

Câhiliyye Teberrücü; Kadının Açılıp Saçılması



Câhiliyye dönemi Arap toplumunda Kadın:



Genellikle bütün tarihçilerin kabul ettiği üzere
kadının hiçbir değeri yoktu. Öyle ki kadın olmak utanç verici bir durumdu. Bu
yüzden kız çocukları diri diri toprağa gömülüyorlardı. Kadının miras hakkı
yoktu. Kısaca kadın, erkeğin kölesinden başka bir şey değildi.

Kur'an'dan anladığımıza göre, müşrik Araplar
kendi zihinlerinde düşük ve değersiz saydıkları kızları Allah'a lâyık
görüyorlar, beğenip hoşlandıkları erkekleri ise kendilerine izâfe ediyorlardı
(16/Nahl, 57). Meleklerin de Allah'ın kızları olduğunu iddiâ ediyorlardı (43/Zuhruf,
19). Allah Teâlâ ise Arapların kendilerince değersiz bulduklarını Allah'a,
değerli saydıklarını kendilerine ayırmalarını kendilerine ayırmalarını "çarpık
bir paylaşma" olarak niteliyor (53/Necm, 21-22). Ve kızları diri diri toprağa
gömecek kadar aşağılamaları hakkında "bak ne kötü hüküm veriyorlar!" (16/Nahl,
59) buyuruyor.

Yine Kur'an, çeşitli konuları işlerken, kadının
toplumsal, hukukî uygulamalarda uğradığı zulümlere işaret ediyor. Meselâ:
"Kadına zorla mirasçı olmanız size helâl değildir." (4/Nisâ, 9) mealindeki
âyetten, kadının mal gibi miras kalması ve kadına zorla mirasçı olunması
şeklindeki zulmün câhiliyye döneminde yürürlükte olduğunu anlıyoruz. Zıhar'ı
yasaklayan âyetler de Kur'an'ın tâbiriyle "çirkin" bir geleneğin varlığına
işaret ediyor. Boşanma ile ilgili âyetlerde, kadınların haklarını koruma
noktasında mü'minlere Allah'tan korkmalarını emrediyor. Bu ve bunun gibi birçok
âyetlerle, kadının câhiliyye dönemindeki, hukukî uygulamalarda zulme mâruz
kaldığını, yaratılış itibarıyla da hor ve hakir görüldüğünü anlıyoruz.