Nakşîbendîlik.
Nakşîbendîlik
Nakşîbendîlik
Madem ki Nakşîbendî Tarîkatı da
tasavvufî bir kurumdur, o halde yukarıdaki hükümden, Nakşîlik için de peşin
olarak aynı zamanda söz edilebilir. Fakat konumuzun eksenini oluşturan râbıta
hakkında olabildiğince aydınlanabilmek amacıyla Nakşîbendîliği sadece böyle
peşin bir hükme bağlamak yerine, kısa da olsa sistematik bir inceleme ile onu
burada gözden geçirmekte yarar vardır. O zaman hem tarîkatın tasavvuftan
beslenme biçimi, hem Kur'ân ve Sünnetin ışığındaki yeri, hem de râbıtayı
aydınlatmak bakımından Nakşîliğin doktrinal yönlendiriciliği ortaya çıkmış
olacak ve böylece bu konuya ilişkin kuşkular da dağılmış bulunacaktır.
Nakşîbendî Tarîkatı'nın,
tasavvuftan nasıl beslendiğine gelince, bunu en iyi kanıtlayan delillerin
başında yine râbıta gelmektedir. Çünkü râbıtanın gerek ortaya atıldığı yer ve
zaman, gerekse uygulanış biçimi, Nakşîliğin, hangi din ve felsefelerden, hangi
milletlerin mistik kaynaklarından yararlandığını çok açık bir şekilde ortaya
koymaktadır.
Râbıta, Nakşîbendîliği
yüzyıllar boyu etkilemiş olan Uzakdoğu dinleri arasında özellikle Hind
mistisizminin, çok derin izlerini yansıtmaktadır.
Nitekim ileride ayrıntılarıyla
ve karşılaştırmalı olarak ortaya konulacak olan bu gerçek bile tek başına
gösteriyor ki Nakşîlik, Bâkıy-Billâh-ı Kabulî'den önce (yani mîlâdî 1550'lerden
önce) Türkistan'daki muhiti ile sınırlı iken tarîkatta uygulamalı olarak râbıta
diye bir şey yoktu. Her ne kadar Raşahât'da râbıta, kelime olarak geçiyorsa da
bu kitabın kaleme alındığı mîlâdî XV. yüzyılın ortalarında onun, sonraki
biçimiyle henüz uygulamalı bir tarîkat kuralı olmadığı rahatça anlaşılmaktadır.
Bu da Türkistan'da Nakşîliği o
dönemde besleyen kaynakların anlayış ve zevk bakımından Hind mistisizminin
fantezilerine sahip bulunmadığını kanıtlamaktadır.
Nitekim vaktiyle Türk
muhitlerinde yaygın bulunmuş olan Şamanlık, insanın iç dünyasında coşkular
uyandırabilecek zengin dekorlara, motif ve ritüellere sahip bir din değildi. Bu
nedenle Nakşîliğin (henüz Hindistan'a sıçramadan) Türkistan'da ürettiği on bir
kavram bile yine kaynak olarak Budizm'den ruhunu almaktadır. Raşahât bu
kavramları sıralayıp açıklarken râbıtayı, sadece mürîdin şeyhine karşı sevgi
beslemesi anlamında kullanmaktadır.
Nakşîliğin, gerek doktrini ve
kurallarıyla, gerekse rûhânîlerinin yaşam tarzıyla İslâm'dan çok farklı bir
çizgide olduğunu anlamak hiç de zor değildir. Bunun için tarîkatın temel
dinamiklerini kısaca incelemek yeterlidir. Bunlar başlıca üçtür: "Biat",
"Kelimât-ı Semâniye" ve "Zikir". Bu dinamikler, "Seyr-u Sülûk" adı altında
sistematize edilmiştir.
Nakşîbendîlik
Madem ki Nakşîbendî Tarîkatı da
tasavvufî bir kurumdur, o halde yukarıdaki hükümden, Nakşîlik için de peşin
olarak aynı zamanda söz edilebilir. Fakat konumuzun eksenini oluşturan râbıta
hakkında olabildiğince aydınlanabilmek amacıyla Nakşîbendîliği sadece böyle
peşin bir hükme bağlamak yerine, kısa da olsa sistematik bir inceleme ile onu
burada gözden geçirmekte yarar vardır. O zaman hem tarîkatın tasavvuftan
beslenme biçimi, hem Kur'ân ve Sünnetin ışığındaki yeri, hem de râbıtayı
aydınlatmak bakımından Nakşîliğin doktrinal yönlendiriciliği ortaya çıkmış
olacak ve böylece bu konuya ilişkin kuşkular da dağılmış bulunacaktır.
