HAKİM
Yeni Sayfa 1
﴿
اَلْحَكِيمُ ﴾
HAKÎM
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Allah bilendir, Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi)'dir."[1]
"Şüphesiz, sen Azîz (güçlü ve üstün olan)'sin, Hakîm (hüküm ve hikmet
sahibi)'sin."[2]
Mus'ab b. Sa'd babasından rivâyetle anlatıyor: Hz. Peygamber'in yanına bir
bedevi geldi ve: "Bana, daima söyleyeceğim bir söz öğret." dedi. Hz. Peygamber
şöyle buyurdu: "De ki: "Allah'tan başka ilâh yoktur. O, tektir, hiçbir ortağı
yoktur. Allah, büyüklerin en büyüğüdür. O'na çok hamd olsun. Âlemlerin Rabb'i
olan Allah, ne yücedir. Azîz, Hakîm olan Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvet
sahibi yoktur." Bedevi: "Bu Rabb'im için olan kelimelerdir. Peki benim için
olanlar?" dedi. Hz. Peygamber: "De ki: "Ey Allah'ım, beni affet, bana merhamet
et, bana doğru yolu göster. Bana sağlık, afiyet ve bol rızık ver" dedi.[3]
el-Halîmî der ki: "Hakîm, söylediği her söz ve yaptığı her fiil doğru olandır.
Böyle bir sıfatla nitelenmek ancak Allah'a yakışır. Çünkü yaptığı bütün
fiiller doğrudur, eserleri mükemmeldir ve hiçbir kusuru yoktur. Bu kadar doğru,
sağlam ve mükemmel eserler ancak Hakîm olan biri tarafından yapılabilir. Bu
eserlerin hayat sahibi, bilen ve güçlü olan biri tarafından yapılması zorunlu
olduğu gibi, Hakîm olan biri tarafından da yapılmış olması zorunludur.
el-Hattâbî der ki: "Hâkim, eşyaları sağlam ve eksiksiz yaratandır. Sözcük, müfil
(muhkim) kalıbından faîl (Hakîm) kalıbına dönüştürülmüştür. Muhkim, sağlam
yapan anlamındadır. Eşyanın sağlam yapılması demek, bunların güzel bir planla
ve herkes tarafından takdirle karşılanan bir yapıyla oluşturulması demektir.
Yoksa her yapının sağlam yapılı ve yıkılmaz olduğu kastedilmemektedir. Çünkü
bu âlemde, karınca gibi son derece zayıf yapılı varlıklar da bulunmaktadır.
Ancak bu tür varlıkların yaratılış sanstı bunları yaratan mâhir bir ustanın
varlığına delalet etmektedir. Tıpkı göklerin, yerin, dağların ve daha nice
büyük varlıkların yaratılışının Allah'ın varlığına delalet ettiği gibi. Yüce
Allah mükemmel yaratıcılığını bize şöyle haber verir: "Ki O, yarattığı her
şeyi en güzel yapandır."[4]
Allah Teâlâ, burada varlıkların dış görünümlerinin güzelliğine değil en güzel
şekilde yaratılışına işaret etmektedir. Çünkü dış görünüm güzelliği maymun,
domuz vb. birçok hayvanda bulunmamaktadır. Bu yüzden burada yaratılan her
varlığın güzel bir planla yaratıldığı kastedilmektedir. O, bu varlıkları
dilediği şekillerde, dilediği görünümlerde ve dilediği biçimlerde yaratmıştır.[5]
Allah, bütün varlıkları bir plana göre yarattığını bize şöyle haber verir: "O
her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir."[6]
Hikmet, bir şeyi yapanın onu ne için yaptığıyla alâkalıdır. Yani hikmet,
yapanın yapma amacıyla ilgili bir kavramdır. Dolaysıyla bir amaç için yapmayan
kimse hakkında hikmet düşünülemez.[7]
Hikmeti kabul etmeyen, Allah'a tam anlamıyla hamd edemez, O'nu eksikliklerden
münezzeh tutamaz. Hikmetin olmadığını savunanların iddiaları, ilk ve son dönem
İslâm âlimleri tarafından reddedilmiştir.[8]
[1]
Nisa,
26.
[2]
Bakara,
129.
[3]
Müslim,
2697.
[4]
Secde,
7.
[5]
Beyhakî, a.g.e., s.
21-22.
[6]
Furkan,
2.
[7]
İbn Kayyim, "Tarîku'l-hicreteyn", s.
196.
[8]
İbn Kayyim, a.g.e., s.
196.
﴿
اَلْحَكِيمُ ﴾
HAKÎM
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Allah bilendir, Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi)'dir."[1]
"Şüphesiz, sen Azîz (güçlü ve üstün olan)'sin, Hakîm (hüküm ve hikmet
sahibi)'sin."[2]
Mus'ab b. Sa'd babasından rivâyetle anlatıyor: Hz. Peygamber'in yanına bir
bedevi geldi ve: "Bana, daima söyleyeceğim bir söz öğret." dedi. Hz. Peygamber
şöyle buyurdu: "De ki: "Allah'tan başka ilâh yoktur. O, tektir, hiçbir ortağı
yoktur. Allah, büyüklerin en büyüğüdür. O'na çok hamd olsun. Âlemlerin Rabb'i
olan Allah, ne yücedir. Azîz, Hakîm olan Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvet
sahibi yoktur." Bedevi: "Bu Rabb'im için olan kelimelerdir. Peki benim için
olanlar?" dedi. Hz. Peygamber: "De ki: "Ey Allah'ım, beni affet, bana merhamet
et, bana doğru yolu göster. Bana sağlık, afiyet ve bol rızık ver" dedi.[3]
el-Halîmî der ki: "Hakîm, söylediği her söz ve yaptığı her fiil doğru olandır.
Böyle bir sıfatla nitelenmek ancak Allah'a yakışır. Çünkü yaptığı bütün
fiiller doğrudur, eserleri mükemmeldir ve hiçbir kusuru yoktur. Bu kadar doğru,
sağlam ve mükemmel eserler ancak Hakîm olan biri tarafından yapılabilir. Bu
eserlerin hayat sahibi, bilen ve güçlü olan biri tarafından yapılması zorunlu
olduğu gibi, Hakîm olan biri tarafından da yapılmış olması zorunludur.
el-Hattâbî der ki: "Hâkim, eşyaları sağlam ve eksiksiz yaratandır. Sözcük, müfil
(muhkim) kalıbından faîl (Hakîm) kalıbına dönüştürülmüştür. Muhkim, sağlam
yapan anlamındadır. Eşyanın sağlam yapılması demek, bunların güzel bir planla
ve herkes tarafından takdirle karşılanan bir yapıyla oluşturulması demektir.
Yoksa her yapının sağlam yapılı ve yıkılmaz olduğu kastedilmemektedir. Çünkü
bu âlemde, karınca gibi son derece zayıf yapılı varlıklar da bulunmaktadır.
Ancak bu tür varlıkların yaratılış sanstı bunları yaratan mâhir bir ustanın
varlığına delalet etmektedir. Tıpkı göklerin, yerin, dağların ve daha nice
büyük varlıkların yaratılışının Allah'ın varlığına delalet ettiği gibi. Yüce
Allah mükemmel yaratıcılığını bize şöyle haber verir: "Ki O, yarattığı her
şeyi en güzel yapandır."[4]
Allah Teâlâ, burada varlıkların dış görünümlerinin güzelliğine değil en güzel
şekilde yaratılışına işaret etmektedir. Çünkü dış görünüm güzelliği maymun,
domuz vb. birçok hayvanda bulunmamaktadır. Bu yüzden burada yaratılan her
varlığın güzel bir planla yaratıldığı kastedilmektedir. O, bu varlıkları
dilediği şekillerde, dilediği görünümlerde ve dilediği biçimlerde yaratmıştır.[5]
Allah, bütün varlıkları bir plana göre yarattığını bize şöyle haber verir: "O
her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir."[6]
Hikmet, bir şeyi yapanın onu ne için yaptığıyla alâkalıdır. Yani hikmet,
yapanın yapma amacıyla ilgili bir kavramdır. Dolaysıyla bir amaç için yapmayan
kimse hakkında hikmet düşünülemez.[7]
Hikmeti kabul etmeyen, Allah'a tam anlamıyla hamd edemez, O'nu eksikliklerden
münezzeh tutamaz. Hikmetin olmadığını savunanların iddiaları, ilk ve son dönem
İslâm âlimleri tarafından reddedilmiştir.[8]
[1]
Nisa,
26.
[2]
Bakara,
129.
[3]
Müslim,
2697.
[4]
Secde,
7.
[5]
Beyhakî, a.g.e., s.
21-22.
[6]
Furkan,
2.
[7]
İbn Kayyim, "Tarîku'l-hicreteyn", s.
196.
[8]
İbn Kayyim, a.g.e., s.
196.
Esmau'l-Husna
- Esmau'l-Husna
- İçindekiler
- Önsöz
- Kitap Hakkında
- ALLAH
- "Allah" Adının Bütün İsim ve Sıfatları Kapsaması
- "Allah" Kelimesinin Kökeni
- "Allah" Adı Türememiştir; Türediğini İddia Etmenin Amacı Nedir?
- "Allahümme" Kelimesinin Anlamı
- Basralı Dilbilimcilerin Cevabı
- EKREM-KERİM
- Ekrem'in Anlamı
- Kerîm'in Anlamı
- Ekrem Kerîm Arasındaki Fark
- Yüce Allah'ın Kerem Sahibi Oluşunun Göstergeleri
- EVVEL-AHİR-ZAHİR-BATIN
- Evvel ve'l-Âhir'in Anlamı
- Fahrüddin Râzî'nin Görüşü
- İbn Kayyim'in görüşü
- Bu İsimleri Bilmenin Sağladığı Yararlar
- BARİ
- Bu İsmi Bilmenin Faydası
- BASİT-KABIZ
- Bu İki İsmi Bilmenin Faydaları
- BAİS
- Bâ'is İsmini Bilmenin Faydası
- BAKİ
- Bâkî İsminin Anlamları
- BEDİ'
- BER