Nakşîbendî Tarîkatı'nın,
tasavvuftan nasıl beslendiğine gelince, bunu en iyi kanıtlayan delillerin
başında yine râbıta gelmektedir. Çünkü râbıtanın gerek ortaya atıldığı yer ve
zaman, gerekse uygulanış biçimi, Nakşîliğin, hangi din ve felsefelerden, hangi
milletlerin mistik kaynaklarından yararlandığını çok açık bir şekilde ortaya
koymaktadır.
Râbıta, Nakşîbendîliği
yüzyıllar boyu etkilemiş olan Uzakdoğu dinleri arasında özellikle Hind
mistisizminin, çok derin izlerini yansıtmaktadır.
Nitekim ileride ayrıntılarıyla
ve karşılaştırmalı olarak ortaya konulacak olan bu gerçek bile tek başına
gösteriyor ki Nakşîlik, Bâkıy-Billâh-ı Kabulî'den önce (yani mîlâdî 1550'lerden
önce) Türkistan'daki muhiti ile sınırlı iken tarîkatta uygulamalı olarak râbıta
diye bir şey yoktu. Her ne kadar Raşahât'da râbıta, kelime olarak geçiyorsa da
bu kitabın kaleme alındığı mîlâdî XV. yüzyılın ortalarında onun, sonraki
biçimiyle henüz uygulamalı bir tarîkat kuralı olmadığı rahatça anlaşılmaktadır.
Bu da Türkistan'da Nakşîliği o
dönemde besleyen kaynakların anlayış ve zevk bakımından Hind mistisizminin
fantezilerine sahip bulunmadığını kanıtlamaktadır.
Nitekim vaktiyle Türk
muhitlerinde yaygın bulunmuş olan Şamanlık, insanın iç dünyasında coşkular
uyandırabilecek zengin dekorlara, motif ve ritüellere sahip bir din değildi. Bu
nedenle Nakşîliğin (henüz Hindistan'a sıçramadan) Türkistan'da ürettiği on bir
kavram bile yine kaynak olarak Budizm'den ruhunu almaktadır. Raşahât bu
kavramları sıralayıp açıklarken râbıtayı, sadece mürîdin şeyhine karşı sevgi
beslemesi anlamında kullanmaktadır.
Nakşîliğin, gerek doktrini ve
kurallarıyla, gerekse rûhânîlerinin yaşam tarzıyla İslâm'dan çok farklı bir
çizgide olduğunu anlamak hiç de zor değildir. Bunun için tarîkatın temel
dinamiklerini kısaca incelemek yeterlidir. Bunlar başlıca üçtür: "Biat",
"Kelimât-ı Semâniye" ve "Zikir". Bu dinamikler, "Seyr-u Sülûk" adı altında
sistematize edilmiştir.
RİBAT-RABITA-MURÂBATA YAPMAK
- MURÂBATA YAPMAK (CİHAD İÇİN HAZIR OLMAK)
- Murâbata; Anlam ve Mâhiyeti
- Ribat; Anlam ve Mâhiyeti
- Ribat ve Râbıta.
- Râbıta'nın Anlamı
- Murâbıt Kimdir?.
- Kur'ân-ı Kerim'de Murâbata Kavramı
- Hadis-i Şeriflerde Murâbata ve Ribat Kavramı
- Râbıta Kavramının Yozlaştırılması
- Râbıta Nedir?.
- Tarîkat Kaynaklarına Göre Râbıta Hakkında Genel Bilgiler "Râbıta" Kelimesinin Sözlük Ve Terim Anlamı
- Râbıtanın Değişik Tanımları
- Râbıtanın Şartları ve Uygulanış Biçimi
- Tarîkat Rûhânîlerine Göre, Râbıta Yapmanın Kaçınılmaz Lüzumu
- Nakşîbendîlerin Râbıtaya İlişkin Delilleri
- Râbıtaya İlişkin Çok Yönlü Değerlendirmeler Nakşîbendîlikte Anlayış ve Yargı
- TASAVVUFTA RABITA
- Râbıtanın Meşru‘iyeti Âyet-Hadis-İcmâ‘ ve Kıyas ile Sâbittir
- Râbıta, Murâbata ve Murâbıt Kelimelerinin Tahlili
- Mutasavvıflar Tarafından Râbıtayı Anlatan Eserlerden Bazıları
- Tasavvufî Bir Terim Olarak Râbıta
- Rûhânîler ve Râbıta
- Halid Bağdâdî ve Râbıta
- Tasavvuf, Nakşîbendîlik ve Râbıta.
- Tasavvuf
- Nakşîbendîlik.
- Seyr-u Sülûk
- Nakşîbendîlik'de Kerâmet, Menkabe ve Râbıta İlişkisi
- Ermişlik
- Tarîkatta Evliyâ Nasıl Bir Kişiliktir